Futboldan sonra en çok ne oynuyoruz?

Şimdi diyeceksiniz ki, her Türk kendi yöresinin oyununu zaten bilir; halkoyunlarına ilgi patlaması olduğu da nereden çıktı? Peşin hükümlü olmayın; son 5-6 yıldır halkoyunlarına profesyonel anlamda gerçek bir ilgi patlaması yaşanmış.

Futboldan sonra en çok ne oynuyoruz?

Halkoyunları Federasyonu kurulduktan sonra bu ilgi zirveye tırmanmış. Şu anda futboldan sonra en çok taraftarı ve oyuncusu olan federasyon; Türkiye Halkoyunları Federasyonu. Türkiye’de futboldan sonra en yaygın federasyon olan Türkiye Halk Oyunları Federasyonu, 81 ilin hepsinde teşkilatı olan tek federasyon olma özelliğiyle de Futbol Federasyonunu geride bırakıyor. 100 bin lisanslı olmakla birlikte 2 milyona yakın oyuncusu, bin 500’ün üzerinde kulübü, 2 bin 200 de hakemi var. Anlayacağınız artık horonlar, kaşık havaları, barlar şehirlilerin hayatının bir parçası olmuş durumda. 7’den 77’ye, öğrencisi, savcısı, borsacısı, akademisyeni herkes halkoyunlarına gönül, para ve zaman ayırıyor. Yaşını başını almış evli barklı kadınlar ve erkekler akşamları ve hafta sonları çeşitli yörelerin oyunlarını öğreniyor, festivallerde, yarışmalarda hünerlerini sergiliyor. Kimi okulda öğreniyor, kimi ailesinden, kimisi de iş çıkışı akşam kurslarında. Kısacası milyonlarca insan halkoyunu oynuyor. İstanbul Aksaray’daki Folklor Kurumu derneği üyeleri de halkoyunlarına gönül verenlerden. Kimi üniversitede çalışıyor, kimi borsada, kimi banka müdürü, kimi muhasebeci. Yaşı 30 olan da var, 75 olan da. Sıkışan trafikte müziğin sesini açıp yolun ortasında halay tutacak kadar halkoyunlarını hayatlarına dahil etmişler. Haftada iki gün ve hafta içi bazı akşamlar bir araya geliyor. Sık sık yarışmalara, yurtiçi ve yurtdışı festivallere katılıyorlar. Sadece memleketlerinin oyunlarını değil Anadolu coğrafyasının birçok oyununu öğreniyor ve oynuyorlar. 75 yaşında, fakat oldukça dinç ve sağlıklı olan Hasbettin hoca bunu halkoyununa, bir de yoğurda borçlu olduğunu söylüyor. Türkiye Halk Oyunları Federasyonu’nun Başkanı işadamı Sertaç Şevki Demirtaş, İTÜ konservatuvarda halkoyunları eğitimi almış ve yine İTÜ sosyolojide halkoyunları mastırı yapmış. Hem alaylı hem mektepli yani. Halkoyunlarının kültürün bir parçası olduğu için her zaman yaygın olduğunu; ama şu dönemde popülaritesinin arttığını söylüyor. Bir gencin aradığı her şeyin halkoyunlarında olduğunu vurgulayan Demirtaş “Dans var, tiyatro var, müzik var, beden eğitimi var, disiplin var. Hepsinden önemlisi kültür var.” diyor. Bunun için federasyon birçok çalışma yapıyor. Öğrencileri teşvik ediyor, kulüplerin sorunlarını çözmeye çalışıyor, profesyonel organizasyonlar tertip ediyor. Demirtaş, halkoyunlarının popüleritesinde Anadolu Ateşi’nin etkisinin yadsınamayacağını düşünüyor: “Halkoyunlarını küçümseyen, avam bulan bir grup vardı. Onlar Anadolu Ateşi’yle bu düşüncelerini değiştirdi. Halk da oyunlarından utanmaz oldu.” Baletler bizi Atatürk Kültür Merkezi’ne almıyor’ “Maalesef bazı kesime halkoyunları avami geliyor.” diyen Sertaç Şevki Demirtaş bu düşüncelerin son yıllarda yıkıldığını; fakat hâlâ sorunlar yaşadıklarını vurguluyor. Mesela Türkiye’de gösteri merkezlerinin olmamasından, bu sebeple spor salonlarında gösteri yapmalarından şikayetçi. “Halkoyunlarının en büyük şanssızlığı spor salonlarında sahnelenmesi.” diyen Demirtaş, “Bir zamanlar bizi Atatürk Kültür Merkezi’ne baletler almıyor. ‘Sahnemiz kırılıyor. Kültür merkezinde davul zurnanın ne işi var?’ diyorlardı. Gösteri merkezleri de parkeler kırılıyor diyor. Baletler de sahnede atlıyor zıplıyor. Direkt olarak bunu size söylemiyorlar ama muhakkak geçerli bir sebep buluyor ve sizi reddediyorlar. Biz bu kadar çalışıyoruz, çalıştırıyoruz, sonra kötü bir ortamda gösteri yaptırıyoruz.” diyor. Halk Oyunları Federasyonu Başkanı seyirci konusunda ise oldukça iddialı: “İbrahim Tatlıses, Mahsun Kırmızıgül ya da Sibel Can, Erzurum’da, Rize’de bir konser versin, orada kadınlarımızı, yaşlılarımızı pek göremezsiniz. Ama biz bir final yapıyoruz, yaşlısı genci, kadını erkeği, başı açığı kapalısı binlerce insan geliyor. Salonlar tıklım tıklım oluyor.” diyor. Şirketler için en iyi motivasyon Şirketler için yapılan kurslarda paintball oynatılıyor. Buralarda aslında yapılacak en güzel şey halkoyunu oynamak. Oyunda, bir lider var ve lidere uymak zorundasın. Ama işin en sonundaki de ortasındaki de önemli. Üstelik oyun içinde 100 tane figür yapılıyor. Bunların zamanını ve şeklini hafızada tutmak gerekiyor. Bu yüzden halkoyunları ile uğraşanların organizasyon yeteneği güçleniyor. HALK DANSLARINA POPÜLERLİK KAZANDIRDIK Halkoyunları, futboldan sonra Türkiye’de en yaygın aktivite/hobi haline geldi. Buna Anadolu Ateşi sebep gösteriliyor. Halk danslarına popülerlik kazandırdığımız doğru. Bizden sonra da benzeri çalışmalar yapılmaya çalışıldı, bu güzel bir şey. Anadolu Ateşi’nin parlak bir başarı ve doğru bir örnek olduğunu düşünüyorum. Yaptığımız işi halk danslarını modernize etmek diye tarif etmiyoruz. Bize göre folklor çok eşsiz bir hazine. Mevcut biçimlerle derlenmesi, toparlanması ve arşivlenmesi gereken çalışmalar bunlar. İnsanlar, bunlardan sadece esinlenip, farklı yorumlar alabilirler. 5 bin senelik tarihi olan bir şeyi, bir sene içinde modernize etmek gibi bir iddiamız yok. Anadolu Ateşi’ni kurarkenki amacınız neydi? Anadolu Ateşi üniversite yıllarında tasarladığım bir projeydi. Üniversitedeyken buna benzer birkaç örnek yapmıştım. Ama bu ölçekte bir iş yapabilmek için BKM’yle buluşup İstanbul’da bu işi başlatmak gerekiyordu. BKM’yle işe başladığımız dönemlerde İstanbul’da Mydonose Showland açıldı ve bizden bir proje istediler. Biz de onlara “yerli dans” projesini önerdik. Bu proje kaynağını Anadolu halk danslarından alacak, bale ve modern dans tekniklerini kullanacak, uluslararası sahne normları neyi gerektiriyorsa bütün o unsurları da içerecek ve evrensel bir şov olacaktı. Bu amaçla çalışmaya başladık ve 1999 yılında gazeteye verdiğimiz ilana başvuran 900 kişi içinden ilk 90 kişiyi seçerek projeye başladık. Zaten “Broadway” sloganıyla yola başlanmıştı. Hedef dünyaya bir Türk projesi sunmaktı. Türkiye’de halkoyunlarına karşı bir ilgi patlaması oldu mu? Anadolu Ateşi ile halk dansları, doğru bir şekilde, sanatsal normlarla izleyiciye sunulduğu için halk danslarına ilişkin yaklaşım değişti. Okullarda halkoyunlarına, yarışmalara olan talep arttı. Medyanın da ilgisini çekti. Bu pozitif bir gelişme, ama içeriğini temiz ve doğru tutarak sürdürülebilirse... Yapılan dans yarışmalarına da bakarsak, Türkiye’de dansa olan ilginin artmasında bizim önemli bir katkımız var. Aslında Anadolu halkoyunlarından oluşan bir seçki sunuyorsunuz. Fakat kostümleri ve oyunları sahneleyişiyle modern dans topluluğu aynı zamanda. Anadolu Ateşi’nin tarzı nedir? Anadolu Ateşi, özgün bir stili barındırıyor. Koreografiyi oluştururken hem mistik öğeler barındıracak, hem de modern dansları içerecek dedik. Giyilecek kostümlerin de hem yerel çizgileri barındırması hem modern olması gerekiyordu. Dans normlarına uygun olacak ve hareket alanını kısaltamayacaktı. Halkoyunları bir spor dalı mıdır, yoksa dans ve sanat mıdır? Halk dansları bir sanattır. Bizim ulusal sanatımız… Bu alanı ‘halk dansları’ olarak tarif etmek daha doğru. Anadolu Ateşi’nin temel konsepti medeniyetler buluşmasıdır. ZAMAN/CUMAERTESİ
<< Önceki Haber Futboldan sonra en çok ne oynuyoruz? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER