Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın ‘Çin füzeleri ve NATO’ hakkındaki açıklamasıyla çelişkili sözler sarf etti. Milyar dolarlık askerî sistemlerin, “NATO’ya uyumlu olmaması söz konusu olamaz.” dedi. Yılmaz, “NATO’ya entegre edilmeden kullanılacak.” demişti.

Türkiye’nin milyar dolarlık, uzun menzilli hava savunma ve füze sistemi alımında hükümet ve Cumhurbaşkanlığı kanatlarından arka arkaya çelişkili açıklamalar geldi. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın Meclis’te bir soru önergesine cevaben geçen perşembe “NATO ağına entegre edilmeyecek.” dediği sistem için dün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Elbette bu entegrasyon ve uyumu sağlayacağız.” şeklinde konuştu.

BAKAN YILMAZ'IN AÇIKLAMASI BATI'DA BÜYÜK YANKI BULDU

Ankara’nın Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterinde türünün ilki olacak sistemin alımı için açtığı ihalede ilk sırayı 3,4 milyar dolarlık teklifiyle Çin’in CPMIEC firması elde etmişti. İkinci ve üçüncü sıralarda ise Fransız-İtalyan ortaklığı Eurosam ile ABD’li Raytheon yer almıştı. Ankara’nın fiyatın yanı sıra ortak üretim ve teknoloji paylaşımını da önceleyerek CPMIEC ile sözleşme görüşmelerine başlaması Batı’da derin endişeye yol açmış, gelen tepkiler üzerine hükümet tekliflerini yenilemeleri için Eurosam ve Raytheon’a bir fırsat daha vermişti.

Belirsizlik sürerken Bakan Yılmaz’ın “teklif alma sürecinin bittiği” ve sistemin “milli savunma ağına entegre edileceği ancak NATO’ya entegre edilmeden kullanılacağı” yönündeki açıklaması Batı’da da büyük yankı buldu. Yurtiçinde hükümete yakın bazı gazetelerin geniş yer ayırdığı açıklamalar üzerinden birkaç gün geçmişken Kalın, Yılmaz’ın pozisyonuyla çelişki oluşturan açıklamalarda bulundu. Ak Saray’da düzenlediği basın toplantısında konuşan Kalın, “Bu gelecek füze sisteminin NATO savunma sistemiyle uyumlu olmaması diye bir şey söz konusu olmaz. Biz NATO’nun güvenlik hattının en önemli ülkelerinden birisi olarak elbette bu entegrasyonu ve uyumu sağlayacağız.” dedi.

63 yıllık ittifak tartışma konusu oldu

Türkiye, 1952’den bu yana NATO’ya üye konumda ve halen İttifak içerisindeki en kalabalık ikinci orduya sahip bulunuyor. Askeri imkânlarının yanı sıra jeostratejik konumu ve Müslüman kimliğiyle de NATO’nun karşı karşıya kaldığı eski ve yeni tehditlerle mücadelesinde önemli bir yer kaplıyor. Türkiye’nin de kendi güvenliği için NATO’ya ne denli ihtiyaç duyduğu Suriye iç savaşı süresince tekrar gözler önüne serilmişti. Suriye’den gelebilecek muhtemel bir saldırı karşısında Türk topraklarını halen üç NATO üyesi ülkeden getirilerek sınıra yerleştirilen Patriot füze sistemleri koruyor. Türkiye’nin Çin’den almaya yakınlaştığı ve NATO’nun da İttifak’ın kolektif savunma sistemleriyle uyumsuz olma ihtimalinden “en üst seviyede” kaygılı olduğunu açıkladığı uzun menzilli füze sistemi ile şimdi bu ilişki tartışmalı hale gelmiş bulunuyor.

ZAMAN