Karayalçın, Kılıçdaroğlu’na yazdığı mektubun detaylarını açıkladı

Sosyaldemokrat Halk Partisi (SHP) eski Genel Başkanı Murat Karayalçın, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yazdığı 25 sayfalık mektubun detaylarını ilk kez SÖZCÜ Televizyonu'nda anlattı. Karayalçın, 1 milyon 300 bin CHP'liyi tartışmaya davet etti.

SHABER3.COM

SÖZCÜ TV’de katıldığı Nokta Atışı programında İpek Özbey’in sorularını yanıtlayan Eski Başbakan Yardımcısı ve Sosyaldemokrat Halk Partisi (SHP) eski Genel Başkanı Murat Karayalçın, hazırladığı 25 sayfalık mektubun detaylarını ilk kez SÖZCÜ Televizyonu’nda anlattı.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere 1 milyon 300 bin CHP’liye mektup gönderen Karayalçın, partilileri tartışmaya davet etti.

“2023 Mayıs seçimlerini örgütümüzü tam kapasitede çalıştıramadığımız için kazanamadığımızı iddia ediyorum” diyen Karayalçın, mektubunda özetle şu ifadelere yer verdi:

* “CHP’yi tartışırken bunlara dikkat edelim; Birinci ilkemiz, Partimizin bütünlüğüdür. Buna halel veremeyiz. CHP'nin örgütsel bütünlüğü hepimizin kırmızı çizgisi olmalıdır. İkinci olarak başta Sayın Genel Başkan olmak üzere birbirimizin saygınlığına özen göstermeliyiz. Üçüncü ilke açıklık olmalıdır. Kimi eleştirdiğimizi, neyi eleştirdiğimizi, ne istediğimizi çok açık bir biçimde ortaya koymalıyız.

“NEDEN YÜZDE 40’LARDA DEĞİLİZ DE YÜZDE 20’LERDEYİZ?”

* Oy oranımız, yaklaşık olarak 2011 Haziran seçiminde de yüzde 25, 2023 Mayıs seçiminde de yüzde 25. Hatta son seçimde alınan oy içinde, ne kadar olduğunu kestiremediğimiz; Deva, Gelecek ve Saadet Partileri ve Demokrat Partinin de oyları var. Bu durumun nedeninin örgüt kapasitesi olduğunu iddia ediyorum. Örgüt kapasitesi tam kullanıldığında Parti yüzde 40'lara çıkabilmekte, kapasite kullanımı düzeyine göre sıfıra da inebilmekte ya da çoğu kez yaşandığı gibi yüzde 20'lerde yatay da seyredebilmektedir.”

“EFSANEYİ GERİ DÖNDÜRELİM”

* Bizi iktidara taşıyacak olan güç, prensler- prensesler değil, örgütümüzdür. Bir başka tembellik örneği de, ‘sağdan oy alamıyoruz, bari siyasetçi alalım, onlar da sağ seçmeni getirir' anlayışıdır. Bu arkadaşlarımız Partimize girdikleri andan itibaren de, Partimizin herhangi bir üyesi kadar CHP'li olacaklardır. O nedenle benim eleştirim bu katılımlara asla değil, bu anlayışla yapılan transferlerdir.

* Partinin merkez organlarının kimi akademisyenlerle, uzmanlarla hazırladığı siyaset metinlerinin, örgütle tartışılmadan, hatta kimi durumlarda PM'de bile tartışılmadan, onaylanarak ve bastırılarak, ‘al kullan' diye örgütünün önüne konması yalnızca doğru olmamakla kalmaz, sonuç alıcı da olamaz. Son olarak da Parti hukukuna uygun davranmak zorunda olduğumuzu aklımızda tutmalıyız.

“NE OLACAK DA ÖRGÜT YÜKSEK KAPASİTELİ ÇALIŞABİLİR DURUMA GELECEK?”

* Örgütlenme etkenliği, Örgütün adayları seçmesi, Örgütün siyaseti belirlemesi, Örgütün olağan işlevi.

“LİYAKATLI KADROLAR YETİŞTİRMELİYİZ”

* Cumhuriyet Halk partisinin tüm üyeleri, illerinde, dört alanda değerlendirmeye tabi tutulacak ve bunlardan puan toplayacaklardır. Konular ve puanlar (ağırlıkları) şöyle:

Eğitim – 40 Puan

Parti Görevleri – 30 Puan

Aidat – 20 Puan

Kıdem – 10 Puan

“PARTİ MECLİSİ 200 KİŞİ OLMALI”

* İl ve ilçelerimizdeki üye yapısının, oralardaki toplumsal doku ile uyumlu olmasını bir örgütlenme ilkesi olarak benimsemeliyiz. Üye yapısının toplumsal dokuyu birebir yansıtabilmesi kuşkusuz beklenemez. Ancak bunun bir ilkesel zorunluluk olması, Partimizin üye yapısının etkinlikte bulunulan yerlerdeki, toplumsal doku ile uzunca yıllardan bu yana gözlemekte olduğumuz uyumsuzluğun giderilmesi belli ölçülerde sağlayabilecektir.

* Partimizde olası tüzük ve program ihlallerini önlemek için mevcut Disiplin Kurulu, Etik Kurul gibi yapıların yeterli olmadığı kanısındayım. (…) Tüzük ve Program ihlali iddiaları için pratik işleyiş olan bir kuruma ihtiyacımız var. Bunu Parti Ombudsmanlığı ya da Parti Hakemliği diye adlandırabiliriz.

* Partimizin nüfusu yüksek olan illerdeki örgütlerinde yönetim kurulu üye sayısı 40'a kadar çıkabilmektedir. Parti Meclisi de, istem olması durumunda, bunu yarıya kadar arttırabilmektedir.

* İstanbul İl Başkanlığı deneyimimden hareketle bunun bir yönetim yapısı için çok fazla olduğunu kanısındayım. Önerim, daha fazla üye sayısı ile, illerimizde bir meclis oluşturulması ve bunun içinden bir il yönetim biriminin seçilmesi ya da atanmasıdır.

* Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Atatürkçüyüz, Solcuyuz, Aydınlanmacıyız.”
<< Önceki Haber Karayalçın, Kılıçdaroğlu’na yazdığı mektubun... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER