Hiçbirisi onun kadar sevilmedi

Beşiktaş'ın 4 yıl aradan sonra liderlik koltuğuna oturmasında hiç kuşkusuz en büyük pay Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam'a ait. 100. yılda yakalanan şampiyonluktan sonra adeta çıkmaz bir yola giren Siyah-Beyazlı takım şimdilerde o eski coşkusunu yeniden yaşıyor.

Hiçbirisi onun kadar sevilmedi

Bir sezon tamamlamadan değişen teknik adamlar, gelip giden oyuncular ve kısır yönetim çekişmeleri Süleyman Seba döneminden kalan dingin, diri ve kendine özgü Beşiktaşlılık duruşunu törpülemeye başlamıştı. Futbolda takımı için beyaz sayfa açan Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören ise tüm baskılara ve karşı direnişlere rağmen Ertuğrul Sağlam'la yola çıkmanın doğruluğunu şimdi tribünde çocuklarıyla galibiyet sevincini yaşayarak kutluyor. Şöyle geriye dönüp bakıldığında son dönemde hiçbir Beşiktaş teknik direktörü Ertuğrul Sağlam kadar sevilmedi. Camia Lucescu'yu da, Tigana'yı da, Del Bosque'yi de, kendi evladı olan Rıza Çalımbay'ı da çok sevdi. Onların da arkasında durdu, yönetime karşı desteklediği de oldu; fakat Ertuğrul Sağlam'a kol kanat gerdiği kadar hiçbirini sahiplenmedi. Kısacası tribünler, futbolcu iken gözü yaşlı gönderilmesine şahit oldukları genç teknik adamı gönülden sahiplendi. "Adam gibi adam Ertuğrul Sağlam" sözleri slogan haline gelirken bunun sadece saha sonuçlarıyla izah edilemeyeceği ortadaydı. Şampiyonlar Ligi'nde Liverpool'a karşı alınan 8-0'lık mağlubiyet kolay kabullenilecek bir skor değildi. Fenerbahçe ve Sivas'a yenilmek, Türkiye Kupası'nda Çaykur Rize'ye elenmek tribünlerin hiç de hoşuna gidecek bir tablo olarak gözükmüyordu. Bunlara rağmen genç çalıştırıcıya söz söylemek, kimsenin aklının ucundan bile geçmedi. Çünkü ortaya çıkan sonuçların sorumlusunun Sağlam olmadığını çok iyi biliyorlardı. Karşılarında birikmiş bir yığın sorunla boğuşan yeni neslin çalışkan, dürüst ve kazanmak için azimli teknik adamını görüyorlardı. Başkan Yıldırım Demirören, bazı maçlar sonrası istifaya çağrılabiliyor. 100. yılın kahraman Teknik Direktörü Lucescu bile tepki çekebiliyor, Rıza Çalımbay'a da "bırak git" denilebiliyor, Tigana ise nefret edilecek bir çalıştırıcı haline gelebiliyordu. İşte böyle bir ortamda Ertuğrul Sağlam'a duyulan sevgi, dürüstlüğüne olan inanç ve Beşiktaşlılık duruşu denilen elbisenin içine tam oturması onu bir adım öne çıkarıyordu. Beşiktaş tribünleri uzun zamandır hiçbir teknik adama bu kadar güvenmedi. Şampiyonluk yarışı içinde bulunmak bile onları mutlu etmeye yetti. Sağlam'la birlikte Şampiyonlar Ligi'ne kalınması ve gruplarda son maça kadar iddiasını devam ettirmesi güzel bir heyecandı. Tam 137 hafta sonra Süper Lig'de zirveyi yakalamak, uzun zamandır beklenen bir özlemdi. Bir Türk teknik adamla Avrupa kapısını aralamak gurur duyulacak bir işti. Kısacası Beşiktaşlılar Ertuğrul Sağlam'a inanmanın, sahip çıkmanın karşılığını fazlasıyla aldığını düşünüyor. Sokaklara çıkıp şampiyonluk şarkıları söyleyip bayrakları sallıyor. Bunu kendi içinden gelen bir teknik adamla yakalamanın mutluluğunu yaşıyor. TEMEL YİRMİBEŞOĞLU
<< Önceki Haber Hiçbirisi onun kadar sevilmedi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER