Bhagavad Gita’nın Modi ve Putin’e verdiği ilham: Askeri ekonomik strateji ve kültürel yakınlık

Rusya Devlet Başkanı Putin'in Hindistan'daydı. İki ülke arasında birçok konuda iş birliği konusunda anlaşma yapıldı. İki süper gücün dikkat çeken buluşmasını Samanyoluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu köşesinde yorumladı.

SHABER3.COM

Bhagavad Gita kitabı, Hint kültür ve felsefesinin temel taşlarından biri olarak kabul edilir. Kısaca, hayatın zorlukları karşısında doğru eylemi (yani hikmeti) ruhsal bilgiyi (vicdanı) ve Tanrı'ya adanmışlığı vurgulayarak iç huzur, kendini gerçekleştirme ve ölüm ötesi kurtuluşa ulaşmayı hedefler; Ayrıca herkesin görevini yerine getirirken egodan arınarak eylemlerinin meyvelerini düşünmeden (karşılık beklemeden) hareket etmesini ve böylece evrensel sorunlara çözüm bulmasını sağlar. 

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, ülkesine resmi bir ziyarette bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e, Rusça bir Bhagavad Gita kitabı hediye etti. Temel felsefesi özetle yukarıda ele alınan bu kitabı her ülke yöneticisi okusa keşke! Özellikle günümüzde çok ama çok ihtiyaç… Modi tarafından Palam Hava Üssü'nde uçağın merdiveninde karşılanan Putin, iki günlük resmi ziyareti kapsamında, Washington’un “dikkatini çekecek”onlarca ikili işbirliğine imza attı.

Doğunun iki güçlü ülkesi Çin ve Hindistan’ın Rusya’ya karşı genel tutumuna bakıldığında, Putin'in bu ziyareti, Batı'nın Moskova’yı uluslararası alanda izole etme çabalarının yetersizliğini bir kez daha gösterdi. Modi'nin sıcak karşılaması, Hindistan'ın çok kutuplu bir dünyada kendi çıkarlarını öncelikle ele aldığının ve Rusya ile önemli bir ekonomik-stratejik ortak olarak çalışmaya devam edeceğinin açık mesajı. Ziyaret, her iki ülkenin de Batı yaptırımlarına karşı dayanıklılığını artırmak ve enerji, savunma gibi geleneksel iş birliği alanlarını teknoloji ve dijital alanlarda da genişletmek için bir fırsat olarak görülüyor.

İki ülke, Batı baskılarına rağmen bağımsız dış politikada ortak tavır sergiliyor

Başbakan Modi'nin protokol dışı dostane sıcak tutumları, Hindistan'ın Batı baskılarına rağmen "stratejik özerklik" politikasında ısrarlı olduğunun ve Rusya ile ilişkilerini geliştirmek istediğinin güçlü bir sembolü olarak yorumlandı. Washington'un rahatsızlığına karşın, Yeni Delhi, Moskova ile bağlarını koparmamayı tercih ediyor. Batı yaptırımlarına rağmen Rus petrolünün en büyük alıcılarından biri olmaya devam ediyor. Ayrıca Hindistan, Rusya'dan önemli silah sistemleri tedarik ediyor.

Yayınlanan 70 maddelik kapsamlı bildiri, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın olağanüstü genişliğini ve derinliğini gözler önüne seriyor. 

Belge, ilişkileri sadece geleneksel enerji ve savunma alışverişinin ötesine, ulaştırma koridorları, uzay, ileri teknoloji ve dijital altyapı gibi geleceğe yönelik stratejik alanlara taşıma iradesini yansıtıyor. Bu, her iki ülkenin de Batı baskılarına rağmen bağımsız dış politika yürütme ve çok kutuplu bir dünya inşa etme konusundaki kararlılığının somut bir göstergesi. Zirve, Rusya için uluslararası izolasyon iddialarını zayıflatan, Hindistan için ise enerji güvenliğini ve stratejik özerkliğini pekiştiren önemli bir diplomatik başarı olarak kayda geçti.

Su-57’den İHA üretimine kadar geniş işbirliği 

Rusya devlet şirketi Rostec'in Genel Müdürü Sergey Çemezov, Rusya'nın Hindistan'a, Su-57 nesil ötesi savaş uçağının üretiminin Hindistan'da yerelleştirilmesini teklif ettiğini açıkladı. Rusya'nın "yerelleştirilmiş üretim" teklifi, sadece uçak satmak değil, teknoloji transferi ve Hindistan'ın savunma sanayinde kapasite geliştirmesine katkı sağlamak anlamına geliyor. Bu, Hindistan'ın "Make in India” politikasıyla da uyumlu. Çemezov, iki ülke arasında aynı zamanda insansız hava araçları (İHA) alanında iş birliğinin de görüşüldüğünü belirtti. Bu kapsamda, İHA'ların Hindistan tesislerinde yerel üretimi için müzakerelerin sürdüğünü ifade etti. İHA alanındaki müzakereler, savaş alanlarında dronların kritik önemi göz önüne alındığında, ilişkilerin yeni nesil teknolojilere evrildiğini gösteriyor.

Rusya ve Hindistan, ilaç sektöründeki stratejik iş birliğini derinleştirmek için önemli bir adım attı. İki ülke, Rusya'nın Kaluga bölgesinde, ilaçların etken maddeleri olan farmasötik substratların (API) üretimi için yüksek teknolojili bir fabrika inşa etmek üzere anlaşma imzaladı. Hindistan'ın güçlü ilaç endüstrisindeki bilgi birikimi ile Rusya'nın üretim altyapısı birleştirilecek. Her iki ülke de hayati öneme sahip ilaç hammaddelerine olan bağımlılığını azaltarak tedarik zincirlerini çeşitlendirecek ve güvence altına alacak.

Bu anlaşma, iki ülke arasındaki iş birliğinin savunma ve enerjinin ötesine geçerek, sağlık güvenliği ve ileri teknoloji üretimi gibi hayati alanlara genişlediğinin somut bir göstergesi. Proje, her iki ülkenin de küresel tedarik zincirlerindeki kırılganlıklarını azaltma ve Batı yaptırımlarından bağımsız, alternatif bir üretim ve teknoloji ağı oluşturma stratejisiyle uyumlu. Başarılı olması halinde, Rusya'nın ilaç arzında stratejik özerkliğini artırırken, Hint ilaç şirketlerine de büyük bir pazara ve üretim üssüne erişim sağlayacak. Bu, "Küresel Güney" içinde teknoloji odaklı bir iş birliği modeli olarak da dikkat çekiyor.

Ayrıca Modi, Rusya'ya elektrikli araç (EV) üretiminde iş birliği kurma teklifinde bulundu. Modi, bu ortaklığın sadece iki ülkeye değil, tüm Küresel Güney ülkelerine, özellikle Afrika kıtasına fayda sağlayacağını ifade etti. Hindistan'ın elektrikli araç teklifi, iki ülke arasındaki iş birliğinin klasik enerji ve savunma alanlarından, geleceğin teknoloji sektörlerine doğru genişlediğini gösteriyor. Teklif, iki ekonominin tamamlayıcı potansiyeline dayanıyor. Yani Hindistan, büyüyen dinamik bir pazar, güçlü bir otomotiv ve yazılım sektörü, uygun fiyatlı üretimde uzmanlık sahibi. Rusya ise nikel, lityum, kobalt, alüminyum gibi elektrikli araç bataryaları ve üretimi için kritik hammaddelerde zengin kaynaklara sahip bir tedarikçi.

Bu potansiyel ortaklık, Batı'nın teknoloji ve tedarik zincirlerindeki hakimiyetine bir alternatif oluşturma ve Rusya'nın yaptırımlar nedeniyle zorlanan otomotiv sektörüne canlılık kazandırma amacı taşıyor. Başarılı olması halinde, hem iki ülke ekonomilerini dönüştürebilir hem de gelişmekte olan ülkelere daha erişilebilir temiz ulaşım teknolojileri sunabilir. Ancak, teknoloji transferi, yatırım ortamı ve Batı yaptırımlarının dolaylı etkileri gibi önemli zorlukları aşmak gerekecek.

Yeni Delhi’de Putin’den dünyaya mesaj

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hindistan ziyareti kapsamında India Today televizyonuna verdiği röportajda, Moskova’nın genel yaklaşımlarını bir kez daha tekrar etmiş oldu. Ukrayna savaşından NATO'ya, ABD-Çin-Hindistan ilişkilerinden eski Rus başkentine kadar bir dizi çarpıcı konuda açıklamalarda bulundu. Putin, savaşı "Ukrayna'nın eliyle Batı'nın başlattığını" öne sürdü ve Rusya'nın ise bu askeri operasyonla savaşı bitirmeye çalıştığını iddia etti. Kırım'ın ilhak edilmediği, "halka yardım için" alındığı iddiasını tekrarladı. Donbas'tan ayrılmak isteyenlere engel olunmadığını söyledi. Ukrayna yönetiminin düşüncesini "neonazi rejimi"ne benzetti ve Batı'nın Minsk anlaşmalarını hiçbir zaman uygulamayı planlamadığını öne sürdü. NATO'nun 1990'larda verdiği "doğuya genişlememe" sözünü yerine getirmesini istediğini vurguladı. Ukrayna'nın NATO üyeliğinin Rusya'nın güvenliğine tehdit oluşturacağını tekrarladı.

Sonuç olarak Putin'in bu açıklamaları, ziyaretin iki ana temasını ortaya koyuyor: Hindistan ile stratejik ve ekonomik işbirliğini pekiştirmek ve Rusya'nın Ukrayna savaşındaki pozisyonunu uluslararası kamuoyuna, özellikle de Batı'ya meydan okuyarak savunmak. Görüşmelere, Rusya tarafından neredeyse tüm kritik bakanlıklar ve önemli üretim tesislerini temsil eden üst düzey bir heyet eşlik etti. Bu ziyaret, Hindistan'ın Batı baskılarına rağmen "stratejik özerklik" politikasının ve Rusya ile çok boyutlu işbirliğini sürdürme kararlılığının somut bir göstergesi oldu. Putin için ise, uluslararası izolasyon iddialarını çürüten, enerji gelirlerini garanti altına alan ve önemli bir küresel aktörle ittifakını pekiştiren kritik bir diplomatik hamleye dönüştü. Ayrıca zirvenin, ekonomik ve askeri işbirliğinin ötesinde, iki ülke arasında derin bir stratejik ve kültürel yakınlık inşa etme amacına uygun düşmektedir.

Dünyayı aşan evrensel bilgelik ve ahlaki değerler kaynağı Bhagavad Gita kitabını Putin bu kısa süre içinde okudu mu bilemeyiz. Ancak India Today televizyonuna verdiği röportajda, insanın ölümsüzlüğe ulaşıp ulaşamayacağına dair felsefi bir soruya, "Her şeyin bir sonu var, sadece Tanrı ebedidir." dedi. Bu ifadeyle, maddi dünyadaki her şeyin, insan hayatı da dahil olmak üzere, geçici ve sonlu olduğuna dair inancını dile getirdi. Bunun yanında Putin, insan ömrünü uzatma çabalarında yapay zekanın (AI) devrim yaratma potansiyeline dikkat çekti. Özellikle genetik mühendisliği alanında, yapay zekanın tıp ve ilaç sektöründe çığır açıcı gelişmelere yol açabileceğini vurguladı.
<< Önceki Haber Bhagavad Gita’nın Modi ve Putin’e verdiği ilham: Askeri... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER