Daha ucuz enerjinin birinci yolu!

EPDK Başkanı Köktaş, sanayicilerin daha ucuza enerji tedarik edebilmesinin birinci yolunun kendi adına enerji üretebilmelerini mümkün kılmak olduğunu söyledi.

Daha ucuz enerjinin birinci yolu!

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, önümüzdeki 20 yıl sonunda Türkiye'nin elektrik enerjisi talebenin en düşük talep senaryosuna göre 735 milyar, yüksek talep senaryosuna göre de 886 milyar kilovat saate ulaşmasının beklendiğini belirterek, ''Hep düşük talep senaryosundan gidildiğinde önümüzdeki 20 yılda sektöre 210 ile 250 milyar dolar civarında sadece üretim tesisleri açısından yeni ilave yatırıma ihtiyaç vardır'' dedi. Köktaş, İSO tarafından Meclis Salonunda düzenlenen ''Değişen ve Gelişen Türk Enerji Piyasasında Elektriğin Uygun Maliyetli Tedariki, Yerinde Üretimi ve Satışı'' başlıklı seminerde yaptığı konuşmada, muhataplarıyla ilişkisi kopmuş bir kamu kurumu yerine muhataplarıyla interaktif katılımı önemseyen bir yönetim anlayışını benimsediklerini, bu nedenle dernek ve odalardan daha fazla katkı yapmalarını beklediklerini kaydetti. Sanayicinin dünya ile rekabet etmek için daha düşük maliyetle enerji tedarik etmesinin birinci derece önemli, hatta zorunluluk olduğunu dile getiren Köktaş, EPDK olarak mevzuatı tüm paydaşların görüşlerini alarak interaktif olarak hazırladıklarını vurguladı. Köktaş, sanayicilerin daha ucuza enerji tedarik edebilmesinin birinci yolunun kendi adına enerji üretebilmelerini mümkün kılmak olduğunu, burada petrol fiyatları ve döviz gibi dışsal fiyat hareketlenmelerinden etkilenmeyen yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık vermenin önem kazandığını dile getirdi. Köktaş, kurum olarak sektörün sadece bugünkü güncel durumu değerlendirerek çözüm üretmek yerine, vizyoner bir bakış açısıyla sektörün 2030 yılına kadar uzun vadeli olarak ne tür ihtiyaçları olduğunu değerlendirdiklerini anlattı. -''210-250 milyar dolar ilave yatırıma ihtiyaç var''- Köktaş, şu bilgileri verdi: ''Bu kapsamda farklı büyüme oranları elektrik talep artışı sınırlarına göre önümüzdeki 20 yıl sonunda Türkiye'nin elektrik enerjisi talebenin en düşük talep senaryosuna göre 735 milyar kilovat saat. Bugün 220 milyar kilovat saatin üzerindedir. Yüksek talep senaryosuna göre de 886 milyar kilovat saate ulaşacağı beklenmektedir. Yaklaşık düşük talep senaryosunu aldığımızda elektrik enerjisinin talebi 2030 itibariyle bugünkü tüketimin 3,5 katı civarında olacaktır. Hep düşük talep senaryosundan gidildiğinde önümüzdeki 20 yılda sektöre 210 ile 250 milyar dolar civarında sadece üretim tesisleri açısından yeni ilave yatırıma ihtiyaç vardır.'' Köktaş, sanayiciler açısından enerjide çok önemli yatırım potansiyeli ve fırsatı bulunduğunu kaydetti. Elektrik piyasalarında kamunun ağırlıklı olduğu dikey bütünleşik bir yapıdan, rekabetçi bir piyasa yapısına geçmeyi hedefleyen Türkiye'nin 2001'de yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Kanunu ile piyasayı aşamalı olarak rekabete açtığını, tek alıcılı bir modelden, perakende alıcıları da kapsayacak ikili anlaşmalar modelini öngören bir hukuki yapının ikincil mevzuat ve diğer düzenlemelerle büyük ölçüde hayata geçtiğini belirtti. -''Serbest tüketici limitleri artırıldı''- Köktaş, ikili anlaşmalara dayalı elektrik piyasasında rekabetin tesis edilmesinin önemli araçlarından birisinin serbest tüketici uygulamaları olduğunu, kurum tarafından serbest tüketici limitlerinin hızla azaltıldığını kaydetti. Hasan Köktaş, 2003'te 9 milyon kilovat saat olan serbest tüketici limitinin 2012 yılı itibariyle 25 bin kilovat saate düştüğünü ve böylece üreticiler, toptan satıcılar ve tüketiciler arasında serbest piyasa koşullarında fiyat ve alım miktarlarının belirlenmesine imkan sunun piyasa açıklık oranının yüzde 23'ten yüzde 77'ye geldiğini söyledi. Abone gruplarının tamamının yüzde 77'sinin kendi tedarikçilerini serbestçe ikili anlaşmalar yoluyla seçilebilir hale geldiğini dile getiren Köktaş, bu uygulama sayesinde başta sanayiciler olmak üzere toplumun çok geniş bir kesiminin belli dönemlerde yüzde 25-30 oranlarında daha ucuza elektrik tüketebilme imkanına sahip olduğunu kaydetti. Köktaş, serbest tüketici rakamlarının 2015 yılına kadar tüm tüketiciler açısından sıfırlanacağı dikkate alınarak, hem elektrik dağıtım şirketlerinin, hem de toptan satış şirketlerinin bu bu rekabetçi yapıya kendilerini çok iyi hazırlamaları gerektiğini söyledi. Köktaş, ''Çünkü her yıl daha rekabetçi bir piyasa yapısına kavuşmak, risklerin de çok daha önce ince hesaplanmasını zorunlu kılmaktadır'' dedi. Kurumun bir diğer çalışmasının da lisansız elektrik üretimine yönelik teknik altyapıyı hazırlaması olduğunu dile getiren Köktaş, bu uygulama ile tüketicinin kendi elektriğini üretmeye başladığını, bu düzenleme ile dağınık şekildeki enerji kaynaklarından mümkün olduğu kadar çok kişinin en az bürokratik işlemle elektrik üretimi yapmasına, bununla öncelikle kendi ihtiyacını karşılamasına, üretilen fazla elektriğin de dağıtım sistemine en yakın noktada tüketilmesine imkan sağlandığını vurguladı. Köktaş, böylece özellikle toplu konutlar, sanayi tesisleri, üniversiteler ve hastanelerin kesintisiz ve güvenilir elektrik ihtiyacını verimliliği yüksek kojenerasyon tesisi kurarak sağlayabileceklerini vurguladı. Elektrik Piyasası Kanunu'ndaki değişiklikle 500 kilovat saatlik lisanssız uygulamanın iki katına kadar artırılarak pazardaki büyümenin mümkün kılınacağını ifade eden Köktaş, lisanssız elektrik üretimi ve serbest tüketici limitleri uygulamasının iki açıdan önemli olduğunu, rekabetçi bir elektrik piyasasında üreticilerin ürettikleri elektriğin fiyatların anlık olarak değiştiği spot piyasalarda sattıklarını ve spot fiyatların elektrik üretim maliyetlerini karşılamama riskine maruz kaldığını, tüketicilerin de mevsimsel, günlük ve saatlik bazda fiyat ayarlamalarıyla karşılaştıklarını kaydetti. -''Yerli ve yenilenebilir portföy çeşitlenmesine ihtiyaç var''- Köktaş, hem üretimi hem de tüketici tarafından risk olduğunu, özellikle büyük sanayi tüketicileri için elektriğin ara girdilerden biri olarak önemi göz önüne alındığında ciddi belirsizlikler sanayi ve iş adamı açısından bir likidite riski yarattığını söyledi. Türkiye'nin uzun vadede artan enerji temini için yüksek miktarlı yatırımlara ihtiyaç bulunduğunu dile getiren Köktaş, bu kapsamda elektrik üretim şirketlerinin işin kolayına kaçıp sadece ithal kaynaklara dayalı güç santrallerine ağırlık vermek yerine, yerli ve yenilenebilir portföy çeşitlendirmesinin de çok önem arz ettiğini vurguladı. Köktaş, bunun ayna zamanda dışsal faktörler denilen risk faktörlerinden de kaçınmayı sağlayacağını söyledi.
<< Önceki Haber Daha ucuz enerjinin birinci yolu! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER