Mehmet Baransu'dan bomba itiraf

Mehmet Baransu Balyoz gerçeklerini yazdı: Darbe yargılamasını elimize yüzümüze bulaştırdık. Baransu ""İTİRAFÇI OLMAMI TEKLİF ETTİLER" dedi.

Mehmet Baransu'dan bomba itiraf

Yayınladığı belgelerle Türkiye tarihinde yeni bir dönemi başlattı. Balyoz belgeleri olarak tarihe geçen darbe planları çok konuşuldu, çok tartışıldı. Belki de AKP'nin şu andaki varlığını borçlu olduğu bu habercilik başarısı da, Türkiye'de cezasız kalmayan tüm başarılar gibi cezasız kalmadı. Ve yaptığı bu haberler, yurt dışında ödüller alan Gazeteci Mehmet Baransu'nun, tutuklanarak cezaevine konulmasına neden oldu. Halen gazetecilik yaptığı için tutuklu olan Baransu, cezaevinde Balyoz ile ilgili tüm  gerçekleri Haberdar için yazdı...
 
BİLİNMEYENLERİYLE BALYOZ GERÇEKLERİ (1. BÖLÜM)
 
Türkiye, bağırsaklarını temizleyecekti. Geçmişin karanlıkta kalan dosyaları aydınlanacak, askeri vesayetle, darbelerle mücadele edilecekti.
 
Toplum gibi devlet de geçmişle yüzleşmek istiyordu. Demokrasi mücadelesine büyük destek vardı.  
 
İşte böylesi bir dönemde, önce 3 DVD-1 CD, sonra bir bavul dolusu belge bana verildi. Taraf’ta haber yaptık…
 
Bavul içerisinde, bir dönemin karanlık sayfalarını aydınlatacak planlar, ses kayıtları, yazışmalar, dokümanlar vardı. Belgeler, 2002-2003 yıllarıyla ilgiliydi.
 
28 Şubat’ın  izlerinin  silinmediği  günlerdi.  2002’nin Kasım  ayı. AK Parti, tek  başına iktidara  gelmiş, asker  hareketlenmeye  başlamıştı. Yine  bildik, tanıdık  hazırlıklara  başlamıştı. 28  Şubat sürecinde Ankara-Gölcük hattı, “Batı Çalışma Grubu” adıyla harekât merkezi olmuştu. Bu kez adres İstanbul 1. Ordu Komutanlığıydı. Ordu Komutanı ise 28 Şubat’tan aşina olduğumuz Çetin Doğan’dan başkası değildi.   
 
“Darbe, muhtıra, milli mutabakat hükümeti, tutuklama, askeri cezaevi…” gibi bu ülkenin siyasi tarihinden eksik olmayan yüzlerce plan yapılmıştı. Doğan ve komutasındaki ekip, 250 binden fazla insanı tutuklamaktan söz ediyor, stadyumlarda toplayıp, sorgulamak, hapse atmaktan bahsediyordu.  
 
Plan yapmakla kalmamışlardı. Bir de bu planların ses kayıtlarını almışlardı.
 
"DARBE PLANLARINDAN ANKARA'DA HERKES HABERDARDI"
 
2002’nin son çeyreğinde başlayıp, 2003’ün ilk çeyreğinde hayata geçirilen planlardan Ankara dâhil herkes haberdardı.
 
Bavulda, herkesin haberdar olduğu bu darbe girişiminin izleri, belgeleri, ses kayıtları, dokümanları vardı.
 
 Yaklaşık 15 aydır  cezaevindeyim.  Suçum; gazeteci  olmak, haber  yapmak. 2003  yılındaki “cunta  oluşumunu”  kamuoyuyla  paylaşmak.
 
 Altı yıldır balyoz ekseninde  yaşanan tartışmaları aslında hepimiz biliyoruz. 17-25 Aralık sonrası bir anda "kumpas" denilerek kapatılan bir davanın, haber yapıp, "devletin gizli belgesini temin, ifşa" suçlamasıyla tutuklanan son temsilcisiyim.
 
Belgelere “sahte” diyenler, aynı belgeleri bu kez gerçek kabul edip, devletin gizli belgesi olduğuna hükmedip, beni tutukladılar.
 
Kafası karışıktı devletimizin ve onu yönetenlerin. Siyasetin emrine giren hukukun da kafasının karışması kaçınılmazdı. Aynı anda aynı belgeler için hem “sahte” hem “devletin gizli belgesi” deniliyordu.
 
"İTİRAFÇI OLMAMI TEKLİF ETTİLER"
 
15 aylık tutukluluğum bitmek üzere ve halen belgelerle ilgili bir karar verilebilmiş değil. Devlet gibi “adliyenin” de kafası karıştığından, henüz iddianamem hazır değil. Bir örgüte bağlamak için çalmadık kapı bırakmadılar. Sorunlu ve mahkemelik olduğum bir isimden tutun, “kullanışlı aptallara” kadar bir dizi yöntem denediler. İftira attılar. Geldikleri son nokta ise “itirafçı olmam” teklifiydi. Bunu da iki ay önce Sulh Ceza hâkimleri marifetiyle yaptılar.
 
Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla tekrar yargılaması yapılan Balyoz Davası, iki celsede sonuçlandırıldı. Tüm sanıklar beraat ettirildi. 
 
Beraat kararı kesinleşecek derken, bu kez Başsavcılık mahkeme kararına itiraz etti. “Darbeyi toptan aklayamazsınız, 7 kişi yönünden hükümeti devirmeye teşebbüs gerekçesiyle kararı temyize götürüyorum” dedi. Yargıtay’a temyiz dilekçesi sundu.
 
Savcı, temyiz dilekçesinde altı yıl önce Taraf’ta ne yazmışsak benzer gerekçeler ileri sürdü. Başsavcı vekilini “kumpasçı” ilan edemediler, çünkü yeni HSYK’nın ve hükümetin görevlendirdiği bir isimdi. “Paralele” bağlayamadılar.
 
Savcının temyiz dilekçesindeki aynı gerekçeleri yazmıştık ama haber yaptım diye ben tutuklanırken, Başsavcı vekili görevine devam ediyordu.  

Haberin kaynağı ve Yazının tamamı için: Haberdar
<< Önceki Haber Mehmet Baransu'dan bomba itiraf Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER