TSYD 50. Yıl Sporun Zirvesi Semineri

TSYD 50. Yıl Sporun Zirvesi Semineri -Beşiktaş Kulübü Başkanı Orman: -Kulüpler halkın satın aldığı biletlerden, halkın izlediği görüntülerden elde edilen gelirlerle yaşamaktadır. Oyuncu transferinin hiçbir kriter olmadan yapılması v


ANTALYA (A.A) - Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, Kulüpler halkın satın aldığı biletlerden, halkın izlediği görüntülerden elde edilen gelirlerle yaşamaktadır. Oyuncu transferinin hiçbir kriter olmadan yapılması ve Türkiyenin dövizlerinin harcanmasını doğru bulmuyorum dedi.
     Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) tarafından Antalyanın Serik ilçesine bağlı Belek beldesindeki Gloria Golf Otelde düzenlenen 50. Yıl Sporun Zirvesi Seminerinin açılış oturumunun ardından Har vurup harman savurma dönemi sona eriyor mu- başlıklı oturuma geçildi.
     Melih Gümüşbıçakın başkanlığını yaptığı oturumda konuşan Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, geçen yılki finansal fair play kuralları nedeniyle hak ettikleri halde bu sene UEFA kupalarına katılamadıklarını hatırlattı. 2012-2013 sezonunda 581 kulübün lisans almak için UEFAya başvurduğunu, 84ünün lisans alamadığını belirten Orman, 6sının da UEFA kupalarına katılma hakkı varken katılamayarak ihraç edildiğini kaydetti.
     Bu şartların daha sertleşeceğini belirten Orman, UEFA organizasyonlarına katılabilmek daha ağırlaşarak devam edecek. Bunu iyi bir şey olarak görüyorum dedi.
     Banka sahiplerinden örnek veren Orman, banka olarak başka bir kuruma kredi verirken belirli prosedürlerin işlediğini ve banka sahibinin hukuksal sorumluluk sahibi olduğunu anlattı. Banka sahiplerinin kendi şirketlerine dahi kredi veremediklerini anımsatan Orman, şöyle konuştu:
     Bunun sebebi halktan para topladığınız için. Kulüplerin de halktan para toplayan kurumlar olduğunu düşünüyorum. Kulüpler halkın satın aldığı biletlerden, halkın izlediği görüntülerden elde edilen gelirlerle yaşamaktadır. Oyuncu transferinin hiçbir kriter olmadan yapılması ve Türkiyenin dövizlerinin harcanmasını doğru bulmuyorum. Yeni Spor Yasasına atıfta bulunmak istiyorum. Kulübü yöneten kişilerin şahsi olarak sorumlu olmaları gerektiğini düşünüyorum. Yani artık kulüplerin borçlanarak veya kulüpleri dar boğazlar içine sokarak kulüp yönetmenin bu çağın işi olmadığını artık herkesin sorumluluklarını bilmesi gerektiğini düşünüyorum.
     Fikret Orman, spor medyasının yöneticiler ve futbolculara yönelik eleştirilerine de değindi. Bu eleştirilerde bazı kurallar olması gerektiğini savunan Orman, Eleştiri tabi ki yapılacak, ama insanların şahsiyetlerine varan, şahsiyetlerini ilgilendiren konulara girerek hiç fair olmayan şekilde basında eleştirileri sizlerin de kendi içinde çıkacağınız kurallarla şekle, düzene sokmanız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bizler, hepimiz sporun yöneticilik tarafında bulunan insanlar bu işi aşk uğruna yapıyoruz. Bundan zedelenmeyi doğru bulmuyorum. Burada bazı kurallar olması gerektiğini düşünüyorum diye konuştu.
     Orman, bir izleyicinin, eski Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirörenin kulüpten alacağı paranın Beşiktaşın bilançosunda hangi kaleme yazıldığına ilişkin soruya da Sayın Demirörenin alacağı, Beşiktaş Derneğinin borçlar hanesinde gözükmektedir. Bunun 20 milyon lirası kısa vadeli borçlardır ki şu anda bu, 40 milyon liraya çıktı. 80 milyon liralık kısmı ise uzun vadeli borçlardır ki o da şimdi 60 milyon liraya indi diye konuştu.
     Bir izleyicinin, kendi döneminde olsa Ertuğrul Sağlam ile daha uzun süre çalışıp çalışmayacağına yönelik sorusu üzerine Orman, Beşiktaşın kıymetli teknik direktörler yetiştiren bir camia olduğunu kaydetti. Samet Aybaba ile 4 yıllık kontrat yaptıklarını hatırlatan Orman, Ertuğrul hoca olsaydı da uzun dönem çalışırdım dedi.
    
     -Finansal fairplay Demoklesin kılıcı gibi-
    
     Medical Park Antalyaspor Kulübü Başkanı Hasan Akıncıoğlu, UEFAnın finansal fairplay kurallarının Anadolu kulüpleri açısından çok büyük bir şans olduğunu bildirdi. Anadoludaki profesyonel futbol takımlarının büyük çoğunluğunun geçmişte belediyeler ve kamu yönetimlerinin himayesi altında hayatlarını idame ettirdiklerini anlatan Akıncıoğlu, Anadoludaki futbol yöneticilerinin hiçbir zaman bilançosal açısından realite ile yüz yüze gelmeden işlerini sürdürdüklerine dikkati çekti.
     Bu sürece son verilmesiyle Anadolu takımlarının büyük kısmının ciddi bir mali külfeti omuzlarında bulduğunu ifade eden Akıncıoğlu, şöyle konuştu:
     Anadolu kulüpleri, kamusal destek arkalarından gittikten sonra birçok borcu önlerinde buldular. Biz de bunlardan bir tanesiyiz. Ben burada geçmişi suçlamak istemiyorum ama finansal fair play hepimiz için bir realite oldu ve şapkamızı önümüze koyup, bu konuyu hakikaten yapılması gerekli olduğu şekilde, yani profesyonel futbolun profesyonel şekilde yönetilmesi ve futbol takımlarının ticari bir olguyla bilançosal açıdan gelir ve giderlerini balanslayacak şekilde yapılması gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. Finansal fair play de hepimizin üzerine Demoklesin kılıcı gibi geldi.
     Akıncıoğlu, son günlerde futbolun yönetimiyle ilgili birçok tartışma yaşandığını, futbol yönetimindeki profesyonelleşmenin gereğine inandığını bildirdi. Medical Park Antalyasporda profesyonel futbolun 1999 yılında anonim şirkete aktarıldığını anlatan Akıncıoğlu, diğer branşlardaki faaliyetlerin ise dernek çatısı altında devam ettiğini söyledi.
     Popülarizm fanatizmle birleştiği zaman özellikle profesyonel futbol takımlarında ciddi bir sorun olarak önümüze çıkıyor diyen Akıncıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
     Fanatizm ve popülarizmin desteklenmemesi, kışkırtılmaması ve frenlenmesi için sizlere çok görev düşüyor. Gerek manşet ve yazılarınızla, gerek programlarınızla, toplumu, futbolu takip eden insanlara bu işin realitesinin ne olduğunu anlatmanız açısından sizden destek istiyorum. Şiddet ve holiganizmin ötesinde taraftarlarımızın futbol kulüplerinden büyük beklentileri ve afaki taleplerinin frenlenmesi gerektiğine inanıyorum. Türk futbol kulüplerinin Avrupa kupalarda, uluslararası müsabakalarda bulunmasının getirisi hem o takımlar için çok yüksek hem de Türk futbolu için büyük bir girdi. O pastadan bizim pay almamız gerekiyor. Bu açıdan finansal fair playe uyamayan takımlarımızın bu yarışta gidememeleri, ülkesel olarak da Türk futbolu olarak da bize zarar veriyor.
    
     -Kulüpler gelirinden fazla harcama yapamayacak-
    
     Orduspor Kulübü Başkanı Nedim Türkmen, Avrupada borçlu kulüplerin zengin kişiler tarafından satın alınması ve astronomik fiyatlarla gerçekleştirilen transferlerle ekonomik rekabetin ortadan kalkması üzerine UEFAnın, finansal bazı kriterler uygulamaya başladığını anlattı.
     UEFAnın bu kriterlerinin 2014-2015 sezonundan itibaren uygulanacağını vurgulayan Türkmen, finansal fair play kriterinin oldukça önemli unsurlar içerdiğine değindi. Kriterlerin rekabeti ekonomik olarak eşit koşullarda sürdürebilmek amacıyla getirildiğine işaret eden Türkmen, UEFA rekabeti ortadan kaldıracak her tür ekonomik unsurun ayıklanması ve futbolun eşit ekonomik koşullarda yapılmasını istiyor dedi.
     Getirilen kriterlerle yöneticilerin kulüpleri için cebinden para harcayamayacağını belirten Türkmen, kulüplerin gelirlerinden fazla harcama da yapamayacaklarının altını çizdi. Türkmen, kriterlere göre kulüplerin öz sermayesinin eksiye düşemeyeceğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
     Hiçbir futbolcu veya bir başka kulübe borcunuz olmayacak. Devlet otoritesine vergi, SSK borcunuz olmayacak. Öz sermayeniz eksiye düşmeyecek. Şimdi, bir anda pat diye bunlar olmuyor. İki sezon daha 45 milyon avroya kadar kulüplerin zarar etmelerine izin veriliyor. Ama ondan sonra bu 30 milyona düşüyor ve 2017den sonra bu rakamlar azalacak. Öz sermayenizin eksi olmaması için, halka açık kulüplerimiz var şöyle bir baktığımızda örneğin Beşiktaş Spor Kulübünün 254 milyon liralık bir kaynak sokması gerekiyor, öz sermaye şartından kurtulabilmesi için. Galatasarayın da 153 milyon liralık kaynak sokması gerekiyor. Ayrıca futbolculara yapılacak ücret, maaş ve prim ödemeleri toplam gelirin yüzde 70ini aşamayacak. Halka açık 4 kulübümüze bakıyoruz, bu kritere uyan tek bir takım var o da Trabzonspor.
    
     -Masörün parasını ödemeyen turnuvadan ihraç edilebilir-
    
     Nedim Türkmen, gelir kadar borcun olabileceğini, ayrıca bu kriterlere uyan kulüplere lisansın da Türkiye Futbol Federasyonu tarafından verileceğini anlattı. Türkmen, TFFnin düzenlediği kulüp lisansı ve yıllık mali tablolarının verilmemesiyle ilgili yaptırımlar olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
     2014-2015 sezonundan itibaren yıllık mali tabloları vermezseniz bir puan silme, ara dönemde yine bir puan. Diğer futbol kulüplerine vadesi geçmiş borcunuz bulunursa 3 puan silme gibi cezalar var. Bir anda olmuyor puan silme cezaları ama uyarı artı 30 gün veriliyor, sonra 200 bin lira ceza ve 30 gün süre. Personel veya sosyal güvenlik kurumuna borç varsa ve bunu ortadan kaldırmıyorsanız yine puan silmeler var. Bunun denetimini TFF yapacak. (TFF Türk futbolunun geleceği açısından görmemezlikten yapabilir) diye düşünülebilir. Hiç de öyle değil. UEFA her an denetimleri yapabiliyor. Tam UEFA Kupasına katılacağını düşünen bir kulüp, masörün parasını ödemedi diye o turnuvadan ihraç edilebiliyor ya da alınmayabiliyor.
    
     -En değerli 50 kulüp arasında Türkiyeden kulüp yok-
    
     Nedim Türkmen, Avrupa futbol pazarının büyüklüğünün 2011 sonu itibarıyla 16,9 milyar avro olduğunu bildirdi. Avrupanın en büyük 5 liginin yarattığı gelirin ise 8,6 milyar avro olduğuna işaret eden Türkmen, Türkiyede bu rakamın 515 milyon avro olduğunu, bu gelirle Türkiyenin en çok gelir yaratan ligler sıralamasında 7. olduğunu açıkladı.
     Gelirlerin yüzde 44ünün naklen yayın gelirlerinden oluştuğunu anlatan Türkmen, Anadolu kulüpleri açısından gelirlerin yüzde 90ının naklen yayın gelirlerinden oluştuğunu ifade etti. Türkmen, Bu kadar çok gelir yaratan bir lig, Milli Takım açısından baktığımızda 40. sıradayız. Marka değerlendirme kuruluşu var. En değerli 50 kulüp sıralamasında Türkiyeden hiç bir kulüp yok dedi.
     Türkiyede naklen yayın gelirleri anlamında adaletsiz bir dağılım olduğunu savunan Türkmen, şöyle konuştu:
     Herkes kulüplere para yağdığını düşünüyor. Türkiyede 128 profesyonel kulüp var, ama 3-4 kulüp penceresinden olaya bakılıyor. Oysa bu böyle değil. Süper Ligdeki bir Anadolu kulübünün, şampiyon olmuşlar hariç, 12 milyon 100 bin lira naklen yayından garanti parası var. Bunun dışındaki naklen yayından alabileceği her para, takımının performansına bağlı. Ligde kalan bir takım, yaklaşık 25 milyon lira civarında naklen yayın geliri elde ediyor. 3 milyon lira civarında da İddaadan gelir elde edersiniz. Sponsor, reklam, stadyum gelirleri derken 32-33ü bulabilirsiniz. Rekabet ettiğiniz takımlar açısından bakınca şampiyonluk sayısına göre Galatasaray, Fenerbahçe artı 20,5 ile başlıyor, Beşiktaşın 14 küsur, Trabzonspor 6,8, Bursaspor 1,8 milyon lira ile başlıyor. Sonra siz bu ligi şampiyon bitirdiğinizde yine 15-17 milyonlar alıyorsunuz, Avrupa ligine katılınca bir sürü para alıyorsunuz. Taraftarınız çok. Fenerbahçenin tekstildeki cirosu 64 milyon lira. Bizim bütçemizin iki katı sadece tekstilde elde ediliyor. Bu büyük bütçelerle yarışmaya çalışıyorsunuz. Türkiyede bu kadar gelir var, elde edilen başarılara baktığınızda bunu göremiyoruz. Son 5 yılda 4 kulübümüzün net transfer zararı 226 milyon avrodur. Son 3 yıla bakıldığında transferde en çok parayı Gürcistan, Polonya, Çek Cumhuriyeti kazanırken, en büyük zararı Türkiye, Rusya ve İspanyanın yaptığını görüyoruz.
     Türkiyede bu makasın daralması gerektiğini isteyen Türkmen, Brezilyada birinci liglerinde 20 takım var. 17 takım şampiyonluğu yaşamış. Biz de Türkiyede böyle bir rekabet ortamının yaratılmasını istiyoruz dedi.
    
     -Transferde aldanmamamız lazım-
    
     Türkiye Futbol Federasyonu Başkanvekili Ufuk Özerten, oturumun başlığına dikkati çekerek, Son 10 yılda görev yapan başkanların çoğu har vurup harman savuracak bütçe bulamıyorlar diye konuştu. Futbol kulüplerinin yöneticilerinin işlerinin ehli olması gerektiğini belirten Özerten, futbolda kulüpleri batıranın da çıkaranın da transferler olduğunun altını çizdi.
     Transferde aldanmamamız lazım diyen Özerten, bunun için de yönetimde futbolu bilen kişilere ihtiyaç olduğunu söyledi. Futbol kulüplerinde yönetim değişince muhasebeden hukuk servisine kadar tüm birimlerdeki çalışanların yerlerinden olduğunu anlatan Özerten, bu şekilde kulüplerin geçmişleriyle bağlarının kalmadığını vurguladı.
     Oturum Başkanı Melih Gümüşbıçak da daha öne seminere katılacağı belirtilen Trabzonspor Kulübü Başkanı Sadri Şenerin bazı yanlış anlamalar nedeniyle Antalyada olamadığını söylediğini kaydederek, seminere yanlış anlama olmadan katılan diğer kulüp başkanlarına teşekkür etti.
    
     Muhabir: Güç Gönel
     Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu
<< Önceki Haber TSYD 50. Yıl Sporun Zirvesi Semineri Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER