Terör örgütü PKK Türkiye'yi neden terk ediyor?

İlk hamleyi sürece karşı olan kesimin üzerine bomba atarak yapan Karayılan'ın son sinsi planı...

Terör örgütü PKK Türkiye'yi neden terk ediyor?

Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu, Terör örgütü PKK'nın neden ülkeyi terk ettiğini ve giderken de oynadığı son oyunu köşesine taşıdı.

İşte uzun bir aradan sonra yeniden yazmaya başlayan Abdullah Abdulkadiroğlu'nun ilk yazısı....

"Kandil'den atılan pimi çekilmiş bombalar"

Türkiye'nin geldiği nokta bu topraklarda huzuru özlemiş herkesi heyecanlandırıyor.. Büyük bir ümitle yarınların daha güzel olması için herkesin dilinde ortak dua var..

Bu süreçten ümitsiz olmak ancak kendi geleceklerinden ümidi kalmayanların takınacakları bir tavır olabilir..

Çekinceler konuşulsun fakat amaç işi yokuşa sürmek ve bu süreci zorlaştırmaksa ona karşı da uyanık olmak gerekir..

“Terör bitsin” deyip, bitirmek için adım atanların yoluna olmadık engelleri koymak, iyi niyetli bir tavır olmasa gerek..

Çözüm sürecine baştan ve toptan karşı olanların, yaşananlara bakarak çılgına dönmelerini, terörün bitmesini istememelerine bağlamaktan başka bir seçenek maalesef kalmıyor insanın elinde.

Ancak bu süreçte onlardan çok daha dikkat edilmesi gereken bir nokta var ki; o da PKK’nın bizzat kendisi.

Pkk bu sürecin bir tarafı olmakla birlikte, içerde ayağa kalkmış, sürece karşı olan kesimi sürekli fişekleyecek hamleleri son derece profesyonelce yapmakta.

Karayılan’ın yaptığı çekilme açıklaması bunun ilk örneğiydi..

Silahların ancak Öcalan dahil herkesin özgür kalacağı bir sürecin sonunda bırakılacağını açıklaması “çekiliyoruz” derken pimi çekilmiş bombayı içeriye atmaktan başka bir şey değil..

Bu açıklamayla birlikte sürece karşı olanlar, hükümete karşı savaş baltalarını çıkarıp saldırıya geçtiler.

Bunu kimse aklından çıkarmasın ki; terör örgütü çekilirken bile geride mayınlar bırakacaktır..

Örgüt sınır dışına çıkarken içeride tansiyonu yükseltecek söylemlerden asla geri durmayacaktır.

Kendi çekildiği ve boş bıraktığı huzursuzluk alanını, içerideki sinir uçlarına basarak hep zinde tutmaya çalışacaktır.

Terör örgütü 30 yıldır Türkiye Cumhuriyetini bölmek için silahlı bir faaliyet göstermiyor mu ?

Evet gösteriyor..

Bu ülkeyi bölmek için terörü kullanarak çoluk-çocuk, kadın-erkek, Türk-Kürt demeden onbinlerce masum insanı katletmedi mi ?

Evet etti..

Böyle bir örgüt şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nin iyiliği için çalışıyor olabilir mi ?

Hayır olamaz..

Peki o halde niçin ülkeyi terkediyor ?

Aslında bu sorunun cevabı basit.. Buna mecbur kaldı da ondan..

Artık silahlı bir mücadeleyle bir şey elde edemeyeceklerini gördüler..

Terörle mücadeledeki kararlılık ve ciddiyet onları bu çaresiz noktaya getirdi..

Hükümet sürece karşı gerçekleştirilen sabotajlara direndi.. Başbakan geri adım atmadı, tereddüt etmedi, çıktığı yolda arkaya bakmadan yürüdü..

Örgüt şimdi çekiliyor.. Ama istemeyerek.. Mecbur kaldığı için.. Bunu da fırsata çevirip kendine uluslar arası bir konum elde etmeye çalışarak..

Şunu unutmayalım ki; örgüt bu topraklarda huzuru hiçbir zaman istemeyecek.. Bunu silahla yapamazsa sözle yapacak..

Şimdi terörün çözümünde çok dikkatli olmamız gereken bir aşamaya geçildi..

Şunu da unutmayalım ki; terör örgütü yöneticileri ne Başbakanı, ne de Ak Parti’yi günahları kadar sevmezler..

Artık silah yerine siyaset devrede olacaksa örgüt bu saatten sonra Ak Parti’ye siyaset yoluyla darbe vurmak isteyecektir..

İlk hamleyi sürece karşı olan kesimin üzerine bomba atarak yaptı.. Karayılan “Öcalan özgür kalmadan silah bırakmayız” dedi.. 

İşin aslına bakarsanız Öcalan’ın özgür kalması Kandil’dekilerin umurunda falan da değil.. 

İkinci hamleyi de “cemaat” üzerinden yapmaya çalışıyor.. Karayılan Kandil’e giden bazı gazetecilere verdiği röportajda, Oslo görüşmelerini cemaatin sızdırdığını ve MİT üzerinden Başbakan’a operasyon yaptığını söylemiş.. 

Röportaj yapanların ifadelerine bakılırsa bunu da “cemaatle ilişkileri düzeltmeye çalışıyoruz ama ne yapalım hadi yazın” diyerek anlatmış.. 

Karşınızdakinin kim olduğunu bilmeseniz ne kadar samimi, iyi niyetli bir adam dersiniz..

Hem kara yılan, hem kara yalan..

Sinsice bir oyun.. 

Halbuki Oslo kayıtları ilk kez örgütün yayın organlarından Dicle Haber Ajansı tarafından yayınlanmıştı. Ayrıca İmralı görüşmelerini Milliyet Gazetesine sızdırma işinin de BDP’li bazı yöneticilerle birlikte aynı ajansın muhabiri tarafından yapıldığını bizzat BDP yönetimi itiraf etti.

Başbakan Erdoğan da 26 Eylül 2012 tarihinde NTV’de katıldığı canlı yayında Oslo sızdırmasıyla ilgili “bizim yaptığımız araştırmalardan PKK tarafından sızdırıldığı sonucu çıkıyor” dedi. 

Şimdi Karayılan bir taraftan Başbakan’ın yanındaymış gibi görünüp hizmet hareketini hedef gösteriyor.. Diğer taraftan hizmet hareketiyle arayı düzeltmeye çalışıyoruz diyerek akıllara kanca atıyor..

Hassas noktalara iğne batırıyor.. 

Kendileri çekilirken geride kalanlara, birbirlerine güvenemeyecekleri ve birbirleriyle mücadele edecekleri bir ortam bırakmayı planlıyor..

Herkesin birbirine şüpheyle bakmasını sağlamaya çalışıyor..

Unutmayalım; örgüt çekilirken pimi çekilmiş bombalar Kandil’den sürekli aramıza atılacak..

“Silah sussun söz konuşsun” denilen bu aşamada örgüt kanadından yapılan her açıklamayı, niçin söylenmiş olabileceğini kılı kırk yararcasına düşünerek değerlendirmek gerek..

Üstelik Karayılan’ın söylemleri ulusalcılık üzerinden aynı amaca ulaşmaya çalışanlarınkine ne kadar da benziyor değil mi ?

Emin olabilirsiniz ki; şimdi şeytan bizimle daha çok uğraşacak..

O halde şu ayete kulak vermek gerekmez mi ? 

“Ey iman edenler.. Hepiniz barış ve selamete girin de, şeytanın adımlarına uymayın.. Çünkü o sizin aranızı açan apaçık bir düşmandır..”

twitter/aakadiroglu
<< Önceki Haber Terör örgütü PKK Türkiye'yi neden terk ediyor? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER