Türkiye dönüşü olmayan bir yolda

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türkiye ekonomisindeki son gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Türkiye dönüşü olmayan bir yolda

Geçen senenin Aralık ayına göre bu senenin Aralık ayında %8 oranında bir artış var. Bu da sevindirici bir sonuç Kurulan ya da kapanan şirket sayısı. Biz genelde kurulan ve kapanan sayısındaki farka bakıyoruz. Bu rakamlara baktığımızda 2009 yılı Ekim ayında %16'lık bir artış görüyoruz. Aralık ayında ise %76 oranında bir artış görüyoruz. Ekonomideki toparlanma eğilimi devam etmekte. Ocak ayında Tüketici Güven Endeksi'nde de önemli artışlar meydana geldi. Küresel krizle azalan dış talep 2009'la beraber tekrar artışa geçti. İhracatta ürün ve ülke sayısını arttırmaya yönelik çalışmalarımız sonuç vermekte. Bu da olumlu sonucu beraberinde getiriyor. Bankacılığımızın toplam alacakları nisbetinin %5 gerilediğini görüyoruz. Her gece Merkez Bankası'nda takasa ne kadar çek giriyor ne kadar çek karşılıksız çıkıyor. Her 100 liralık çekin 10,4'ü karşılıksız çıkmıştı Mart ayında. Daha sonra bunlarda da düzelme gördük. Bu ilk gece ve takasta karşılıksız çıkma oranıdır. Bu çekler daha sonra tabiki ödenmektedir. Bizim takip edebildiğimiz oran ne kadar çekin geri döndüğüdür. Son 10 yılın en çok daralma oluşturan krizini yaşadık. Bu kriz yanlızca finansal azalmaya neden olmamış yatırım kararlarında da soru işaretleri oluşturmuştur. Bu küresel krizin yansıması olarak 2008 ile 2009 arasında büyük değişimler söz konusudur. Son çeyrekte mevsimsellikten arındırılmış daralma hız kesmiştir ve artış eğilimine girmiştir. Yatırımlar ekonomik büyümenin sürekli kılınmasının en önemli kısmıdır. Bu nedenle yatırımların arttırılarak çalışma hızımızın arttırılması hükümetimizin önemli amaçlarından biridir. Bugün bu yeni teşfik sistemimizin ilk uygulamalarını paylaşmak istiyoruz. Bu sistemimize bakacak olursak ki bu sistem Başbakanımız tarafından kamuoyuna sunulmuştur. Bunun yasal düzenlemeleri de yapıldı. Bu sistemin hedefi bölgesel gelişmişliği arttırmak ekonomik gelişmeyi arttırmak. Türkiye'deki tüm iller artık teşfik kapsamı içindedir. Büyük proje yatırımları 12 sektörle alakalı yatırımlar. Bu sektörlerdeki belli bir eşiğin üstündeki yatırımlara yoğun yardım yapılıyor. Bu teşfikler için ülkeyi 4 bölgeye ayırıp sosyoekonomik gelişmeler ele alınmıştı. Bunun bir önceki teşfik sisteminden farkı Türkiye'nin her bölgesinde teşfik söz konusudur. Bölgelerin dağılımına baktığımızda Türkiye'de 1523 belgenin 81 ile yayıldığını görüyoruz. 81 ilin 81'indede yatırımlar için hazırlıklar olduğunu görüyoruz. Yatırımların dağılımı belge adedi olarak yatırım olarak kuşkusuz o bölgenin yapısı olarak da çok önemli. Türkiye'deki sanayi üretiminin nerede ne kadar üretildiğine baktığımızda sanayi üretiminin dağılımını az çok gösteriyor. Tüm illerimizi teşfik kapsamına aldığımız için eskiden olduğu gibi şu illere teşfik var diğerlerine yok gibi bir şey yok. Her bölgeye teşfik sistemi var. Bizim denetlemiş olduğumuz milli birlik ve kardeşlik projesi bu projenin hedeflerine ulaşması için mütehassip ancak ülkemizin doğusu zaten büyük bir potansiyeli barındırmaktadır. Su insan kaynaklarıyla el deymemiş potansiyele sahiptir. Türkiye'nin 7 yıldır uyguladığı ekonomik politikalar elde ettiğimiz başarıların nedenidir. Ekonomik anlamda gerçek iyileşmeler, demokratikleşme anlamında atılan adımlar gelişmemizde büyük etkileri olmuştur. Farklı görüşler farklı anlayışlar olgun bir şekilde oturulup tartışıldığında ortak akıla varılır ancak bu tartışmanın bu fitil jimnastiğinin medeni ortamlarda yapılması lazım. Bu demokrasi kültürünün Türkiye'de yaygınlaşmasıyla alakalıdır. Böyle değişim yaşayan bir ülkede geçiş döneminde ufak sarsıntılar olabilir. Önemli olan o bölgenin istikametidir. Türkiye 1. sınıf bir demokrasiyi hedeflemiş sivil bir anayasayı hakeden bir ülkedir. Buı konuda geniş bir mutabakatta vardır. Hatta muhalefete anayasadan memnun musunuz diye sorun hiç biri memnunuz demez. Türkiye artık geri dönülemez bir sürece girmiştir. Türkiye'de bugün dörtyüzün üzerinde televizyon kanalı varsa tartışmalar izlenebiliyorsa hiç bir kelimeyi tabu olarak kullanmıyorsa bu ülke ortak akıl ürünü sonuçlara ulaşır. Kısa vadede sorunlar çıkabilir. Bunlar içimizde olabilir. AKPM'ne tarihte ilk defa bir Türk başkan oluyorsa ve bizim vekillerimiz ona karşı oy kullanıyorsa bunlar tabiki üzücü ama böyle bir ortamda olduğumuzu unutmamak lazım. IMF İLE İLİŞKİLER Basında yer alan 'Mayıs ayında anlaşma olacak' sözü bana ait değildir. Bunu öncelikle söylemek istiyorum.
<< Önceki Haber Türkiye dönüşü olmayan bir yolda Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER