Mustafa Sungur Ağabey'i rahmetle yâd ediyoruz...

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri'nin talebelerinden Merhum Mustafa Sungur Ağabey, vefatının sene-i devriyesinde dualarla yâd ediliyor.

Mustafa Sungur Ağabey'i rahmetle yâd ediyoruz...

Yeni Asya Gazetesi'nden Mustafa Öztürkçü, bugünkü köşesini Sungur Ağabey'e ayırdı, işte Öztürkçü'nün o yazısı

Vefatının ikinci sene-i devriyesi münasebetiyle… Mustafa Sungur

Merhum Mustafa Sungur Ağabey, uzun yıllar Nurlara ve Aziz Üstada hizmet etme ve talebe olma mazhariyetine ermişti. Muallim olarak hayata atılmış, fakat Üstad ve Risale-i Nur hasretiyle bu mesleği bırakmış, Nur-u Kur’ân hizmetine râm olmuştu.

Hazret-i Üstaddan aldığı hilmini, ilmini ve nezahetini etrafına yayar, daima Nurları ve Üstadı nazarlara atfederdi.
Şefkatle kucaklardı herkesi... Dünyayı gezer, ülkemizin en ücra köşelerine kadar yorulmadan, bıkmadan gider, Üstad derdi, Nur derdi. Bu kudsi vazifeyi lisan-ı hâli içinde gösterdiği gibi, lisan-ı kaliyle de izhar ederdi.

Uzun yıllar önceydi… Mustafa Sungur Ağabeyle Van’da ehl-i hizmet merhum Erol Kuralkan’ın iş yerinde görüşmüş, tanışmış, hasbihâl etmiş ve aynı günün akşamı Risale-i Nur dersine de iştirak etmiştik. Sungur Ağabey ertesi sabah yine dükkânda Erol Ağabeye sormuştu: “Van’da camilerde Risale okuyup anlatan veya hutbelerde onlardan ve Üstaddan bahseden hocaefendiler var mı?” Erol Kuralkan ise “Ağabey vardır, bizim Mehmed Hoca Cuma günleri hutbe ve vaazlarında Risale okur ve anlatır” demişti. Buna mukabil, Sungur Ağabey “Peki Üstad diyorlar mı, Üstadın ismini zikrediyorlar mı?” dediğinde, “Hayır ağabey, sadece zamanın büyük bir âlimi diyorlar” demişti. Sungur Ağabey ise, “O zaman hiç okumasınlar veya Üstadın ismini zikretsinler” demişti.

Derler ki; Sungur Ağabey, Üstadın hizmetinde bulunduğu o gençlik yıllarında, bir gün babası Üstada gider ve der ki: “Üstadım, Sungur size hizmet ediyor, ama biz yalnızız, köyde bize yardım eden yok, bu nasıl olacak?” Buna mukabil, Üstad Hazretleri elini açarak parmaklarının üzerinde, en küçük parmağından başlayarak “Bak kadeşim,” der “Şu parmak anne ve baba hukukudur. Bu ise Üstad, bir diğeri ise Resulullah (asm), bu en son ise Hukukullahtır. Senin oğlun şu Hukukullah noktasında hizmet etmektedir, sen bilirsin” demesinin ardından, babası bu durum karşısında “Tamam Üstadım, size kalsın Sungur” der ve Sungur Ağabeyi Üstada teslim eder.

Nur-u Kur’ân hakikatlari içinde büyük bir rükündü Mustafa Sungur. Nurun kahramanlarındandı. Üstadla birlikteliği ve hizmet yolunda gösterdiği sadakatın ölçüsü yüksek derecede idi. Üstadın çile yolunda, onunla bir çok cefayı paylaştı. Hapishanelere düştü, oralarda nur-u Kur’ân hizmetinde bulundu. Nur Talebelerinin “ağabeyi” oldu. Muhatap olduğu diğer insanların kalplerinde de tevazusuyla yer etti.

Üstadın “Küçük Said” olarak taltif ettiği Sungur Ağabey, Üstada yazdığı bir mektubunda şunları söyler: “Hakikaten, sevgili Üstadımız, baştan başa zulmetli, kararmış olan Ankara şimdi pek çok değişmiş ve gittikçe değişmekte. Saçılan zehirler ve kendisine karşı gençliğin tezahüratı tesirini kaybetmiş.” (Şuâlar, s. 476)
Bir mahkeme safahatında ise yaptığı kahramanca müdafaasında şunları dile getirir: “Risale-i Nur’un müellifliğiyle tavzif edilen Üstadımızın imân ve Kur’ân yolunda geçen ve her türlü zorluk ve sıkıntılara göğüs gererek Kur’ân hakikatlerini neşriyle bu asırdaki, hususan bu mübarek milletin evlâtlarını komünistlik ve her türlü dinsizliğin dehşetli hücumundan kurtarmaya çalışan, temiz ve pürüzsüz hayatının şehadetiyle, o bu zamanda bu kudsî vazife ile tavzif edilmiş.” (A.g.e, s. 476)

1 Aralık 2012 tarihinde Rahmet-i Rahman’a kavuşan merhum Sungur Ağabeyi vefatının ikinci sene-i devriyesinde rahmetle anarken, Cenâb-ı Hak’tan bizleri de Aziz Üstadımız ve Nur ağabeylerin şefaatlerine mazhar eylemesini niyaz ediyoruz. Âmin.
<< Önceki Haber Mustafa Sungur Ağabey'i rahmetle yâd ediyoruz... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER