Kanadoğlu yine sahnede

Yargıtay eski başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 'Bir Anayasa değişikliğinin daha ilk adımında her adım bir sorun yaratıyorsa o işte bir durup düşünmek lazım' dedi.

Kanadoğlu yine sahnede

Ankara Gazeteciler Cemiyeti tarafından Antalya Belek'te düzenlenen Ulusal İletişim Kongresi'ne katılan Kanadoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Anayasa değişiklik teklifinin referandumdan geçip geçmeyeceği yönündeki soruya, ''Halka sorun, bana değil'' diyen ve bunun gerçekte bir halk oylaması olmayacağını savunan Kanadoğlu, ''Bu plebisit olacak. Bu doğrudan doğruya Anayasa'nın belirli maddeleri için değil, doğrudan doğruya iktidar için yapılacak bir plebisit haline gelecek'' dedi. Sabih Kanadoğlu, bir gazetecinin, Anayasa Mahkemesi'ne başvuru konusunda da tartışmalar yaşandığını belirtmesi üzerine, şöyle konuştu: ''Halk oylamasına gidecek Anayasa değişikliğini ortaya koyan yasa, iki nedenle Resmi Gazete'de yayınlanır. Bu ilk yayın halk oylamasında halkın neyin kendisine sunulduğunu öğrenmesi için, iki, Anayasa'nın 148. maddesinde Anayasa Mahkemesi'ne şekil bozukluğundan götürülmesi için tanınan o 10 günlük sürenin başlangıç tarihi olarak konur ve bu şekilde yayınlanır. Çünkü bir yasanın bu tür Anayasa değişikliği yapan yasanın kabulü başka şeydir, yürürlüğe girişi başkadır. Onun için bu 10 günlük süre, doğrudan doğruya ilk yayınlanmasından itibaren 10 gündür. Onda bir tereddüt yok. Bir yanlış anlama oldu. O yanlış anlayış sanki birbirine zıt görüşler varmış gibi ortaya konuldu. Öyle bir şey yok.'' Sabih Kanadoğlu, ''Anayasa Mahkemesi'ne gitmede imza konusunda sıkıntı var mı?'' şeklindeki bir soruya da şu yanıtı verdi: ''Anayasa değişikliğinde zaten, teklif olarak gelmesi lazım gelen Anayasa'ya göre tekliflerdir. Tabii bu teklif yasalaştığı anda o ilk TBMM'den çıktığında, çünkü Anayasa değişiklikleri de yasadır, Anayasa'da değişiklik yapmanın adı yine yasadır, o yasanın şekil bozukluğu yönünden Anayasa Mahkemesi'ne götürülebilmesi yine 110 milletvekilinin imzasını gerektirir. Tabii 110 imzayı bulurlarsa gelir. Doğrudur.'' Sabih Kanadoğlu, bir gazetecinin CHP'nin TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in imzasına yönelik yapılan düzeltmenin bir anlam ifade etmeyeceği ve burada usul hatası yapıldığına yönelik iddialarını hatırlatması üzerine de şu cevabı verdi: ''O da bir sorun. Aslında zaten böyle aceleye getirilen işlerin sonu hep böyle olur. Onun için bir Anayasa değişikliği yapmak istiyorsanız her şeyden önce geniş bir hazırlık ister. Uzlaşma ister. Ama bir Anayasa değişikliğinin daha ilk adımında her adım bir sorun yaratıyorsa o işte bir durup düşünmek lazım.'' Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın kendisine açtığı hakaret davasının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: ''O ayrı bir şey. Ben hiç kimseye herhangi bir şekilde hakaret etmek, onu küçültmek, aşağılamak için, bilerek isteyerek bir harekette bulunmam. Ne aldığım terbiye, ne de geçmiş meslek hayatım buna izin vermez. Bunun için herhangi bir yanlış algılama olduysa üzgünüm ama kesinlikle o niyetle hareket etmiş değilim. Öyle bir şey olamaz.'' PROF. DR. MÜMTAZ SOYSAL Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP) Genel Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal da, gazetecilere yaptığı açıklamada, referandumu demokratik bir yöntem saymadığını söyledi. Referandumların kimi kesimlerce yüceltildiğini, demokratik olduğunun söylendiğini belirten Soysal, ''Ama müthiş oyunlara da alet olabiliyor, yanlışlara yol açabiliyor. Sonucu referanduma bırakmak yerine daha geniş ve daha sağlam bir temelde insanların tartışarak Anayasa yapmaları daha doğru olur'' dedi. Soysal, bir gazetecinin, ''Hazırlanan paket iddia edildiği gibi ülkeye demokrasi getirir mi?'' şeklindeki sorusuna, ''Paketin içinde ne olduğuna bağlı. Paketin içinde dikenli bazı noktalar var, onları kamufle eden güzel çiçekler de var. Onun için güzel çiçekler o dikenlere engel oluyorsa ve bu yüzden toplum yanıltılıyorsa yanlışlık var demektir'' diye yanıtladı. AA
<< Önceki Haber Kanadoğlu yine sahnede Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER