CHP ve BDP'nin zor kararı

CHP'nin Ergenekon davası kapsamında Silivri'de tutuklu yargılanan bazı isimleri, BDP'nin ise bazı KCK sanıklarını "simgesel" olarak milletvekili seçtirme planlarına ilişkin hukuki tartışmalar bitmiyor.

CHP ve BDP'nin zor kararı

CHP'de, Ergenekon davası kapsamında Silivri'de tutuklu yargılanan isimler arasında vekilliği netleşen tek isim gazeteci Mustafa Balbay. Balbay'ın anne ve babasının memleketi Aydın'dan aday yapılması bekleniyor. Balbay dışındaki isimlerin bugünkü PM'de tartışılıp tartışılmayacağı merak konusu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, daha önce, gazeteciler Balbay ve Tuncay Özkan'ın adaylığı konusunu PM'de gündeme getireceğini açıklamıştı. Batum'un öneri getirmesi durumunda konu PM'de ele alınacak. Ancak Balbay dışındaki isimlere CHP'den soğuk bakılıyor. Seçimlere bağımsız girmeye hazırlanan BDP de, bazı KCK sanıklarına simgesel olarak listelerinde yer verecek. TAHLİYELER ANAYASA'YA TAKILDI Ancak Silivri ve KCK davalarında yargılanan isimlerin seçilmeleri halinde "milletvekili sürecinin" nasıl işleyeceği çok yönlü hukuki tartışma konusu. Silivri ve KCK sanıklarının seçilseler bile cezaevinden tahliye edilmesi beklenmiyor. Yargılamalar, Anayasa'nın milletvekilliği dokunulmazlığına ilişkin 83. maddede atıfta bulunulan ve "devlet aleyhine" suçları düzenleyen 14. maddesi kapsamına giriyor. Bu tartışmada örnek olarak gösterilen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin kararında da, Anayasa'nın 14. maddesine atıfta bulunularak "yasama dokunulmazlığının sınırlandırıldığına, suça konu yargılamanın terör suçu kapsamında kaldığından devam etmesi gerektiğine" işaret ediliyor. NASIL YEMİN EDECEKLER? Milletvekili seçilip tahliye gerçekleşmemesi durumunda, bu kez milletvekili yemininin nasıl gerçekleşeceği de ayrıca tartışma konusu. Örneği görülmediği için; milletvekili seçimine ilişkin yasal düzenlemelerle Meclis İç Tüzüğü'nde tutukluluk halinde vekil seçilme durumunda "yemin" sürecine ilişkin açık düzenleme bulunmuyor. Milletvekili yemini edilmemesi durumunda "milletvekili görevi" yerine getirilemiyor. Genel Kurul çalışmalarına katılamama durumu, "milletvekili düşmesi" konusunu da gündeme getiriyor. Meclis İç Tüzüğü'nde Meclis Genel Kurulu çalışmalarına katılmama halinde "mazeret ya da özür bildirme" gerekliliği bulunuyor. İç Tüzük 138. maddeye göre, "Bir milletvekili Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içinde toplam beş birleşim günü katılmazsa devamsızlığı Başkanlık Divanınca tespit ediliyor. Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyona gönderiliyor. Karma Komisyon, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasındaki hükümlere göre durumu inceleyerek rapor hazırlıyor. Raporu görüşen Genel Kurul devamsızlık sebebiyle milletvekilliğinin düşmesi gerektiğine üye tamsayısının salt çoğunluğu ile karar verirse, üyelik düşüyor". SUÇLU BULUNURLARSA VEKİLLİK DÜŞECEK İki partinin hukukçu isimleri, söz konusu düzenlemedeki "mazeret veya özür" bildirmenin, milletvekili seçilen kişinin iradesi ile gerçekleşeceğini ifade ediyor. Tutukluluk halinin ise, "iradeyi" ortadan kaldıran fiili bir durum yarattığı için bu maddenin işletilemeyeceğine işaret ediyor. Halen devam eden yargılamaların sona ermesi durumunda, eğer bu isimler suçlu bulunursa milletvekillikleri "devlet aleyhine suçlar" kapsamına girdiği ve milletvekili seçilme yeterliliğini engellediği için yine düşecek. Silivri ve KCK sanıklarının adaylık süreci ile ilgili "hukuki" tartışmanın seçimlerden sonra da devam edeceğine dikkat çekiliyor.
<< Önceki Haber CHP ve BDP'nin zor kararı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER