ASLAN İÇİN KİM NE DEDİ

Spor yazarları, Galatasaray'ın Ali Sami Yen'de Bellinzona'yı 2-1 yenerek UEFA Kupası'nda gruplara kaldığı maç sonrası değerlendirmelerinde oynanan futbolun tatmin edici olmadığını vurguladılar.

ASLAN İÇİN KİM NE DEDİ

Spor yazarlarının Galatasaray değerlendirmelerinden derlediğimiz özetler: Levent Tüzemen (Sabah): Eksik Kadro Sancısı Her maç sonrası yaşanan ve uzun süren sakatlıklar nedeniyle kadro boyu kısalan Galatasaray bunun sancılarını Bellinzona önünde fazlasıyla hissetti. Arda çıktıktan sonra Galatasaray'da top tekniği yüksek oyuncular sadece Lincoln Ayhan ikilisi kaldı. Gezinerek oynayan Baros rakibin arkasına koşu yapmak için pozisyon alıyor ama istediği final paslarını alamıyordu. Son haftaların formda ismi Lincoln 85'te yine sahneye çıktı, arka direğe yaptığı muz ortayı Yaser güzel bir kafa vuruşuyla ağlara bıraktı. Galatasaray'a grup maçlarında başarılar diliyorum. Sakatlıklar biter zengin ve kaliteli kadro buluşursa Galatasaray UEFA'da yeni bir başarıya imza atabilir. Turgay Şeren (Akşam): Sonuç Güzel Ya... Galatasaray için kolay bir maçtı. Bellinzona, öyle güçlü bir takım değil. Galatasaray, dünkü bu oyunuyla dün gece karşısında iyi bir Avrupa takımı bulsaydı, sonuç ne olurdu çok merak ediyorum. Maç 1-1 devam ederken, tribünleri dolduran Galatasaraylılar isyan ettiler. Hiç istemedikleri halde kısa bir sürede olsa sahadaki futbolcularını protesto ettiler. Pazar günkü Bursaspor-Galatasaray maçında böyle bir mücadele olacak zannediyorum. Galatasaray, Bursa'da dün akşamki oyununu tekrarlamaz dişe düşünüyorum. Hakem verdiği her iki penaltıda haklı mıydı diye sorarsanız Galatasaray aleyhine çaldığı düdüğe penaltı derim ancak Lincoln'ün kendisini şöyle bir denize atar gibi atlamasını penaltı ile cezalandırmasını kabul etmem mümkün değil. Böyle penaltı olmaz. Dün akşam sahada koşan değil, yürüyen bir sarı-kırmızılı takım vardı. Dedim ya karşılarında onları zorlayacak bir futbolculardan kurulu iyi bir Avrupa takımı yoktu. Galatasaray yoluna devam ediyor, ama bu futbolla değil. Dün akşam sahada üç gün önce izleyip methiyeler yazdığımız Galatasaray, akşam yoktu. Ahmet Çakır (Zaman): Bayramı Garanti Görünce... Sarı-Kırmızılı takım, rakibi karşısında ilk maçta da çok utandırıcı durumlar yaşamış ama dört gollü bir galibiyetle işi de garantiye almış gibi olmuştu. Ali Sami Yen'de herkes işin çok daha farklı olacağını bekliyor. Açıkçası geçen sezonki Sion maçındaki 5'lik skorun tekrarlanmasını bekliyordu. Sarı-Kırmızılı takımın ikinci bir bayram umuduyla uzun zamandır ilk kez tribünleri doldurmuş olmasının sebebi buydu. Tabii yine o tribünlerin açtıkları pankartlar ve yaptıkları tezahüratlarla Alpaslan Dikmen'e gösterdikleri vefa da ayrı bir güzellik oldu. Sarı-Kırmızılı takım, karşılaşma boyunca bir türlü konsantre olamadı. Gruplara kalmayı garanti görmenin sıkıntısını 90 dakika boyunca yaşadı. Volkan'ın solbekte, Hakan Balta'nın da orta alanda oynaması G.Saray'a bir şey kazandıracak bir düzenleme değil. Yetmiyormuş gibi bir de sakatlanan Arda'nın yerine Alpaslan'ın oyuna alınması üç solbekli komik bir kadro oluşmasına yol açtı. Şunu her teknik adam bilir ki, savunma oyuncularıyla orta alan futbolcuları arasında belirgin birtakım farklar vardır. Sarı-Kırmızılı takımın bu kadar zayıf bir rakip karşısında orta alanda Lincoln'ün, hücumda da Baros'un etkinliğiyle gol bulmaya çalışması acıklı bir durumdu. Zaten yeni yabancı teknik direktörlerin en büyük dramı da bu. Takımlarının gerçek kalitesini ve çapını anlayana kadar çok şey kaybediliyor. G.Saray, Şampiyonlar Ligi'yle büyük bir kayıp yaşadı. Ardından da UEFA Kupası'nda gruplara kalabilmek için böyle utandırıcı durumlar yaşadı. Kazanılmış maçların ardından gamlı kederli laflar eden biri değilim. Ancak dün akşamki maçta zaten Sarı-Kırmızılı taraftarlar söylenecek en güzel sözü söylediler. Ayrıca Teknik Direktör Skibbe'nin maçın büyük bir bölümünde Adnan Polat'ın yüzünde nasıl bir ifade olduğunu görseydi, Sarı-Kırmızılı takımdaki görevine devam etme konusunda çok fazla istekli olur muydu merak ediyorum. Ebru Kılıçoğlu (Sabah): Bayram Harçlığı G.Saray, İsviçre'de küme düşme adayı Bellinzona'yı biri penaltı, iki duran top golüyle geçti. Zayıf rakibe karşı ortaya konan etkisiz futbol, bayramı kutlamak için stada gelenleri mutlu etmedi. Basel'deki maçta Galatasaray seyircisinin ilgisi fazla olunca maça Bellinzona 'kendi evinde' misafir edilmişti. Ali Sami Yen'de ise neredeyse hiç Bellinzona taraftarı yok. Ayrıca seyirci değil 'taraftar' olunca tribünlerde "Evim güzel evim" dedirtiyor sahadaki futbolculara... Ama 'evdeki' daha doğrusu 'ligdeki' hesaplar bir türlü uymuyor Avrupa'ya... İkinci yarının başında, hakemin 'ikinci' pozisyonu geliyor. Bu sefer Serkan-Ayhan ikilisinin katkılarını unutmamak lazım ama! Lustrinelli yerde kalınca çalınan penaltıyı Gürkan Sermeter yolluyor ağlara 53. dakikada. Maçın kalanında, 'kenardakileri hadiseye alıştıralım' kabilinden gelen oyuncu değişiklikleri sayesinde ikinci gol geliyor: 85'te Lincoln'ün kullandığı faul atışını ağlara Yaser Yıldız kafa vuruşuyla yolluyor! Sonuçta beklenen gerçekleşiyor, Galatasaray'ın UEFA Kupası macerası devam ediyor... Gönül sadece 'evdeki' tarifenin esas 'çarşıya' uygulanmasını diliyor... Hakan Ünsal (Star): Saracoğlu'nda Finali Bir Daha Düşünün! Rakip zayftı. Deplasmandaki maç kazanılmıştı ve rövanş Ali Sami Yen'deydi. Yani rahat olması, topla daha fazla oynaması ve goller atması beklenen takım doğal olarak G.Saray'dı. Fakat maça daha iyi ve istekli başlayan, topla oynayan ve enteresandır, sanki ilk maçtan daha avantajlı sonuçla çıkmış gibi rahat olan takım, Bellinzona idi. G.Saray'ın işini tartışmalı bir penaltı kararı ile hakemin kolaylaştırdığını söyleyebiliriz. Penaltı golü skoru değiştirdi ama oyunda değişen bir şey olmadı. Orta alandaki sıkıntı ilk yarıda topla oynama oranlarına yansıdı ama o da skora yansımadı. G.Saray'ın Bellinzona gibi bir takıma goller atamaması bir yana, oyunda üstünlük sağlayamaması, ‘Saracoğlu'nda final hedefimiz' diyen yönetimi düşündürmüştür! Saracoğlu'ndaki finali düşünmek, takımın oyununu gördükten sonra düşünülmesi gereken en son şeylerden biri... Önce takımın oyun anlayışını ve etkinliğini geliştirecek işleri birinin yapması gerekiyor. Fakat işte sorun da burada. G.Saray'ı bir basamak yukarı taşıyacak, bir hoca mıdır, değil midir, kararı siz verin. Cüneyt Tanman (Türkiye): Bayram Izdırabı Bellinzona 10 takımlı İsviçre Ligi'nin 9'uncusu... İlk maçta 4-3'lük bir skor avantajı... Bu dakikadan sonra ters bir skor aklımıza bile gelmiyor. Ama Sarı-Kırmızılılar maça öyle bir başladı ki... 90 dakika bir bayram şovu olmaktan çok, bayram ızdırabına dönüştü... Maç boyunca karşılıklı penaltılar ve Yaser'in golü dışında güzel bir hareket izleyemedik. Serkan, gereksiz bir müdahele yaparak İsviçre takımına gol şansı verdi... Galatasaray bu kadar dağınıkken Skibbe'nin kenardan hiçbir ikaz yapmaması hayret verici.
<< Önceki Haber ASLAN İÇİN KİM NE DEDİ Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER