Yüksek yargının skandal kararı

Telefonlarının dinlendiği iddiasıyla Türkiye'yi ayağa kaldıran yüksek yargının, 10 yıl önce Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Bülent Ecevit dahil 800 kişiyi dinleyen 'Telekulak çetesi'ni koruyan kararlara imza attığı ortaya çıktı.

Yüksek yargının skandal kararı

Yargı kararı olmadan kritik dinlemeler yapan 38 kişilik kadro, ceza almaktan Danıştay ve Yargıtay'ın kararlarıyla kurtuldu. Yargı, 'Telekulak çetesi' olarak adlandırılan polis şeflerinin terfilerinin durdurulmasına bile engel oldu. Fatura ise dinlendiği için mağdur olduğu gerekçesiyle dava açan kişilere 100 binlerce lira ödeyen İçişleri Bakanlığı'na kesildi. Sadece izinsiz dinlenen eski Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver'e 9 yıl önce 8 milyar ödendi. İşte adım adım telekulak skandalı sonrası yargı süreci: 1998'de patlak veren 'Telekulak skandalı'nda Cevdet Saral ve Osman Ak ile birlikte olaya adı karışanlar hakkında idarî ve adlî soruşturma başlatıldı. İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişleri, yasa dışı dinleme yapanlar hakkında 1999'da fezleke düzenledi. Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Mahkeme, 'görevi kötüye kullan- mak' suçlamasıyla açılan kamu da- vasında erteleme kararı verdi. Sanıklar, dilekçeyle beraatlerini istedi. Aynı mahkeme, başvuruyu işleme koydu ve 27 Mayıs 2003 tarihinde şu kararı verdi: "Sanıkların müsnet suçu işlemediğinden beraatlerine..." Sultan Özer isimli vatandaşın temyiz talebi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi kararı bozdu. Kırıkkale 2. Asliye Ceza, bu kez zamanaşımından davayı düşürdü. 9. İdare Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun Osman Ak'a verdiği terfi durdurma cezasını, Danıştay'ın bozma kararına uyarak iptal etti. Türkiye, en kapsamlı 'telekulak" skandalı ile 1998-1999 yıllarında karşılaştı. Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve İstihbarat Şube'den Osman Ak'ın başını çektiği 38 kişilik ekip, 800 kişiyi dinledi. Ankara Emniyeti'nin 8. katında ikinci bir dinleme odası yaptıran ekip, mahkeme kararı olmadan yüzlerce kişiyi izlemeye aldı. Yasadışı dinlemenin ortaya çıkması, beklendiği gibi büyük gürültü kopardı. Ancak eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve CHP lideri Baykal'ın tepkisi cılız oldu. Bugünlerde "yargı, yargıyı dinliyor" şikâyeti ile konuyu Köşk'e taşıyan yüksek yargının tutumu da dikkat çekici. İşte adım adım telekulak skandalı sonrası yargı süreci: Emniyet Genel Müdürlüğü, Osman Ak ve ekibinin 1. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi edememesi için girişimde bulundu. Ancak yargı kararları buna engel oldu. Mülkiye müfettişleri, yasadışı dinleme yapanlar hakkında lüzumu muhakeme görüşüyle 1999'da fezleke düzenledi. Danıştay 2. Dairesi 8.10.1999 gün, K:1999/2176 sayılı kararını verdi. Kararda, "İstihbarat Daire'nin onayı olmadan ikinci bir dinleme odası tesis etmek, mahkeme kararı olmadan bazı üst düzey görevlileri, siyasi parti, dernek kurum ve kuruluşları vb. kişi ve kuruluşların telefonlarını dinlemek, dinlemelere ait bilgileri bilgisayardan silmek, bazı kişi ve kurumlara ait telefonların detay sorgulama işlemi yapmak suçundan" lüzumu muhakeme kararı verdi. Emniyet görevlileri hakkında Kırıkkale Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Mahkeme, erteleme kararı verdi. Sanıklar, erteleme kararına karşın dilekçeyle başvurarak beraatlerinin verilmesini istedi. Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi, verilen dilekçeyi işleme koydu, 27.5.2003 günlü kararında, "... Sanık Cevdet Saral'ın müsnet suçu işlemediğine, diğer sanıkların da müsnet suçtan ötürü cezalandırılmalarına dosyada yeterli delil bulunmadığından sanıkların beraatlerine..." hükmünü verdi. Sultan Özer isimli vatandaşın temyiz talebi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi kararı bozdu. Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi, dava zamanaşımı gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar verdi. Bu karar Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu, 29.3.2000 gün, 2000/32 sayılı kararla illegal dinlemeden birinci derece sorumlu tutulan Osman Ak'ı Disiplin Tüzüğü'nün 12. maddesi uyarınca 24 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırdı. Bu ceza, yargı tarafından alt sınır olan 10 ay kısa süreli durdurma cezasına çevrildi. Cezanın iptali için açılan davada Ankara 9. İdare Mahkemesi 2001 tarihinde "davanın reddine" karar verdi. Kararın Osman Ak tarafından temyizi üzerine de Danıştay 12. Dairesi, talebi kabul etti. Ankara 9. İdare Mahkemesi 2003'te bozma kararına uyarak işlemi iptal etti. İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu, 2000 tarih ve 99 No'lu kararıyla Osman Ak'a yetki ve nüfuzunu kötüye kullandığı gerekçesiyle meslekten çıkarma cezası verdi. Ak'ın imdadına yine yargı yetişti. Meslekten çıkarma cezası 24 ay uzun süreli durdurma cezasına indirildi. Ankara 6. İdare Mahkemesi, Osman Ak aleyhine davayı reddeden bir karar verdi. Ak'ın başvurusuyla Danıştay 12. Dairesi bu kararı bozdu. Bozma kararı sonrası davaya yeniden bakan Ankara 6. İdare Mahkemesi, ilk kararında ısrar ederek davayı yeniden reddetti. Bunun üzerine dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'na gitti. Kurul, 23.10.2003 tarihinde yasadışı dinlemeleri uygun gören bir karara imza attı. Temyiz istemini kabul ederek İdare Mahkemesi'nin kararını Danıştay kararı doğrultusunda bozdu.ZAMAN
<< Önceki Haber Yüksek yargının skandal kararı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER