AGC Yılın Basın Ödülleri (1)

AGC Yılın Basın Ödülleri (1) -Başbakan Yardımcısı Arınç: -Terörle Mücadele Kanunundan şikayet etmeyip kaldırılmasını da istemeden, (Bu kadar gazeteci içeride demek) samimi olmaz -Terörle Mücadele Kanunu 1990lı yıllardan beri va


ANTALYA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Terörle Mücadele Kanunundan şikayet etmeyip kaldırılmasını da istemeden, (Bu kadar gazeteci içeride demek) samimi olmaz. Çünkü Terörle Mücadele Kanunu 1990lı yıllardan beri var. Bazı maddeleri değişti. Türkiye terörle mücadele ediyor, örgüt var, eylemleri var, bu eylemlere destek verenler var. Kaldıralım derseniz, bu sizin cesaretiniz olur. İspat ederseniz ki kalkması gerekiyor ben de size katılabilirim dedi.
     Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Antalya Gazeteciler Cemiyetinin Hillside Su Otelde düzenlediği Yılın Basın Ödülleri törenine katıldı. Arınç, törende yaptığı konuşmada, 3,5 yıldır Başbakan Yardımcısı olarak genelde medya ile ilgili sorumluluğu olduğunu anlattı.
     Basının istek ve sorunlarıyla yakından ilgilenmeye çalıştığını belirten Arınç, geçen yıl muhalefet partilerinin de desteğiyle yeni RTÜK Kanununun çıktığını hatırlattı.
     Frekans ihalelerini planladıklarını, reyting ölçümleme yönetmeliklerini çıkardıklarını belirten Arınç, 1994 yılından bu yana yapılamayanı yapmak suretiyle bundan sonra radyo televizyon yayıncılığının geleceği noktayı göstermiş olduklarını vurguladı.
     Arınç, 2004 yılında çıkan Basın Kanununun uygulanmasına ilişkin önemli bir aksaklık yaşanmadığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
     Şüphesiz bazı arkadaşlarımız, gazetecilerin basın özgürlüğünden bugün için durumdan şikayet ediyorlar. Bunun doğrusu Basın Kanunu ile çok ilgisi yok. Basın Kanunu, yazılı medya ile ilgili bir kanunumuz. Basın Şurası toplanmış, arkasından da kanun çıkarılmış. Bugün basın mensubu arkadaşlarımızın, özellikle cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunanların veya haklarında adli takibat yapılanların şikayet ettiği husus bir, Türk Ceza Kanunudur, ikincisi de Terörle Mücadele Kanunudur. Sayıları ne kadar olursa olsun, hemen hemen yüzde 70inin Terörle Mücadele Kanunu kapsamında suç isnat edilerek tutuklandığını ve haklarında ceza verildiğini bildiğimiz pek çok gazeteci arkadaşımız var. Yine Türk Ceza Kanununun pek çok maddesi ile adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs, soruşturmanın gizliliğini ihlal, bilişim suçlarıyla ilgili bazı hususlarda da suçlandıklarını biliyoruz. Bunlar Ceza Hukuku kapsamında değerlendirilecek konulardır.
    
     -Muhalefetin gölge bakanı-
    
     Bülent Arınç, kendisine bağlı kurumlarda yerel medyayı güçlendirmeye çalıştıklarını, TRTnin 15 kanala kavuştuğunu, Kürtçe ve Arapça yayına da başlandığını anlattı. TRTnin bugün atılım içinde olduğunu vurgulayan Arınç, şunları söyledi:
     Ben TRTden bir şekilde ilgili bakan olarak sorumluyum. Ama muhalefetimizin de bir gölge bakanı var. Sayın Gürkut Acar, işini gücünü bıraktı, her gün bana sözlü sorular sormak suretiyle TRTyi birlikte yönetiyoruz. Eksik olmasın. Ben bundan gurur duyarım. Meclis Başkanlığım döneminde de soruyu bir denetim aracı olarak bildiğim için mutlaka cevaplandırmaya çalışırdım. Şimdi de sayın Acarın sorularını, sanıyorum bir ekip hareket ediyorsunuz, çünkü bazen sorular başka arkadaşlarımdan da geliyor, onları cevaplandırmaya, yanlış yaptıklarımız varsa düzeltmeye, yanlış bilinenler varsa onlar hakkında da doğru bilgilendirmeye çalışıyoruz. Buna ihtiyacımız var, muhalefete ihtiyacımız olduğu gibi...
     Arınç, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürkün Milli Mücadeleyi dünyaya doğru yönleriyle anlatabilmek, basının etkisini bildiği için Anadolu Ajansını 1920de kurduğunu da hatırlattı. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün Türk-Arap Medya Forumunu yaptığını, Türk dünyasıyla ilgili bir forum düzenlediğini ve son olarak Türkiye-Afrika Medya Forumunu yaptığını kaydeden Arınç, her birine Türk, Arap ve Afrikadan yaklaşık 300 gazetecinin katıldığını söyledi.
     Bülent Arınç, Bugün 30 dilde web yayını yapan, 6 dilde basın bülteni çıkaran bir Anadolu Ajansı, TRT ve basın yayın ilişkisinden bahsedebiliriz dedi.
    
     -Terörle Mücadele Kanunu-
    
     Başbakan Yardımcısı Arınç, basının özgür olmasının esas olduğunu, bütün anayasalarda da bu hususun yer aldığını hatırlattı. Hükümet olarak radyo ve televizyon yayıncılığına getirdikleri bir takım müeyyidelerin yayından önce yürürlüğe girdiğini, ancak yayınlanmamış bir programı önceden önleme imkanları olmadığını anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
     Şikayet üzerine veya doğrudan kendi izlememizle yayın ilkelerine aykırı bir durum tespit edilirse sıfırdan başlamak üzere müeyyideler verilebiliyor. Bugün gazetecilik mesleğini ifa ederken, yazı yazarken, kitap çıkarırken, karikatür yaparken diyelim ki fikrini, düşüncesini açıklarken geniş anlamda bir anlatım özgürlüğünde çok büyük sorun yaşanmıyor. Bunu söylediğim zaman içinizden kızabilir, dışınızdan homurdanabilirsiniz. Ama söylemek istediğim şu: Bakınız 100 tane gazeteci içeride, olabilir. Ama suçlara bakınız. Bu suçlardan bir kısmı adi suçlardır. Hepimizin işleyebileceği cinsten. Yolda giderken Allah saklasın birisine çarpmış olabiliriz. Bazı kötüler hırsızlık da yapmış olabilir, her meslekten insanların yapabileceği gibi... Gasp da işlemiş olabilir, vesaire... Bunları herhalde gazetecilik mesleği olarak görmek mümkün değil. Bir kısmı ve çok kısmı, özellikle belli amaçla yayınlanan gazeteler... Hepinizi tenzih ederek söylüyorum, isimlerini de vermek istemiyorum. Çünkü isimlerini versem gerçek anlamlarını da bilemeyeceksiniz. Ne demek istediğimi daha iyi anlıyorsunuz. Bilerek suç işleyen, bilerek örgüt propagandası yapan, bilerek örgütün lojistik desteğini sağlamayı amaç edinmiş, tirajları az, ama belli çevrelerde etkisi güçlü olan gazeteler var.
     Geçenlerden bundan birisi çıktı, çıktığı gün de (Ben bu suçu işlemeye devam edeceğim) dedi. İşledikleri suç Terörle Mücadele Kanunu kapsamındadır. Bir propaganda yapmak, iki örgüt üyeliği, eylemlere destek sağlamak. Örgüt üyesi olmasa bile örgüte destekte bulunmak gibi tarif edilmiş bir kanun. Bu kanundan şikayet ediyorsak o zaman yüksek sesle (Bu Terörle Mücadele Kanunu değiştirilmelidir veya kaldırılmalıdır) dememiz lazım. Ama hem Terörle Mücadele Kanunundan şikayet etmeyip kaldırılmasını da istemeden, (Bu kadar gazeteci içeride demek) samimi olmaz. Çünkü Terörle Mücadele Kanunu 1990lı yıllardan beri var. Bazı maddeleri değişti. Türkiye terörle mücadele ediyor, örgüt var, eylemleri var, bu eylemlere destek verenler var. Kaldıralım derseniz, bu sizin cesaretiniz olur. İspat ederseniz ki kalkması gerekiyor ben de size katılabilirim. Ama bu kanun orada durdukça, bu kanuna rağmen örgütle ilişkisini her gün bağırmak zorunda kalan insanlara uygulanacak yaptırımlar da o kanunun içerisinde.
     (Sürecek)
    
     Muhabir: Güç Gönel
     Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu
<< Önceki Haber AGC Yılın Basın Ödülleri (1) Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER