Hocaefendi'den enfes hakikatler!

Fethullah Gülen Hocaefendi, paylaşılan en son sohbetinde önemli değerlendirmelerde bulundu.

Hocaefendi'den enfes hakikatler!

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 19 dakikalık en son sohbeti, Herkul.org internet sitesinde paylaşıldı. 

Enfes hakikatlerin dile getirildiği hasbihalde muhterem Hocaefendi, "Maddî hayatımızın sıhhat ve afiyet üzere devamı adına ihtimam gösterdiğimiz gibi (en az onun kadar) manevî hayatımızın sıhhat ve selameti hesabına da dikkatli yaşamalıyız." ifadelerini kullandı.

Hocaefendi, mü’minlerin kendi düşüncelerinde derinleşmemeleri, iman, marifet, muhabbet ve zevk-i ruhani açısından her gün farklı bir duyuşa yelken açmamaları durumunda, karşılarındaki derin devletlerle, derin organizasyonlarla, derin sistemlerle başa çıkamayacaklarını söyledi.

Fethullah Gülen Hocaefendi, "Sizin zâd, zahire ve cephaneniz “Lâ havle velâ kuvvete illa billlah”tır" dedi.



Kıymetli arkadaşlar,

Yine bir hasbihalden çıkar çıkmaz, Allah’ın dinleme imkanını lütfettiği çok güzel bir sohbeti daha sizinle paylaşmak için bilgisayarın başına geçtik. Her zamanki gibi bir an önce terütaze size ulaştırmak için acele ediyoruz.

Daha 2-3 saat önce ikindi namazını kılınıp tesbihat yapılır yapılmaz, muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, dolabından sakarin istedi. Zira, aşırı hâlsizliğe ve terlemeye, hafif baygınlığa yol açan, kanda normalden daha az şeker bulunması rahatsızlığı diyebileceğimiz hipoglisemi geçirme tehlikesi sezmiş; şekerinin ciddi şekilde düşmesinden endişe etmişti. Sakarin kullanıp bir miktar bekledi ve bu nağmede arz edeceğimiz enfes hakikatleri dile getirdi.

 *Maddî hayatımızın sıhhat ve afiyet üzere devamı adına ihtimam gösterdiğimiz gibi (en az onun kadar) manevî hayatımızın sıhhat ve selameti hesabına da dikkatli yaşamalıyız.

*Uhrevî hayatımız adına hassas yaşamamız, hem Rabbimize, hem de O’nun emirlerine karşı saygının gereği olduğu gibi, bizi bulunduğumuz seviyeye bağlı kalmaktan kurtarıp derinleşmemizi de sağlayacak bir vesiledir.

*Allah Rasûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), bir hadis-i şerifte abdest almayı “isbağ” kelimesiyle ifade etmiştir ki, bu kelime, abdestin gereklerini eksiksiz ve tastamam yerine getirmek, ağıza ve buruna dolu dolu su vermek, elleri ve ayakları iyice yıkamak demektir. Hadiste kullanılan diğer bir ifade de “ale’l-mekârih” sözüdür; bu da, bütün zorluklarına rağmen, soğuk-sıcak demeden suyun başına koşup tastamam abdest almak manasını ihtiva etmektedir. İşte şartlar ne olursa olsun, böyle tastamam abdest alma, uhrevî hayata ve ibadetlere ihtimam gösterme demektir ki, bu da Allah’a saygının, O’nun emirlerine saygının, o ibadete saygının ve insanın kendisine saygısının ifadesi olduğu gibi, aynı zamanda başkaları üzerinde de tesir hasıl edecektir.

*Çoğu zaman şadırvan başında şuurluca abdest alan bir insanın hali, gönüllere, bir kitap dolusu felsefe döktürmekten daha çok tesir eder.

*Dünya bir müstevda’dır (geçici, kısa süreli ve veda edilip gidilecek bir mekandır); burada emaneten ve iğreti duruyoruz. İbadetlere ihtimam göstermek, asıl vatana ehemmiyet vermenin ve oraya ait beklentilere imanın bir neticesidir.

*Mü’min için derinleşmenin sonu yoktur ve o her zaman daha bir derin olma peşinde koşmalıdır.

*Elemsiz lezzet, sadece Allah yolunda olan işlerdedir.

*Şayet mü’minler kendi düşüncelerinde derinleşmez, iman, marifet, muhabbet ve zevk-i ruhani açısından her gün farklı bir duyuşa yelken açmazlarsa, karşılarındaki derin devletlerle, derin organizasyonlarla, derin sistemlerle başa çıkamazlar.

*Sizin zâd, zahire ve cephaneniz “Lâ havle velâ kuvvete illa billlah”tır.

*Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) cihad meydanında düşmanla karşılaşacağı zaman bir taraftan maddî planda bütün hazırlıklarını yapıyor ve sebepleri eksiksiz yerine getiriyor; diğer yandan da harbin her aşamasında Cenâb-ı Hakk’a el açıp dua dua yalvarıyordu. Kollarını öyle kaldırıyor ve öyle yana yakıla dua ediyordu ki, ridası omuzundan düşüyor, Hazreti Ebu Bekir gözyaşları içinde yerden alıp onu tekrar Efendimiz’in mübarek omuzlarına koyuyordu.

*Bugün adanmış ruhlara da hemen her yönden hücum eden kimseler oluyor. Evet, günümüzde maddi kılıç kınına girmiştir, Kur’an’ın elmas kılıcıyla mücadele etmek lazımdır. Bu arada dua hususunda da asla kusur edilmemeli, her fırsatta insanın Allah’a en yakın olduğu secde anı kollanmalı; Kur’an ayetlerinde geçen ve Peygamberimizin okuduğu rivayet edilen dualar tekrar edilmeli; o duaları bilmeyenler de kelam-ı nefsi şeklinde dua mülahazalarıyla dolmalıdırlar. Mesela, “Allahım yeryüzünde açılımda öncülük yapanlara, önden giden atlılara hiçbir yerde hezimet, falso ve fiyasko yaşatma!” diye akıllarından geçirebilirler. Kendileri hesabına da (Abdülkadir Geylanî hazretlerinin, “Halim Sana ayan, söze ne hâcet!” dediği gibi) “Allahım, halimi Senin bilmen, benim onu şerhetmeme ihtiyaç bırakmıyor; beni talepten müstağni kılıyor!” mülahazalarıyla dolabilirler.

19:57 dakikalık bu nağmeyi dualarınıza vesile olması istirhamıyla sunuyoruz.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin marifetullah, muhabbetullah ve iman aşkıyla yoğrulan sohbetlerinden en dikkat çekici kesitler ve güncel değerlendirmeler, Herkül Nağme programıyla ekrana geliyor. 

İslam’a, imana, hayata ve çağımıza dair önemli tespitlerin ve işaretlerin yer aldığı Herkül Nağme ile her gün  yeni bir ufuk sunuluyor. 

Herkül Nağme, her gün 10:45 ve 16:15’de Mehtap TV’de...

<< Önceki Haber Hocaefendi'den enfes hakikatler! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER