Amasya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayar:

Amasya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayar:

Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü İslam Tarihçisi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Ayar, ''Amasya, Hristiyanlığın ilk yayıldığı yıllarda, 12 adet manastır ile ruhban yetiştiren önemli bir merkezdi'' dedi. Ayar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1764-1831 yılları arasında yaşamış dönemin Amasya Müftüsü Mustafa Vazıh Efendi'ye ait Osmanlıca yazılmış el yazması eserleri, Amasya Macit Zeren Fen Lisesi'nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Recep Orhan Özel ile birlikte ''Amasya Fetvaları ve İlk Amasya Şehir Tarihi'' (Belâbilü'r - Râsiye Fî Riyâz-ı Mesâili'l-Amâsiyye) adlı kitapta topladıklarını söyledi. Söz konusu eseri Tanzimat'tan önce Amasya ile ilgili yazılan en orijinal eser olarak nitelendiren Ayar, bu eseri günümüz insanının faydalanması için yaşayan Türkçe'ye çevirdiklerini ifade etti. Yurdun çeşitli yerlerinde bulunan müze ve kütüphanelerdeki el yazması nüshalardan karşılaştırarak, yaklaşık 2 yılda 107 sayfalık kitabı yeni harflere aktardıklarını, daha sonra ise günümüz Tükçesine çevirdiklerini anlatan Ayar, ortaya çıkan eserin, ilk etapta Amasya Belediyesi Kültür Yayınları tarafından 2 bin 500 adet basıldığını ve Amasya'nın tarihine yönelik önemli bilgiler ortaya koyduğunu ifade etti. Ayar, şunları kaydetti: ''Ortaya çıkan kitap, Amasya tarihi açısından önemli bir kaynaktır. Mustafa Vazıh Efendi'nin medreselerde okuttuğu bir çok temel kaynaktan yaralanarak ortaya koyduğu, Osmanlıca yazılmış el yazması eserlerin bir kitapta günümüz Türkçesi ile toplumun hizmetine sunmaktan büyük mutluluk duymaktayım. Bu el yazması eserler, kendinden sonra yazılmış Amasya kent tarihi ile ilgili eserlere kaynaklık yapmıştır.'' -12 MANASTIR- -Söz konusu kitabın iki bölümden oluştuğunu kaydeden Ayar, ikinci bölümde yer alan, ''Amasya'nın Tarihi Geçmişi'nde 12 manastır ile ruhban yetiştiren önemli bir merkez olduğunu ortaya koyduğunu aktararak, Mustafa Vazıh Efendi'nin eserlerinde şu ifadelerin yer aldığını belirtti: ''Herşena dedikleri yer, yerkürenin güneydoğu bölgesine düşen saklı kalmış bir vadinin ismidir. Bu vadinin içinden bir ırmak akar. Kıyısında 5-10 manastır olup, her birinin bir kaç bölümü vardır. Yüksek bir kayalık üzerinde bir kalesi, diğer bir dağda da başka bir kalesi vardır. Firavunlar, Yahudiler, Cürhümlüler ve Kanturlular'ın bilginleri, buralar ıssız diye gelip geçmişlerdir. Şu anda ise (1800'lü yıllar), Hristiyan azizleri inziva hayatı yaşarlar. Adı geçen kalelerde, paralı askerler manastırlarda kalanları korurlar. Manastırlarda kalan bu kimseler, dünyadan bütün ilişkilerin kesmiş kimselerdir. Yine bir çok tarihi kaynaklardan edindiğim bilgilere göre, bu Amasya denilen yer, yol geçmez, kimse bilmez, uzunluğu 10 saatlik ıssız bir vadiden akan nehrin kıyılarında, 12 adet sağlam ve görkemli manastırın ve iki adet çıkılması imkansız sarp yamaçlı kalenin ortak ismidir. Buraya ''Küçük Roma''da derler. Ayrıca, Medinetü'l Hükema da denilir. Bazı kaynaklar ise ''Bizans'ın Hayberi''ifadesine rastlanır.'' ''Amasya Hristiyanlığın ilk yayıldığı yıllarda 12 adet manastır ile ruhban yetiştiren önemli bir merkezdi'' diyen Ayar, kitapta söz konusu manastırların isimlerinin anlamlarıyla birlikte verildiğini, Ca'ban, İltekin, Venk, Nasturiyye, Çökçe, Ayvasıl, Dragot, Frenkler, Zona, Ziyere, Ya'kubiyye ve Gökliz adlı manastırların o dönemde ruhban yetiştirdiğine dikkat çekti. Ayar,eserde adı geçen manastırlardan Nasturiye'nin, daha sonra Fethiye Camisi'ne dönüştürüldüğünü, ayrıca, manastırlarda görev yapan rahiplerin, bütün Hristiyanların çözümü güç dini problemlerinin danışıldığı başvuru makamı olduğunu belirtti. (FMK-DLK-YB)15.06.2011 13:37:25
<< Önceki Haber Amasya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayar: Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER