Hocaefendi hakkındaki yakalama kararıyla ilgili büyük skandal

Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında daha önce dizi senaryosu ve internette yayınlanan sohbetlerine dayanarak çıkarılan ‘yakalama’ kararına bir yenisi eklendi.

Hocaefendi hakkındaki yakalama kararıyla ilgili büyük skandal

Normal yasal süreç işletilmeden doğrudan çıkarılan ‘yakalama’ kararına dayanak yapılan Tevhid Selam Kudüs Ordusu örgütü soruşturmasında görev alan polislere yönelik hazırlanan fezlekede yer alan suçlamaların temelsizliği dikkat çekiyor. Tıpkı Tahşiye dosyasında olduğu gibi bu fezlekenin hedefinde de basın var. Fezlekede televizyon dizilerinde geçen diyaloglar, internette yayınlanan sohbetler, gazete haberleri, köşe yazıları ve sosyal paylaşım ağı Twitter üzerinden yapılan paylaşımlar suç delili olarak yer alıyor.

 Yargıtay’ın farklı tarihlerdeki kararlarında, ‘terör örgütü’ diye tanımlanan Tevhid Selam Kudüs Ordusu ile ilgili yürütülen soruşturmada görev alan polislere ilk operasyon 22 Temmuz 2014’te yapılmıştı. Burada ‘terör örgütü kurma ve darbe’ suçlaması yer almıyordu. Ancak 7 ay sonra, çoğu daha önce gözaltına alınıp serbest kalan polisler yeniden gözaltına alındı. Savcı İrfan Fidan’ın, ikinci operasyonda suçlamayı da değiştirerek ‘terör örgütü ve darbe’ suçlamasını eklemesi dikkat çekti. Savcı Fidan’ın adeta revize ettiği yeni operasyonda yöneltilen suçlamaların, Tahşiye dosyasında yer alan suçlamalara benzemesi dikkat çekiyor. Yakalama Kararına gerekçe yapılan operasyonun polis tarafından hazırlanan fezlekesinde Hocaefendi’nin her hafta düzenli olarak herkul.org’dan yayınlanan sohbetlerinde geçen ifadelere özel anlamlar yüklendiği görülüyor. Yine bu sohbetlerdeki bazı kelimelerin Samanyolu TV’de yayınlanan bir dizide kullanılması arasında bağ kurulmaya çalışılıyor.

Hazırlanan fezlekede Yargıtay’ın terör örgütü olarak tanımlamasına rağmen ‘sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü’ ifadesi kullanılırken, Hizmet Hareketi hakkında kesinleşmiş hiçbir yargı kararı olmadığı halde ‘terör örgütü’ ifadesi kullanılması gözden kaçmıyor.

Basın ve sosyal medya yine hedefte

Fezlekede basın yine hedefe konulmuş. Televizyon dizileri ve köşe yazıları haberler suç unsuru olarak kabul edilerek alıntılanmış. Amberin Zaman, Gültekin Avcı, Emre Uslu, Mehmet Baransu gibi gazetecilerin kaleme aldığı köşe yazıları ve haberler suç delili olarak fezlekede yer aldı. Amberin Zaman’ın Taraf’ta yayımlanan PYD lideri Salih Müslim ile yaptığı röportaj fezlekede öne çıkan haberlerden. Fezlekede Adana’da durdurulan ve silah taşıdıkları ortaya çıkan TIR’ların aranmasına ilişkin Zaman ve Taraf gazetelerinde yayımlanan haberlere yer verilerek bu duruma özel bir anlam yüklenmeye çalışılıyor. Ancak arşivler tarandığında bütün basın yayın kuruluşlarında ‘silah taşıyan TIR’ haberleri olduğu görülüyor.

Fezlekede sosyal medyadaki paylaşımlar da suç delili olmuş. Gazeteci-akademisyen Emre Uslu’nun farklı tarihlerde kaleme aldığı köşe yazıları ve attığı bazı tweet’ler hakkındaki suçlamaya dayanak yapıldı. Uslu’nun attığı “Çok yakında güzel şeyler olacak benden söylemesi, çok yoğun bir fırtınanın arkasından güneş açar, ortalık muhteşem bir duruluk ve sessizlik ve güzelliğe bürünür ya. Öyle güzel şey” tweet’leri suç unsuru sayılıyor. Gazeteci Mehmet Baransu’nun attığı bazı tweet’ler ve yazıları da fezlekede kendine yer buluyor.

DİZİDEN TERÖR ÖRGÜTÜ ÇIKARMAYA ÇALIŞIYORLAR

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin farklı tarihlerde yayınlanan sohbetlerinde geçen kelimelerin Samanyolu TV’de yayınlanan dizide geçmesi, fezlekede suçmuş gibi sunulmaya çalışılıyor. İstanbul Emniyeti tarafından hazırlanan fezleke Tahşiye grubu soruşturmasında görev alan polislere yönelik hazırlanan fezlekeye benzerliğiyle dikkat çekiyor. Tıpkı Tahşiye dosyasında olduğu gibi dizi senaryosu üzerinden terör örgütü inşa edilmeye çalışılıyor.  

Fezlekede yasama dokunulmazlığı olan kişilerin dinlendiği iddia ediliyor ancak milletvekili veya bakanlar hakkında dinleme yapıldığına ilişkin hiçbir mahkeme kararı ya da savcılığın bu yöndeki talep yazısına yer verilmiyor. Fezlekede yasama dokunulmazlığı olan ve haklarında kanunen dinleme kararı verilmesine imkân olmayan kişilerin şüpheliler ile yaptığı görüşmelere yer veriliyor. Yasama dokunulmazlığı olan kişilerin şüpheli olmadıkları halde sadece dosyanın asıl şüphelileri ile yaptıkları bazı görüşmelerin dinlemeye takılması, “Başbakan ve bakanlar dinlendi” olarak sunulmaya çalışılıyor.

YAKUP ÇETİN - ANALİZ HABER - ZAMAN
<< Önceki Haber Hocaefendi hakkındaki yakalama kararıyla ilgili büyük skandal Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER