Efsane Savcı'dan Türk Halkı'na uyarı

Çetelerle, cuntalarla mücadelede son yıllarda önemli mesafe kat eden Türkiye’de şimdilerde hayret verici gelişmeler oluyor.

Efsane Savcı'dan Türk Halkı'na uyarı

Suriye ile gerginliğin had safhaya çıktığı, gündemin dış politikaya kaydığı şu günlerde Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılmasıyla ilgili düzenlemenin apar topar çıkarılıyor oluşu kafalarda soru işareti oluşturdu. Peki Dünya bunu nasıl görüyor? Samanyolu Haber muhabiri Fatih Akalan İtalya’da Gladio örgütünü çökerten efsane savcı Felice Casson ile görüştü. Casson’un ilginç tespitleri var. Felice Casson: Özel yetkili yargı birimlerinin en önemli hususiyeti çalışırken bağımsız, otonom olmaları. Yaptıklarına ise başkaları tarafından müdahale edilmemesi.Bu noktanın altını çizmek istiyorum. Böyle bir konuda komisyon oluşturulurken savcı ve hakimlerin bütün etkilerden uzak olması esastır. Ancak bu şekilde hakimler ve savcılar hakikatin ortaya çıkması ve adaletin tecelli etmesi için çalışabilirler. Bu konudaki görüşüm çok net. İtalyan Gladyosu'nu çökerten savcı Felice Casson "Hakikate ulaşabilmek için dokunulamaz kimse olmaması gerekir" diyor: Felice Casson: Gerek İtalya'da gerek Türkiye'de bazı davalarda emniyet birimlerinin başındaki, istihbarat birimlerinin başındaki kişilerin, hatta bazı bakanların dinlenmesi, bilgisine başvurulması gerekir. Soruşturulabilmesi lazım ki dava neticelensin. Öteki türlü yargının hakikati ortaya çıkarma imkanı kalmayacaktır. Özel Yetkili Mahkemeler'in kaldırılmasını isteyen çevreler uzayan tutukluluk sürelerinden şikayet ediyor. Oysa ÖYM'leri kaldırmak yargılamanın iyice yavaşlaması anlamına geliyor. Felice Casson: Özel savcılar bu suçlarla mücadele etmek için uzman jandarma ve polisle ortak hareket ettiler. Beraber çalıştılar. Peki faydası neydi? Böylece bu kadar nazik ve hassas davalara bakacak uzman personel yetişmiş oluyordu. Bu da davaların hızlanmasını sağlıyordu. Eski savcı yeni senatör Casson Ergenekon ve Balyoz Soruşturmaları'nı da yakından takip ediyor. Felice Casson: Eğer savcılar istihbaratın başındaki insanları ya da güvenlik güçlerinin başındaki insanları istediği gibi soruşturamayacaksa, bir taraftan da bu davaların görülmesi için oluşturulmuş savcılık ve mahkemelerin de ortadan kaldırılması gibi bir durum varsa elbetteki mevcut davalar için olumsuz bir durum oluşacak, ve bu davaların sağlıklı bir şekilde yürütülmesi imkansız hale gelecektir. Kimin hakikatin ortaya çıkmasından ya da adaletin sağlanmasından korkusu varsa elbetteki yargıyı sınırlandırmaya ve bağımsız hür özgür basının da istediği gibi çalışmasına mani olmaya çalışacağını biliyoruz. Casson "Savcı bağımsız olmazsa yargı bağımsız olamaz" diyor. Felice Casson: Özel yetkili savcıların konumunu eleştirenler şunu söylüyorlar. Biz aslında hakimlerin böylesi yetkileri olmasına karşı değiliz ancak savcılar için ne gerek var diyorlar. Bu yorumun hiç bir meşruiyeti olduğunu düşünmüyorum. Eğer savcı bağımsız bir soruşturma yürütüp delilleri hazırlayamazsa hakimler de bağımsız karar veremeyeceklerdir. Savcılar bağımsız olmazsa soruşturma baştan kesintiye uğrayacak ve hatta gerçekleşemeyecektir. Eski savcı, şimdilerin senatörü Casson, özel yetkilerin kısıtlanmasının yargının tırnaklarını kesmek anlamına geleceğini söylüyor. Felice Casson: Bundan önceki İtalyan hükümetinin işlediği maalesef büyük suçlar oldu. Bunların yargılanması endişesiyle yargının alanını daraltmaya bağımsızlığını budamaya çalıştı. Hakikatin ortaya çıkmasından ve yargılanmaktan korktukları için İtalyan atasözüyle söylersek yargının tırnaklarını kesmek istediler. Hakikatin ortaya çıkmasını engellemek için. tırnaklarını kesmek istedikleri sadece yargı değildi. Bir, tabi ki yargıydı, diğeri de basın… Casson bir de büyük tehlikeye dikkat çekiyor Felice Casson: Nazik hassas bir davada tamamen bağımsız bir savcı ve hakimin bu süreci yönetmesi gerektiğine tamamen ikna olmuş durumdayım. Bu sadece yargıç ve savcıların rahat çalışmaları için gerekli değildir. Bu aynı zamanda yargıdan adalet bekleyen kamuoyunun halkın ülkedeki adalete olan inancının pekişmesi için de önemlidir. Eğer yargıyı siyaset mekanizmasının, Adalet Bakanlığı'nın, hükümetin sınırlandırmasına bırakırsak böyle bir soruşturmanın doğru ve bağımsız bir şekilde yürütülmesinin imkanı yoktur. Eğer böyle bir sınırlama olursa halkta o sınırlamayı yapanların menfaati doğrultusunda işleyen bir yargı algısı oluşur. SAMANYOLUHABER.COM
<< Önceki Haber Efsane Savcı'dan Türk Halkı'na uyarı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER