Türkiye'de yaşanan acı gerçeği gözler önüne serdi

KPK Eşbaşkanı Helene Flautre, 2013 yılına kadar süren fişlemeleri haber yapan Mehmet Baransu ile bunları yayımlayan Taraf Gazetesi'ne yönelik soruşturmayı değerlendirdi.

Türkiye'de yaşanan acı gerçeği gözler önüne serdi

  • KPK Eşbaşkanı Helene Flautre Taraf Gazetesi'ne yönelik soruşturmayı 'skandal' olarak niteledi.
  • Gazeteciye 'Suçu ifşa  ettiğin için sen hapishaneye gidiyorsun.' deniyor.
  • 'Dershaneler, eğitim sistemindeki arızaların sonucu oluştu.'

Avrupa Parlamentosu-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu  (KPK) Eşbaşkanı Helene Flautre, 2004 tarihli MGK kararları ve 2013 yılına kadar süren fişlemeleri haber yapan Mehmet  Baransu ile bunları yayımlayan Taraf Gazetesi'ne  yönelik soruşturmayı 'skandal' olarak niteledi.

Taraf'ın 'vahim bir görev ihlalini' ortaya  çıkardığını belirten Flautre, söz konusu haberin,  istihbaratın, 'açık bir şekilde kanuni çerçeve  içinde izah edilemeyecek birtakım faaliyetlerde' bulunduğunu gösterdiğini ifade etti. 

SUÇU İHBAR EDENİ TUTUKLAMAK GİBİ

Cihan'a konuşan  Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu'nun Fransız üyesi, "Bu haberi  yayımlayan gazeteye ya da haberi yapan gazeteciye  saldırmak, size koşarak gelen ve suç ihbarında bulunan  birisini tutuklamaya benziyor. Gazeteciye 'Suçu ifşa  ettiğin için sen hapishaneye gidiyorsun.' deniyor. Tabii  ki, bu durum açıkça uygunsuz ve skandal niteliği  taşıyan bir davranıştır." dedi. Flautre,  siyasetçilerin gazetecileri veya gazeteleri suçlayıcı  beyanatlar vermesinin de köklü demokrasilerde  görülebilecek bir şey olmadığını vurguladı. 2009'dan bu yana KPK eşbaşkanlığını yürüten Flautre, önceki parlamento döneminde AP İnsan Hakları Alt Komitesi başkanlığını yürütüyordu.
 
 İstihbarat servislerinin demokratik kurumların kontrolünde  olması gerektiğini belirten tecrübeli Fransız vekil,  "Bu faaliyetler mesela Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin  kontrolünde değil. Ana problem burada. İnsanların özel  hayatıyla ilgili bilgi toplama faaliyetlerinin kanuni  sınırları net bir şekilde belirlenmiştir. Bu  kanuni çerçevenin dışına çıkılıyorsa, şümullü bir  reform çalışması yapılmalı ve demokratik kontrol  mekanizması kurulmalıdır." tavsiyesinde bulundu. Taraf ve Baransu meselesinin şu an müzakere edilmekte olan  AP Türkiye raporu tartışmaları sırasında da  kesinlikle gündeme geleceğini dile getiren Flautre,  "Önce bu hadiseye ilişkin siyasilerin verdiği  tepkileri bekleyeceğimizi düşünüyorum. Ancak,  kesinlikle AP raporuyla aydınlatılması gereken bir  hadise." diye konuştu. 

'KÖKLÜ DEMOKRASİLERDE SİYASİLER, GAZETECİLERİ  SUÇLAYICI BEYANATLAR VERMEZ'
 
 Fransız AP üyesi, verdiği mülakatta tutuklu  gazetecileri de hatırlatarak basın özgürlüğüne dikkat  çekti. 'Siyasi veya finansal lobiler tarafından daha  derin ve daha sistemli bir şekilde yürütülen kontrol  mekanizmalarının' Türk basınının  bağımsızlığını  tehdit ettiğini söyledi. Flautre, "Türk basını  üzerinde otosansürü de tetikleyen ciddi bir sansür  uygulandığını düşünüyorum. Zira, yaptığınız  yayınların sonuçlarını düşündüğünüz zaman,  yayınlanmadan önce dikkat etmeye başlıyorsunuz. Bu  kesinlikle daha kötü bir durum. Türkiye'de medyanın bağımsızlığını  kati surette garanti altına alan bir yapı oluşturulması  gerekiyor. Siyasetçiler tarafından gazetecileri veya  gazeteleri suçlayıcı beyanatlar verilmesi köklü  demokrasilerde görülebilecek bir şey değil." ifadelerini  kullandı. 

ÖNCE DERSHANEYE İHTİYACI KALDIRMALI 

Türkiye'yi yakından tanıyan AP vekili, dershane  tartışması konusunda da değerlendirmede bulundu. Ücretsiz ve laik devlet okulu sistemi taraftarı  olduğunu dile getiren Flautre, dershanelerin,  eğitim sistemindeki arızaların sonucu olduğuna işaret  ederek, "Eğitim sistemini köklü bir şekilde  reforme etmelisiniz ki, öğrenciler üniversiteye  girebilmek için bu eğitim kurumlarına gitme ihtiyacı  hissetmesin.  Belki de, üniversiteye giriş sistemini  değiştirmelisiniz. Her halükarda, son PISA (Uluslararası  Öğrenci Değerlendirme Programı) araştırması  gösteriyor ki, Türkiye, Fransa gibi sıralamada geriliyor. Bu alanda, geniş bir reform yapılması gerektiğini  gösteriyor."  dedi.
  
Helene Flautre, Başbakan Erdoğan'ın Rusya ziyaretinde  yeniden gündeme getirdiği, Türkiye'nin AB yerine  Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılması teklifini  de eleştirdi. Flautre, "Kimseyi kırmak istemem ama  Avrupa'da bu Şanghay açıklamasının insanları  gülümsettiğini  söyleyebilirim. Ayrıca, 22. faslın müzakerelere  açılması ve vize serbestisiyle ilgili yeni bir adım  atılmasının hemen ardından böyle bir açıklama  gelmesini de garip buluyorum. Ancak uzun bir süredir  Başbakan bizi böyle zamansız açıklamalara  alıştırdı. Bu açıklama da bu serinin bir parçası olmalı." yorumunu  yaptı. 

Flautre, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun halkın  beklentilerine rağmen yeni bir anayasa yazamadan  dağılmasını ise 'hayal kırıklığından da öte  bir durum, siyasi sistemin de iflasını ortaya koyan bir  tablo' olarak niteledi.  Kutuplaşma, araçsallaştırma ve taraflardaki kötü  niyetin bu süreci bitirdiğini söyleyen Flautre, Anayasayı yazma  konusunda yeni bir teklif ortaya attı: "Siyasi  partilerin konsensüs için birlikte çalışma konusundaki  başarısızlığını görünce acaba sivil toplumun  sırası değil mi diye düşünüyorum. Sivil toplumun masaya somut  bir öneri koymak için istidadı ve birlikte çalışma  becerisi mevcut."
<< Önceki Haber Türkiye'de yaşanan acı gerçeği gözler önüne serdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER