Fenerbahçe'nin gelişi derbiden belliydi...

Fenerbahçe'nin Viktoria Plzen karşısında oynadığı futbol ve aldığı sonuç sürpriz değil.

Fenerbahçe'nin gelişi derbiden belliydi...

Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligi'nde yoluna dolu dizgin devam ediyor. Sarı lacivertlilerin Avrupa'da Türkiye'den daha iyi oynadığı ve maçlara konsantre olduğu kesin. Bunun en son örneğini Plzen deplasmanında gördük.

Sarı lacivertliler her hattıyla rakibine nefes bile aldırmadı. Daha önce de defalarca belirtiğimiz gibi Aykut Kocaman, sarsılan prestijini yeniden kazanmak için Avrupa'daki maçlara asılmaya devam ediyor, iyi de yapıyor. Başka çaresi de yok çünkü. Pelzen karşısında sahaya yansıttığı oyun planı gerçekten kusursuzdu. Çek ekibini çok iyi analiz etmiş. Rakibe bireysel bir hata dışında gol pozisyonu vermeyip üstüne üstlük tek gollük avantajla Türkiye'ye dönmek büyük başarı.

Unutulmasın ki karşımızdaki rakip Napoli gibi bir italyan ekibini kupanın dışına itti.. Kendi evinde de daha önce sadece Barcelona'ya yenildi. 

Bana göre Fenerbahçe'nin bugün övgüler dizilen bu oyunu hiç de sürpriz olmadı. Beşiktaş derbisine de çok akılcı bir planla çıkan sarı lacivertlilerin önünü hakem kesmişti. Ne hikmettir ki MHK'nin arkasında durduğu o hakem bu hafta amatör ligde görev yapacak. Madem Mete Kalkavan iyi maç yönetmişti, peki neden ceza verilir gibi bir hafta sonra Amatör Küme maçında görevlendirildi?

Neyse bazı işlere gerçekten akıl sır ermiyor. Kimden neyi saklamaya çalışıyorlar anlamıyorum. İyiye iyi, kötüye de kötü demedikten sonra bazı şeylerin çözülmesi imkansız.

Fenerbahçe'nin derbi maçın bir bölümündeki akılcı oyunu Plzen maçında da devam edince sarı lacivertliler çeyrek final kapısını aralamış oldu. Bu tür kupalarda çeyrek final ve sonrası bir önceki turlara göre aslında her türlü sürprize açık oluyor. Rakipler güçlenmeye başlıyor ve sürpriz takımlarla pek karşılaşmıyorsunuz.

Fenerbahçe için de öyle olacak. Sarı lacivertliler eğer çeyrek finale yükselirse güçlü olsalar bile en azından tanıdık takımlarla karşılaşacak. 0-0, 1-1 gibi sonuçlarla tur için galip gelme şartı da olmayacağını düşünürsek, finale gitmek, hatta kupayı almak hiç de hayal değil. Önümüzde çok büyük bir Galatasaray örneği olduğunu da unutmayalım. Türk futbolu ikinci bir UEFA Şampiyonu çıkaracak güce sahip.

Size Galatasaray'ı UEFA Şampiyonu yapan Fatih Terim'le, Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman arasındaki garip bir benzerliği de söylemek isterim. Fatih Terim o dönem Galatasaray'a geldiği ilk yıl gönderiliyordu ancak direkten dönmüştü. Yöneticiler kulübün mali yapısı nedeniyle buna cesaret edememişti. Fatih Terim sonra tarihe geçti.

Aykut Kocaman'ın bu yıl başına gelenleri de bilmeyen yoktur herhalde. Zorla takımın başında kalmaya ikna edilen Kocaman, UEFA kupasını alıp tarihe geçerse kimse şaşırmasın!

Mehmet Şentürk
Samanyoluhaber.com

 


<< Önceki Haber Fenerbahçe'nin gelişi derbiden belliydi... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER