Hocaefendi'den mest eden röportaj - İZLE

Avrasya coğrafyasında yayın hayatını sürdüren Diyalog Avrasya dergisi son sayısında tarihi bir röportajla okuyucularının karşısına çıkıyor.

Hocaefendi'den <b>mest eden röportaj</b> - İZLE

Dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren eğitim kurumları ve diyalog çalışmaları ile anılan Fethullah Gülen, Rus entelektüellerin birbirinden ilginç sorularına cevap verdi. Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü'nden Rostislav Ribakov, Nadejda Emelyanova, Nina Nazirova, Rodina dergisi genel yayın yönetmeni Tatyana Filipova, Rusya Ekonomi Üniversitesi'nden Leonid Sükyanin, Basın Geliştirme Enstitüsü'nden Olga Karabanova ve Vladimir Avdeyev yönelttikleri onlarca soru ile Gülen öğretisinin Avrasya coğrafyası için daha anlaşılır hale gelmesini sağladı. 'Gülen hareketi', 'okullar', 'diyalog çalışmaları', 'modern İslam anlayışı ve sorunları', 'Müslüman dünyası ile batı toplumu arasındaki anlaşmazlıklar', 'Rus kültür değerleri', 'Rusya-Türkiye çok boyutlu ilişkileri' ve 'Rusya'yı ziyaret etmeyi düşünüp düşünmediği' gibi sorular Rus entelektüellerin merak ettiği başlıklar arasında yer alıyor. GÜLEN: "RUSYA İLE KOMŞULUK HAKLARIMIZ VE VAZİFELERİMİZ VAR." Bütün insanları kardeşi gördüğünü kaydeden Gülen, Rus ve Türk toplumlarının yakınlığını şu şekilde yorumluyor: "Müslümanlar dinde, Müslüman olmayanlar da insan ortak paydasında kardeşimdir. Allah, yeryüzünü bütün insanlar için bir kardeşlik beşiği yapmıştır; bu itibarla da biz aynı beşikte yatıyor, aynı beşikte besleniyoruz ve bütün anneler de ninnilerini aynı beşikte söylüyorlar... Şimdi, iki komşu devlet, iki komşu ülkeyiz, iki komşu ülkenin komşu vatandaşlarıyız. Karşılıklı komşuluk haklarımız ve vazifelerimiz var." Tarihi, kültürel, ekonomik ve siyasi alanda iki ülkenin sağlam ilişkiler kurmasının önemine değinen Gülen'e göre bu işbirliği bölgenin istikrar ve emniyeti açısından da büyük önem arz ediyor. Gülen'in Rus ve Türk kültür yapısını karşılaştırdığı açıklamaları da hayli ilginç: "Benim yaşımda olan, benden sonra gelen entelektüeller içinde Puşkin'i, Dostoyevski'yi, Tolstoy'u, Çehov'u, hattâ Gogol'u, Maxim Gorki'yi, Pasternak'ı okumayan çok azdır. Bu dev romancı, hikayeci, tiyatrocu ve şairlerin bizzat kendi hayatları, eserlerinde işledikleri temalar, ürettikleri kahramanlar, bilhassa Osmanlı Devleti'nin yıkılış asırları olan 19'uncu asırla 20'nci asrın ilk çeyreğindeki ve bu dönemden Cumhuriyet dönemine ulaşmış pek çok yazarımızın hayatlarına, kahramanlarına ne kadar benzemektedir. Benzemektedir, çünkü Gogol'un Palto'suyla alâkalı olarak Dostoyevski'nin yaptığı o çok özlü 'Hepimiz, Gogol'un Palto'sundan çıktık' değerlendirmesi, bizim son dönemler tarihimize ve toplumumuza da çok uymaktadır." 11 Eylül terör hadiselerini ve Beslan'da yaşanan terörü ilk kınayan Müslüman entelektüel olarak bilinen Gülen'in, 'Terörist Müslüman olamaz.' şeklindeki tarihi uyarısı tüm dünyada kabul görüyor. Foreign Policy dergisinin dünyanın yüz entelektüeli arasında birinci olarak seçtiği Gülen, Rusya Federasyonu ve Avrasya coğrafyasında da sevgi, barış, eğitim, hoşgörü ve diyalog gibi kavramlarla birlikte anılıyor. DA dergisi yeni sayısında Avrasya coğrafyasından aydınların Gülen'in farklı vizyonlarını kaleme aldıkları ilginç makalelere de yer veriyor. "GÜLEN İYİLİK ÖĞRETMENİ" Gülen'in Rusya'da eksik tanıtıldığını kaydeden Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Direktörü Rostislav Ribakov, okullar ve diyalog çalışmaları ile sıkça gündeme gelen Gülen'i tanımak için Rus aydınlar olarak kendisine sorular hazırladıklarını kaydetti. Cihan Haber Ajansı'na açıklamada bulunan Ribakov, "Gülen her insanın doğruluk yolunda ilerlemesini istiyor. Onun teşvikleri ile açılan okullarda dostluk, barış ve sevgi öğretiliyor. Ben bu okulları bir kaç farklı ülkede gezme imkanı buldum. Eğitim seviyeleri de çok yüksek. Burada verilen düşünceler eğitim metodolojisi açısından önemli. İnsanların neye ihtiyacı olduğunu Gülen çok iyi biliyor. Yanlış anlaşılmak istemiyorum. Bütün dünya anlamıyor, tek o anlıyor demiyorum. O bir iyilik öğretmeni." değerlendirmesinde bulundu. Gülen hakkındaki eleştirilerin bilgi eksikliğinden kaynaklandığını ifade eden Ribakov, Gülen'in etrafındaki halkayı da diyaloğa açık, ahlaki değerlere önem veren, şiddete kapalı ve sevgi dünyası kurmaya çalışan insanlar olarak tanımladı. "GÜLEN'İN GİZLİ AJANDASI YOK." Çağımızda yaşayan bir entelektüelin düşüncelerinden Rus halkının merak ettiği soruları kendisine yönelttiklerini ifade eden Rusya Ekonomi Üniversitesi Hukuk profesörü Leonid Sükyanin, sordukları tüm sorulara Gülen'in içtenlikle cevap vermesinden dolayı memnun olduklarını söyledi. Sükyanin değerlendirmesinde, "Soruları Rus aydınlar olarak kendimiz hazırladık. Diyalog Avrasya Platformu soruların Gülen'e ulaştırılmasında yardımcı oldu. Alınan cevaplar şimdi Diyalog Avrasya dergisinde yayınlanıyor." dedi. Kendisinin Gülen'i barış, hoşgörü, eğitim sevdalısı ve kültürler arası diyalog çabası ortaya koyan bir düşünür olarak tanımladığını ifade eden Sükyanin şu ifadeleri kullandı: "Öncelikle şunu rahatlıkla görebiliyoruz. Gülen'in gizli bir ajandası yok. Yaptıkları işler ve söyledikleri ortada. Bence Gülen'in çağdaş toplum ve çağdaş insanla ilgili düşüncelerini, çok kültürü, çok ulusu ve çok dinli bir yapıya sahip olan Rusya açısından önemsiyorum. Çünkü, Gülen bir din alimi olmakla beraber kendisinin toplum, sosyal yaşam ve başka konularda çok güzel fikirleri var. Bence Gülen'in bu konularla ilgili eserlerini Rusya'da tercüme etmek gerekir." Basın Geliştirme Enstitüsü Müdürü Olga Karabanova da yaptığı açıklamada okullarda öğretmenlik yapan gençlerin teknoloji ve diğer bilimlerle birlikte öğrencilere insani değerleri de aktardığına dikkat çekti. Karabanova şu tespitlerde bulundu: "Yetişen öğrencilerin okuldan aldıkları iki değeri bir arada taşıdıklarını görüyoruz. Bunlardan hiç biri kendisi tokken, başkasının karnının aç olmasına rıza göstermez. Bu açıdan Gülen'in felsefesine tamamı ile katılıyorum." "GÜLEN'İN YAKLAŞIMI ÜMİT VERİCİ" Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü öğretim görevlisi Nadejda Emelyanova Gülen'in Rusya-Türkiye ilişkilerine benzersiz bir yaklaşım getirdiğine dikkat çekti. İyiliklerin kısa, kötülüklerin uzun süre hafızalarda kaldığına işaret eden Emelyanova, "Tarihçiler de hep olumsuz olaylara vurgu yaparlar. Ancak Gülen yeni bir bakış açısı getiriyor. Bu umut verici. Manevi algılama açısından bu düşünceleri kendime çok yakın hissediyorum. Bu derin bir dindarlık da içeriyor. Sadece dini vazifelerin yerine getirilmesi anlamında değil. Bir bakış açısı. Hayata geliş gayesini idrak ve rızaya ulaşmaya çalışma. İnsanlar arasında ilişkilerin adaletli ve değerlere dayalı kurulması." "OLUMSUZ DÜŞÜNCE EKSİK BİLGİDEN KAYNAKLANIYOR." Rusya'da bir kısım olumsuz haber ve metinlere rastladığını kaydeden Emelyanova bunun temelinde eksik bilgi olduğunu söyledi. Kendisinin bir akademisyenle konuyu tartıştığını kaydeden Emelyanova ilginç bir anısını anlattı: "Arkadaşımız okulları eleştiriyordu. Başka bir gün baktım Fatih Üniversitesi ile ilgili çok güzel değerlendirmeler yapıyor. Ben kendisine bu üniversitenin de Gülen'in teşvikleri ile açıldığını söylediğim de çok şaşırdı. Çünkü burada Gülen ve İslam bağlantısı kuruluyor. Bu şekilde çalışmaların da küçültülmesi önyargısı devreye giriyor. Klişeleşmiş bir anlayış var. Bu büyük çoğunlukla bilgi yetersizliğinden de kaynaklanıyor. Ben şahsen Gülen'in düşüncelerinin Rusya'da çok büyük karşılık bulacağına inanıyorum. Müspet hareket çerçevesinde çalışmalar ortaya konması gerekiyor." CİHAN
<< Önceki Haber Hocaefendi'den mest eden röportaj - İZLE Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER