AK Parti'de iç çatışma!


Şike tartışmaları ve yasanın vetosuyla gelişen olaylar AK Parti açısından ortaya benzersiz bir durum çıkarmış mıdır? Daha açık soralım... Bu hal, iktidar partisi için bir iç hesaplaşma veya post-Erdoğan dönem için erken bir çatışma alameti midir? Cevabı da baştan verelim; değildir. Süreci böyle yorumlamak, böyle anlamak isteyen ve de böyle neticelenmesini arzulayanlar vardır. Çok güçlü, çok disiplinli bir partinin Şike Yasası vesilesiyle içeride tartışma yaşamasını; AK Parti’yi karıştırmak için “sürpriz fırsat” olarak görüp hevesle o noktayı eşeleyenlerin coşkusunu izliyoruz. Analizler yanlış ama son tahlilde yapılan şey muhalefet mantığına aykırı değil... Hatta, CHP medyasının yasayı, şikeyi bir yana bırakıp sadece o noktaya odaklanması da anlaşılmaz bir şey değil. Anlaşılmaz olan tek şey, bu kadar yıldır en keskin muhalefeti yönelttikleri bir lider ve partisini hala anlayamamış olmalarıdır. Bu ilk karavana değil Sıralayalım... Önce, iktidar nasıl olsa yıpranır diye genel seçimlerin sonuçlarına yatırım yaptılar. Yüzde 47’lik 22 Temmuz seçiminin de yüzde 50’lik 12 Haziran seçiminin de çok farklı olacağını varsayıyorlardı. Her iki seçimde de AK Parti’nin 40’ların altına ineceğine, CHP’nin 30’ları aşarak MHP ile birlikte iktidar olacağına cidden inanıyorlardı. Okurlarını, dostlarını, patronlarını buna ikna etmişlerdi. Arada başka şeylere de iman ettiler, biliyoruz. Bir askeri küçük darbe gibi mesela... Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesindeki 27 Nisan bildirisi gibi veyahut da... Olmadı, kapatma davasıyla Erdoğan’ın yasaklanması ve partinin ortadan ikiye bölünmesi gibi... Başka nelerden medet umdular, daha fazla saymayalım. Bilmeyen kalmadı zira... Analiz kapasitesi ve siyasi zekası bu seviyede olan bir siyaset-medya muhalefet hattından söz ediyoruz neticede. ANAP şablonuna bel bağlamak Ortada, AK Parti’yi ve Tayyip Erdoğan’ın siyasetini baştan beri anlayamayan, anlamak da istemeyen; onu ANAP şablonuna oturtarak içlerini ferah tutmaya çalışan bir yapı var. Bu yapı iflah olmaz bir hevesle, AK Parti’nin ANAP gibi önce içeride çatışacağı, sonra da sandıkta eriyip gideceğini umuyordu. Aradan üç genel seçim, iki yerel seçim iki de referandum geçmesine rağmen, son günlerdeki hallerinden anlaşılan o ki hala da umuyor... Bugün Şike yasasında, Cumhurbaşkanı’nın vetosuna, Bülent Arınç’ın itirazına bel bağlamaları ve bunu bir iç çekişme tablosu olarak takdime çalışmaları da bundandır. Geç kalmış ama hala içten içe yanmakta olan bir umudu dışa vuruyor. Acaba! Acaba, Tayyip Erdoğan’dan sonra bir çatışma olabilir mi? Ve hatta şansları yaver giderse daha Erdoğan gitmeden bile bu mümkün olabilir mi? Türkiye değişirken değişime direnenlerin ürettikleri gerilimin en önemli sebeplerinden birisi de budur. Hesapların tutmaması, AK Parti’nin erimek yerine güçlendikçe güçlenmesi... Yanlış analiz, artan gerilim ve nihayet siyasi yetersizlik bir araya gelince, nerede duracaklarını bilemiyorlar. Kendilerini kandırmak bir yana, sempatizanlarını ve okurlarını da yanıltıyorlar. Esasen, hiçbir kritik siyasi gelişmede işe yaramayan ve doğrulanmayan bir şablonda ısrar ederek, ruh dünyalarını mutsuz etmekten başka bir şey yapmış olmuyorlar.
<< Önceki Haber AK Parti'de iç çatışma! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER