Numan Kurtulmuş'tan çarpıcı yorum

Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ''Bugün Türkiye'de PKK'yı hem kurumsallaştıran hem kitleselleştiren hem de uluslararası bir terör örgütü haline getiren en önemli gerekçelerden biri olağanüstü hal döneminin antidemokratik uygulamalarıdır'' dedi.

Numan Kurtulmuş'tan çarpıcı yorum

Abant Platformu'nun bu yılki ''Vesayet ve Demokrasi'' konulu toplantısı Bolu Abant Palace Otel'de başladı.

ABANT PLATFORMUNU CANLI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Toplantıda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Kurtulmuş, Türkiye demokrasisi ile batı demokrasisi arasında ciddi niteliksel, yapısal farklar olduğunu belirterek, ''Belki bizde vesayetin koyu şekilde ortaya çıkmasının temel nedenlerinden birisi de bizdeki demokrasi tarihinin başlangıcından bu yana sürdürülen yanlışlıklar, çarpıklıklardır'' dedi. Kurtulmuş, batıda birlikte üç temel kavramın modernite, ulus devlet ve demokrasinin birlikte geliştiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye, Osmanlı'nın son dönemleriyle birlikte bu kavramlarla tanıştı. Bu dönemler itibarıyla aslında süreçlerin tersine işlediği, belki zorunlu olarak tersine işlediğini görüyoruz. Aslında bu ülkede, Osmanlı'da ulus devlet olmayı başardık asla tam manasıyla demokrasiyi yerleştirecek ortamı bulamadık. Bunda en temel nedenlerden bir tanesi modernleşme. Bu süreç bir batılılaştırma süreci olarak algılandı. Türkiye, demokrasi tecrübesine başladığı ve bu anlamda modern toplum çalışmalarında karşılık bulamadığı için ister istemez Türkiye'deki modernleştirme süreci, batılaştırma süreci yukarıdan, asker ve sivil bürokrasinin vesayeti altında gelişmek durumda kaldı. 1950'de ortaya çıkan Demokrat Parti'nin iktidara gelme süreci ise Türkiye'de sistemin en azından son 50 yıllık batılaştırma, modernleştirme sürecinde hakim unsur olan sivil ve asker bürokrasiyi ciddi şekilde rahatsız etti. Bugün esası itibarıyla demokrasi gibi görünse de bütünü itibarıyla bürokratik oligarşi olan sistemin yapılanması da 1960 ihtilaliyle ete kemiğe büründü. Bürokratik oligarşinin kuruluş adımını oluşturan merhale, 1961 Anayasası'dır. 1961 Anayasası'yla vesayet kurumsallaştırıldı. 1982 Anayasası var olan bu vesayetçi kurumsallaşmayı daha yapıcı bir hale getirdi.'' REFERANDUM SÜRECİ Anayasa değişikliği ile ilgili referandum sürecine de değinen Kurtulmuş, ''Ana muhalafet partisinin yeni genel başkanı, 'biz milletin avukatıyız' diyerek CHP'yi Ergenekon'un avukatlığından milletin avukatlığına terfi ettirdi'' dedi. Buna memnun olduklarını belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti: ''Madem milletin avukatlığını yapıyorsunuz, devam etmekte olan bir referandum süreci var, CHP olarak meydanlara çıkın, 'evet' oyu vereceğinizi ilan edin, 'millet ne karar verecekse başımızın üstündedir' deyin. Gidin Anayasa Mahkemesi'ne yapmış olduğunuz başvurunuzu geri çekin. Eğer bunu yapabilirse CHP, Türkiye'nin demokratikleşmesine çok ciddi olarak katkıda bulunmuş olacak. Vesayet sistemini artıran başka bir şey ise 30 yıldır Türkiye'de süren terördür. Terörün yegane ilacı demokratikleşme, tam manasıyla bir hukuk devleti kurmak, insan haklarını en kamil manada geliştirmektir. Maalesef Türkiye'de ne zaman demokratikleşme konusu gündeme getirilse artan ya da artırılan terör olayları Türkiye'de demokrasinin önünü kesecek bir araç olarak görülüyor. Bu çerçevede Mecliste partilerin olağanüstü hal tartışmalarını gündeme getirmiş olmalarını ise anlamak mümkün değil. olağanüstü hal, Türkiye'de terörün bitmesi için bir imkan sağlamış olsaydı 26 yıl uygulanmış olan olağanüstü hal sonrası da bir tek kişinin bile terörist olması gerekmezdi. Bugün Türkiye'de PKK'yı hem kurumsallaştıran hem kitleselleştiren hem de uluslararası bir terör örgütü haline getiren en önemli gerekçelerden biri olağanüstü hal döneminin antidemokratik uygulamalarıdır. Dolayısıyla zihninde demokrasi var olan hiç kimsenin olağanüstü hal gibi konuyu kalkıp teklif etmesi dahi düşünülmemelidir.'' Abant Platformunun açılış bölümünde konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmluş, modernite, ulus devlet ve demokrasi kavramlarının batıda birlikte geliştiğini söyledi. Bunların birbirlerini doğuran, genişleten kavramlar olduğunu belirten Kurtulmuş, "Türkiye'nin Osmanlı'nın son dönemleriyle birlikte bu kavramlarla tanıştığı dönemler itibariyle aslında süreçlerin belki de zorunlu olarak tersine işlediğini görüyoruz. Aslında bu ülkede, Osmanlı'da ulus devlet olmayı başardık asla tam manasıyla demokrasiyi yerleştirecek ortamı bulamadık.” dedi. 28 Şubat sürecinde Genelkurmay'da verilen brifinglerin yargı sistemini oligarşik sistemin etkisi altına aldığına dikkat çeken Kurtulmuş, Meclis'ten geçen anayasa değişikliği paketinin da yargıya taşınmasını eleştirdi. CHP'nin yeni genel başkanının milletin avukatı olduklarını belirtmesine de değinen Kurtulmuş, şunları aktardı: “Ana muhalefet partisinin yeni genel başkanı biz milletin avukatıyız diyerek CHP'yi Ergenekon'un avukatlığından milletin avukatlığına terfi ettirdiğini söyledi. Bundan fevkalade memnun oldum. Madem milletin avukatlığını yapıyorsunuz, devam etmekte olan bir referandum süreci var. CHP olarak meydanlara çıkın, hayır oyu vereceğinizi ilan edin ama bırakın millet ne karar verecekse başımızın üstündedir deyin. Gidin Anayasa Mahkemesi'ne yapmış olduğunuz başvurunuzu geri çekin. Eğer bunu yapabilirse CHP Türkiye'nin demokratikleşmesine çok ciddi olarak katkıda bulunmuş olacak.” Vesayet sistemini 30 yıldır süren terör olaylarının artırdığını kaydeden Kurtulmuş, bunun yegane ilacının ise demokratikleşme olduğunu vurguladı. Türkiye ne zaman bir hukuk devleti olmak, insan haklarını en kamil manada geliştirmek için adım atsa terör olaylarının arttığına dikkat çeken Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu çerçevede Meclis'te partilerin olağanüstü hal tartışmalarını gündeme getirmiş olmalarını anlamak mümkün değil. Zaten olağanüstü hal Türkiye'de terörün bitmesi için bir imkan sağlamış olsaydı 26 yıl uygulanmış olan olağanüstü hal sonrasında bir tek kişinin bile terörist olması gerekmezdi. Bugün Türkiye'de PKK'yı hem kurumsallaştıran, hem kitleselleştiren hem de uluslararası bir terör örgütü haline getiren en önemli gerekçelerden biri olaganüstü hal uygulamalarının anti demokratik uygulamalarıdır."
<< Önceki Haber Numan Kurtulmuş'tan çarpıcı yorum Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER