Fransa'nın İmralı operasyonu

Fransa'nın, şubat ayında terör örgütü PKK'ya yönelik gerçekleştirdiği operasyonun yankıları sürüyor. Polisin, örgüt yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 16 kişinin gözaltına alındığı operasyona ilginç bir isim verdiği ortaya çıktı:

Fransa'nın İmralı operasyonu

İmralı. Fransız güvenlik kuvvetlerinin, PKK'nın elebaşısı Abdullah Öcalan'ın hapis yattığı İmralı Adası'ndan esinlendiği öğrenildi. Ancak İnterpol'ün kırmızı bültenle aradığı isimler dahil bütün sanıkların tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması Fransız savcıları bile şaşırttı. Adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, serbest bırakma kararının sebeplerini şöyle sıraladı: "Örgütün, Fransız İç İstihbarat Teşkilatı (DST) ile ilişki içerisinde olduklarını ifşa etmesi ve ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Ross Wilson'ın operasyonlarda ABD'nin etkili olduğu yönündeki açıklaması." PKK militanlarının salıverilmesine Fransız savcılar da anlam veremiyor Devam eden soruşturma çerçevesinde terörle mücadele uzmanı özel bir heyetin önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelmesi bekleniyor. Heyet, İstanbul, Ankara ve Diyarbakır'da görüşmelerde bulunacak. Zaman'a konuşan Fransız üst düzey polis ve Adalet Bakanlığı yetkilileri ise mahkemenin tutuksuz yargılama kararını "anlamakta zorluk çektikleri"ni, bunun "açıklaması olmayan, dayanaksız bir karar" olduğunu söyledi. Adının açıklanmasını istemeyen Fransız Adalet Bakanlığı'nın üst düzey yetkilileri, mahkemenin PKK'lıları serbest bırakma kararının sebepleri arasında, "Örgütün, Fransız İç İstihbarat Teşkilatı (DST) ile ilişki içerisinde olduklarını ifşa etmesi ve ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Ross Wilson'ın operasyonlarda ABD'nin etkili olduğu yönündeki açıklamasını'' gösterdi. Bir Fransız kaynak, olayın siyasi yönü için "Fransa'da da, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi güçlü bir Türkiye karşıtı cephe var. Her şey olmuş olabilir." diye konuştu. PKK mensuplarına yönelik geçtiğimiz aylarda başlatılan soruşturmanın derinleşerek devam ettiğinin altını çizen Fransız kaynaklar, "Asıl operasyon şimdi başladı. Türkiye'de de, örgüt çevrelerinde de bu işin burada bittiği düşünülüyor. Oysa dosya kapanmadı. Derinleşerek ilerliyor.'' dedi. Aynı kaynaklar, mahkemenin örgüt üyelerinden bazılarını suçlu bularak tutuklaması halinde PKK' nın Avrupa'da ilk kez cezalandırılmış olacağına ve bunun da bir 'içtihat oluşturacağına' dikkat çekti. Sorgulamalar yeniden başladı Aralarında örgütün lider kadrosunda yer alan Rıza Altun, Nedim Seven ve Canan Kurtyılmaz'ın da bulunduğu örgüt üyelerinin sorgulanmaları geçtiğimiz günlerde yeniden başladı. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan bu kişilerin Paris bölgesinin dışına çıkması yasak. Söz konusu 16 kişinin birbirleriyle görüşmesi ve Kürt derneklerine gitmesi de yasak. Soruşturma kapsamında, terörle mücadele uzmanı özel bir heyetin incelemelerde bulunmak üzere önümüzdeki günlerde Türkiye'ye gelmesi bekleniyor. Heyet, İstanbul, Ankara ve Diyarbakır'da görüşmelerde bulunacak. PKK'ya karşı operasyon Fransa'nın ünlü terörle mücadele soruşturma hakimi Jean-Louis Bruguière denetiminde geçtiğimiz yıl temmuz ayında, iki örgüt üyesinin iki yüz bin Euro'yu bir döviz bürosunda dolara çevirmek isterken polis tarafından yakalanmasıyla başlamıştı. Şubat ayındaki operasyonların Türk kamuoyunda oluşturduğu 'Avrupa nihayet PKK'ya karşı harekete geçti' yönündeki inanç, mahkemenin kararının ardından kısa zamanda sona ermişti. 'ABD'nin baskınlarda hiçbir rolü olmadı' Fransız kaynaklar, operasyonun ABD'nin girişimiyle gerçekleştiği yolundaki beyanlardan rahatsız. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson'ın baskınların hemen ardından operasyonlarda ABD'nin de etkili olduğu yönündeki açıklamasının Paris'te "olumsuz bir etkiye" yol açtığı vurgulanıyor. PKK avukatlarının, bu açıklama üzerinden operasyonları ABD'nin baskısıyla yapılmış gibi göstermeye çalışarak dosyayı "siyasileştirmek" istediğine dikkat çeken yetkililer, 2006'nın Temmuz ayında başlayan soruşturmadan ABD'nin haberdar bile olmadığını kaydederek, "Bu yöndeki açıklamalar mahkeme önünde bizi zor durumda bıraktı." dedi. PKK avukatlarının, "sorgulanan PKK üyelerinin Kürt davası için çalıştığını ve Türkiye'deki bütün Kürtlerin de örgütü desteklediği tezini işleyerek soruşturmayı terör boyutundan siyasi alana çekmeye çalıştığını" kaydeden Adalet Bakanlığı kaynakları, "Konunun, Kürt davasına bakan siyasi yönü Türkiye'nin iç sorunu. Bizim için örgütün bu yönde kullandığı yöntemler önemli." dedi. Aynı kaynaklar, "Serbest kalmaları için siyasi baskı yapıldı mı?'' sorusuna 'hayır' demiyor: "Kürt davası, Fransa'da ve Avrupa'da birçok siyasi çevrede farklı şekilde görülüyor. Fransa'da da, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi güçlü bir Türkiye karşıtı cephe var. Her şey olmuş olabilir." Önümüzdeki günlerde olaylarda zikredilen bazı siyasi isimlerin ve devlet yetkililerinin de soruşturma kapsamında "ifade vermeye çağrılabileceği" belirtiliyor. Cumhurbaşkanı adayı Nicolas Sarkozy'nin sağ kolu, Ermeni asıllı siyasetçi Patrik Deveciyan, tutuklamaların ardından bazı Kürt gruplarıyla uzun süre görüştüğünü açıklamıştı. AB'nin terör listesinin hukukî geçerliliği yok Fransız yetkililer, bütün sorunun Avrupa ülkelerinin PKK'ya karşı sergiledikleri "çelişkili" tavırdan kaynaklandığını savunuyor. PKK, AB'nin oybirliği ile belirlediği terör örgütleri listesinde bulunuyor. Fakat, buna rağmen AB ülkelerinin çoğu örgütün faaliyetlerine göz yumuyor. AB'nin bu kararının "siyasi ve sembolik bir önemi olduğu" ve hukuki hiçbir değeri olmadığı belirtiliyor. Bu listeye imza atan Fransa, "çok rahat bir şekilde PKK'nın lider kadrosunda yer alan Rıza Altun'a oturma hakkı" verebiliyor. Örgütün "kasası" olarak bilinen Altun, yakalandığında Fransa'da yasak olarak bulunuyormuş. Üst düzey bir adli yetkili ülkesinde bu durumu "şizofrenik" olarak nitelendiriyor. Ankara, yakalanan militanlardan bir kısmının Türkiye'ye iadesini talep etmişti. Fakat, bu konuda herhangi bir gelişme olmadı. Kaynaklar, iade kararının "siyasi iradeye" bağlı olduğuna dikkat çekiyor.
<< Önceki Haber Fransa'nın İmralı operasyonu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER