Hırvat nine Müslümanlardan ne istedi?

Savaşın en zor günlerde eğitim gönüllüsü olarak Bosna Hersek'e gittiler

Hırvat nine Müslümanlardan ne istedi?

Mehmet SAKİN - ZAMAN Savaşın en zor günlerde eğitim gönüllüsü olarak Bosna Hersek'e giden, açılan okullardan sonra faaliyetlerine turizmi ekleyen Türk müteşebbis Ali Dokumacı ve arkadaşları, Bosnalılar'a Türkiye'yi, Türkler'e ise Bosna Hersek'i yakından tanımaları için hizmet veriyor. Fidan Tur Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dokumacı, Bosna'da eğitim gönüllülerinin faaliyetlerinin, merhum Aliya İzzetbegoviç'in Fethullah Gülen Hocaefendi'ye hitaben, savaş ortamında bile olsa çocuklarını eğitmek istediklerini ve bunun için yardım talebinde bulunduğunu belirten mektup üzerine başladığını söyledi. Fidan Tur Yönetim Kurulu Başkanı Dokumacı, "Bosna'ya, Sırp kuvvetlerince ecdad yadigarı Bosna'nın bağrına günde ortalama 2 bin 500 bombanın düştüğü günlerde geldik. Uçakların Saraybosna'ya inmeleri yasaktı. Biz de zorunlu olarak Zagreb'e gidip, karayoluyla Bosna'ya geldik. Yaklaşık 8 saat süren Zagreb-Saraybosna yolunu, o günkü savaş şartlarından dolayı 37-38 saate alabildik. Radovan Karadziç, Ratko Mladiç ve Goran Hacic'in emirleriyle bombalanan Bosna Hersek'in, Saraybosna'nın hayata ve dünyaya açılan tek kapısı olan 'tünel'i kullanmak üzereyken, anlaşma sağlandı ve izinle girdik."diyor. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunu olan ve Bosna'dan evlenen Ali Dokumacı, Saraybosna'ya 1995 yılında Bosna'ya gelmiş. Dokumacı, Bosna'ya geliş sebebini şöyle anlatıyor: "Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, 90'lı yıllarda birçok insana kardeş ülkelere gidilmesi gerektiğini tavsiye ediyordu. Biz de bu öğütlere kulak verdik ve Bosna Hersek'e geldik. Geldiğimiz günlerde Saraybosna, Sırplar tarafından ablukaya alınmıştı. Birçok insan Saraybosna ile dünyanın irtibatının sağlandığı tek nokta olan meşhur Tünel'den kaçıyordu. Biz ise bir grup arkadaşla, Tünel'i kullanarak şehre girmeye çalışıyorduk. Şehre girmek için Tünel'e ulaştığımızda Dayton Anlaşması yapıldığı haberini aldık ve izin belgesiyle şehre girdik." "Savaş sırasında okul mu açmak; siz meczup musunuz?" Savaşın en şiddetli geçtiği günlerde Bosna'ya okul açmak için gittiklerini belirten Ali Dokumacı, "O zaman hayatta olan rahmetli Aliya İzzetbegoviç ve Enes Kariç, Zaman Gazetesi vasıtasıyla Fethullah Hocaefendi'ye bir mektup göndermişti. Mektupta "İnsanlarımız, çocuklarımız şehit oldu. Kalanlara ders yaptırmak, onları okutmak istiyoruz ama öğretmenlerimiz de şehit oldular." denilerek eğitimci talebinde bulunuluyordu. Biz aslında bu mektup üzerine yola çıkmış olduk. İlk geldiğimizde, savaş dönemi olduğu için "Mücahit misiniz?" dediler. Biz, "Hayır, biz okul açmaya geldik" dediğimizde ise bu seferde "Savaş sırasında okul mu açılırmış, siz meczup musunuz?" şeklinde cevaplar aldık. İlk geldiğimizde eğitimden sorumlu Bakan ile görüştük. Bakan bey ilk başlarda "Şehir düşecek, siz okul diyorsunuz" dese de sonraları duruma alıştı. 4-5 ay boyunca neredeyse her gün Bakan bey okul üzerine görüştük. Bu görüşmeler sonrası eski bir Sırp kışlasını bize okul olarak verdiler. Okulun tamiri ve eğitime hazırlanması için kollarısıvadığımızda arkadaşlarımızla ortaya koyabildiğimiz, toplamda hepimizin cebinden çıkan para, 140 dolar civarındaydı. Zorluklar yaşadık ama Türkiye'den gelen işadamlarının yardımlarıyla okulumuzu eğitime açma imkanı bulduk. O günden bugüne Bosna'daki Türk okulları yaklaşık 1500 mezun verdi. Okullar artık yalnızca Bosna'ya hizmet vermiyor. Şu an eğitimine Bosna'da devam eden 550 Türk öğrenci var." dedi. Hırvat nine: Ezan sesi duymayı özledik Savaştan önce Avrupa'nın 3. büyük ekonomisi durumunda olan Bosna Hersek'in oyuna geldiğine inanan Dokumacı, "Burası 'Avrupa'nın Kudüs'ü olarak geçer. çünkü burada Hırvat bir vatandaş cami yapımı için arsa verir. Sırplar, Müslümanlar'a mezarlık için arsa tahsis eder. Kısaca ecdadımız burada çok güzel bir maya tutturmuş. Okullarımızda Sırp, Hırvat ve Boşnak'lara eğitim veriyoruz. Dostane bir ortamda eğitim alıyor ve yaşıyorlar. Zaman zaman öğrencilerimizin velilerini, Sırp ve Hırvat köylerini ziyaret ediyoruz. O ziyaretlerden birisinde Hırvat bir nine ile karşılaştık. Nine bize, 'Burada eskiden camiler vardı ve biz onları kendi ellerimizle yıktık, yaktık. Artık ezan sesi duymuyoruz. Müslümanlara söyleseniz de yine gelip buralara cami yapsalar, ezan duysak. Ezan sesi duymayı özledik. Çünkü ezan varken bereketimiz vardı. Şimdi buraların bereketi gitti, çok üzülüyoruz.' dedi. Düşünün 500 yıl birarada yaşamış bu insanların artık bazı şeyler genlerine işlemiş. Artık geçmişte yaşanan kara günler inşallah bir daha olaz." diye konuştu. Fidan Tur, 45 bin kişiye ev sahipliği yapmış Bosna'ya öğretmen olarak giden Ali Dokumacı ve arkadaşları, Bosna'nın başta Türkiye olmak üzere dünyaya tanıtımı için Fidan Tur isimli turizm şirketini kurmuş. Fidan Tur'un kuruluşunu Ali Dokumacı şöyle anlattı: "Şirketi arkadaşlarımızla 2003 yılında kurduk. O yıl, Adapazarı'ndan 50-60 kişilik bir grup Bosna'ya gelmişti. O günleri hiç unutamam; depremi yaşamış birçok sıkıntı görmüş insanımız, Bosnalı kardeşlerine destek olmak için gelmişlerdi. Geliş-gidişler yoğunlaşınca ülkenin tarihi ve turistik yerlerini tanıtmak için bir ekip kurma, ardından turizm şirketine dönüştürme ihtiyacı ortaya çıktı. Bugüne kadar Fidan Tur aracılığı yaklaşık 45 bin kişiyi misafir ettik. Buralara tarihi yerlerin yanı sıra rafting yapmaya gelenler var, kış turizmine gelenler var. Avrupa'daki Türkler'den de her yıl 1500 kadar kişi geliyor. İlk başlarda Türkiye'den haftada 3 gün gelen uçaklarda 60-70 kadar yolcumuz oluyordu. Sonraları Türk Hava Yolları, Air Bosna'yı satın aldı. İlk günler, en büyük sıkıntıları otellerle yaşadık. Otel sahiplerine, yöneticilerine ulaşamıyorduk. Turizmde belli bir seviyeyi yakalayınca bu tür sorunlarımız da ortadan kalktı. Hatta oteller bizim istediğimiz şekilde dizayn edilmeye başlandı. Şu an şirketimiz, Saraybosna Altın Turizm ödülü sahibi." Bosna'yı herkesin görmesi lazım Fidan Tur, ülkeyi ziyarete gelenlere, Saraybosna, Mostar, Travnik, Banyaluka, Gorajde, Srebrenitsa ve Bihaç'ı gezdiriyor. Bu şehirlerin bütün tarihi ve doğal güzelliklerini katılan turistlere gösteriyor ve detaylı olarak kokartlı 9 rehberi ile anlatıyor. Sarı Saltuk Han Külliyesi, Mostar Köprüsü, Poçiteli Türk Köyü, Tünel, Mimar Sinan'ın yaptığı Sokullu Mehmet Köprüsü, Drina'da tekne turu ve rafting de yapılabiliyor. Baş Çarşı'da meşhur Bosna kahvesi içme, Türk kolejinde Fatih Sultan Mehmet Korosu'nu konserini canlı olarak dinletme ihzmetleri de var. Ecdad hatırası birçok eseri ve güzelliği içinde barındıran ve bir yönüyle Anadolu insanının bir süredir uzak kaldığı kardeş ülke Bosna Hersek'i herkesin mutlaka görmesi lazım. Fatih Sultan Mehmet Korosu Fidan tur kurulduktan sonra ülkeyi gezmeye gelenlere Bosna'nın müziğinden de örnekler sunulmak istenmiş. Bir müzik okulu ile görüşülüp 'bize Boşnakça şarkı söylermi misiniz? talebinde bulunulmuş. Ardından buna Türk Sanat Müziği eklenmiş. Şimdi ise Boşnak, Hırvat ve Sırp öğrencilerden oluşan dev bir koro halinde, ilahiler, naatlar okuyan bir koro haline gelmiş. Geçen 29 Mayıs'ta İstanbul'a gelen koro, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de katıldığı etkinlikte, Aya İrini'de bir konser verdi. Bu ekip, canlı olarak her cumartesi akşamı Bosna'yı ziyaret edenlere müzik ziyafeti veriyor. Sarı Saltuk Han Külliyesi restore ediliyor Fatih Sultan Mehmet zamanında Bosna'ya gelip yerleşen Sarı Saltuk Han'ın türbesinin 33 yıllığına onarım ve işletmesi Fidan Tur'a verilmiş. Horasan erenlerinden olan Sarı Saltuk Han Külliyesi restore ediliyor. Yakın zamanda hizmete açılacak. Kültür Bakanlığı ile yapılan görüşme üzerine Sarı Saltuk Han Külliyesi'nin bulunduğu yerin kültür merkezi olmasına karar verilmiş.
<< Önceki Haber Hırvat nine Müslümanlardan ne istedi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER