Muhalefetten skandal 'medyayı susturun' talimatına tepkiler çığ gibi

Ankara Savcısı Serdar Coşkun’un Ulaştırma Bakanlığı’na yasalara aykırı olarak ‘muhalif medyayı susturma talimatı’ gönderdiği iddiasına muhalefet parti milletvekillerinden tepki geldi.

Muhalefetten skandal 'medyayı susturun' talimatına tepkiler çığ gibi

Ankara Savcısı Serdar Coşkun’un Ulaştırma Bakanlığı’na yasalara aykırı olarak ‘muhalif medyayı susturma talimatı’ gönderdiği iddiasına muhalefet parti milletvekillerinden tepki geldi.

TEZCAN: ÖZGÜR MEDYAYA MÜDAHALE, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE SEÇİM HAKKININ İHLALİDİR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Ankara Savcısı Serdar Coşkun’un seçime bir ay kala Ulaştırma Bakanlığı’na yasalara aykırı olarak gönderdiği ‘medyayı susturma talimatı’na tepki göstererek "Özgür medyaya müdahale, basın özgürlüğü ve seçim hakkının ihlalidir" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan şunları söyledi; "Savcıları önce yolsuzlukta kullandılar şimdi de AKP propagandasını arttırmak için kullanıyorlar. Onun için dört koldan saldırıyor. Bu müdahale, siyasi partilerin seçimde özgürce propaganda yapma hakkına müdahaledir. Bununla ilgili her türlü müracatı yaparız. YSK'nın bu tip müdahalelere ‘dur' diyecek önlemler alması lazım. Parti devleti uygulamalarının vahim bir tekrarıdır, bu.  Savcılar, AKP iktidarının devamı için bir ortam yaratmaktadırlar. Savcılar, yaptıklarından sorumlu olurlar. "

CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Türkiye’de medyanın büyük kısmının otokontrol sistemiyle iktidarın dışında haber yapamadığını, son gelişmenin de bunların bir parçası olduğunu söyledi. MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da muhalefetin yükselmesinden dolayı AK Parti’nin oy kaybettiğini, bunu önlemek için antidemokratik talimatla seslerinin kesilmeye çalışıldığını ifade etti.

YILMAZ :TEK ADAMLI BİR SİSTEM İÇİN SİSTEMATİK OPERASYON YAPIYORLAR
    
MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, Ankara Savcısı Serdar Coşkun’un seçime bir ay kala Ulaştırma Bakanlığı’na yasalara aykırı olarak ‘muhalif medyayı susturma talimatı’ gönderdiği iddialarına tepki gösterdi. 

Adana'da seçim gezilerine devam eden Seyfettin Yılmaz, konuyla ilgili açıklamada bulundu. İktidarın zihniyetinin, kendilerinden başka hiç kimsenin söz hakkı olmayacağı bir Türkiye olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Herkes bunları alkışlayacak, şakşaklayacak istiyorlar. Muhalifse, hakka inanmışsa, doğruyu söylemişse bunlara yaşam hakkı vermiyorlar. Muktedire bağlı tek adamlı bir sistem oluşturmak için sistematik olarak kademe kademe bir operasyon yapıyorlar. Bunun son noktasını da seçimlerde koymak istiyorlar. Ama millet buna izin vermeyecek." dedi. 

Türkiye’nin, demokratik bir ülkede olmaması gereken her şeyin yaşandığı bir süreçten geçtiğini vurgulayan Yılmaz, "Bunlar her şeyi mübah gören, kendi varlıklarını devam ettirmek için bütün antidemokratik, diktatörlük uygulamalarını acımasızca hayata geçiren bir zihniyete sahipler. Hedeflerinde ne pahasına olursa olsun sadık hileleri de dahil 7 Haziran seçimlerinde bir sonuç almaya çalışıyorlar. Kademe kademe de bunun altyapısını hazırlamak için böyle operasyonlar yapıyorlar. Ülkeyi karanlık bir noktaya, diktatörlüğe götürmek isteyen bu yapıya millet izin vermeyecektir." diye konuştu.

ACAR: BU GİDİŞAT TAM BİR DİKTA GİDİŞİDİR

Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Serdar Coşkun'un, skandal bir talimatla "Ulaştırma Bakanlığı’na yazı göndererek, muhalif partilerin sesini duyurabildiği televizyon, radyo ve internet sitesi gibi medya organlarının kullandığı devlete ait uydu bağlantılarını kapatmayı amaçladığı" iddiaları tepkilere neden oldu. Özellikle muhalefet parti milletvekili adaylarının tepkilerine nede olan skandal talimat hakkında CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, "Bu gidiş iyi değil. Bu gidiş tam bir dikta gidişidir." yorumunu yaptı. 

Türkiye’de büyük oranda demokrasi kanallarının tıkandığını anlatan Acar, "Medya zaten baskı altındadır. Otokontrol sistemiyle yürümektedir. Medyanın birçoğu iktidarın dışında haber yapamaz durumdadır. O nedenle bu yeni gelişmede bunların bir parçasıdır. Bu yeni gelişme Türkiye’de kesinlikle bu seçimlerde AKP’nin baskı altında devleti kullanarak, galip çıkmaya çalıştığı bir seçim haline gelmektedir. Bu gidiş tehlikelidir. Buna boyun eğmeyiz. Türkiye boyun eğmez." dedi.

Gelinen noktada AK Parti’nin demokrasi dışında ne varsa kullanarak iktidara tutunmak çabasında olduğuna dikkat çeken Acar, "Bu olaylar şunu gösteriyor ki AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan artık gideceğini anlamış olmanın telaşı içinde baskı ve susturmaya yönelik devlet gücünü kullanarak seçim kazanma çabasına girmişlerdir. Bu büyük bir telaşın açıkça göstergesidir." dedi. Erdoğan’ın artık gitme noktasına geldiğini ve telaş içerisinde olduğunu belirten Acar, gittiği anda da kendisinden hesap sorulacağını kaydetti. Acar, Erdoğan’ın bundan dolayı Kur’an-ı Kerim’i eline alarak siyaset sahnesine çıktığını ve son olarak muhalif medyayı susturmaya çalıştığını söyledi. Acar, Erdoğan’ın muhalifi susturmak ve muhalif olan herkesi susturmak gibi bir çabanın içerisine girdiğini ifade etti.

GÜNAL: ANTİDEMOKRATİK UYGULAMAYLA MUHALEFET SUSTURULMAYA ÇALIŞIYOR

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da ortada bir karar olmadan, bir idare mahkemesi karar vermeden, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kararı olmadan böyle bir uygulamanın yapılamayacağını söyledi. Savcının seçim döneminde yayın işlerine karışamayacağını anlatan Günal, seçimle alakalı bir durumda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) karar vereceğini söyledi. Günal, bu uygulamanın muhalefeti susturmaya yönelik bir çalışma olduğunu kaydetti. 

Tek adam diktatörlüğünün uygulandığına dikkat çeken Günal, "İnşallah 20 gün sonra halkımız buna son verecek. Bu devir sona erecek. 7 Haziran’da bunun hepsinden kurtulup daha demokratik, temel hak ve özgürlüklerin korunduğu bir Türkiye’ye geçeceğiz. Artık iyice çırpınıştalar. Neden yaptıkları belli. Oyları eriyor, muhalefetin yükselişini görüyorlar, milliyetçi hareketin yükselişini görünce sesimizi kesmeye çalışıyorlar medya kanalıyla. Antidemokratik. Muhalefetin sesini kısmaya yönelik, medyayı baskılamaya yönelik çalışma bunlar." ifadelerini kullandı.

TANRIKULUSERBEST SEÇİMLERİN YAPILMASINI ENGELLEYEN BİR ŞEY

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, Ankara Savcısı Serdar Coşkun'un seçime bir ay kala Ulaştırma Bakanlığı'na, 'muhalif medyayı susturma talimatı' gönderdiği iddialarına sert tepki gösterdi. MHP'den muhalif medyayı susturma çabalarına tepki geldi 
  
Tanrıkulu, "Bu durumu, gerçekten hem evrensel insan hakları yönünden, hem de Türkiye'de Anayasa ve yasalar yönünden bir hak ihlali doğurabilecek uygulama olarak görüyorum. Seçimlerin serbest yapılmasını da, demokrasinin gereği olan sandık hürriyetini de engellemek noktasında bir girişim olarak görüyorum." dedi.

Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Serdar Coşkun'un, Ulaştırma Bakanlığı'na 'muhalif medyayı susturma' talimatı gönderdiği iddiası, muhalefet partilerini ayağa kaldırdı. İddiayı değerlendiren MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, Türkiye'de uzun bir süredir basın hürriyetinin ciddi şekilde engellendiğini dile getirerek, şu ifadeleri kullandı: "Gerçek anlamda yazılı ve görsel basın serbest çalışma imkanına kavuşmamıştı. Hatta bu konuda, yabancı kuruluşlar ve yurt dışında bir takım basın yayın meslek örgütleri Türkiye'yi devamlı uyarıyordu. Avrupa Birliği normlarına bakıldığında Türkiye maalesef basın özgürlüğünde dünyada sonuncu ülkelerinden biri. Bu kadar darbe almış, bu kadar ciddi sıkıntı içerisinde faaliyet yürütmeye çalışan ve iktidar güdümünde olmayan hür basın, zor şartlar altında seçim sürecini devam ettirirken, birden böyle bir uygulamayla karşı karşıya kalınmış durumda."

İddianın iki tarafı bulunduğunu savunan Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında işin iki tarafı var. Bir tarafı demokrasinin yara alması noktasında serbest seçimlerin yapılabilmesini engelleyen bir şey. Çünkü vatandaşlarımızın, seçmenlerimizin haber alma hürriyetini de engelliyor bu. İkincisi bu bir anayasal suç aynı zamanda. Çünkü Anayasa ile teminat altına alınmış birtakım kişisel hak ve hürriyetler var. Bunu da engellemiş oluyorlar. Seçim süreci içerisinde bizim gibi muhalefet partilerinin sesini duyurabilen, görüşlerini, fikirlerini, projelerini aktaran basın organları da zaten sınırlı. Diğerleri iktidar güdümünde çalışan medya grupları. Onlar zaten muhalefetin görüş ve düşüncelerine asla yer vermiyorlar veya saptırarak veriyorlar. Bu durumu, hem evrensel insan hakları yönünden, hem de Türkiye'de Anayasa ve yasalar yönünden bir hak ihlali doğurabilecek bir uygulama olarak görüyorum. Seçimlerin serbest yapılmasını da, demokrasinin gereği olan sandık hürriyetinin de engellemek noktasında bir girişim olarak görüyorum."

<< Önceki Haber Muhalefetten skandal 'medyayı susturun' talimatına tepkiler... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER