Rahat uyu Paşam, Viyana'ya girdik!

17. yüzyılın ikinci yarısına damgasını vuran en önemli hadiselerden biri olan ikinci Viyana Kuşatması, bütün dünya tarihinin kaderini etkiledi.

Rahat uyu Paşam, Viyana'ya girdik!

Merzifonlu Paşa artık huzur içinde uyuyabilir Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından birisi olan 1683'teki İkinci Viyana kuşatmasında mağlup olan Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, başarısızlığının cezasını hayatıyla ödemiş, mezarında bile rahat edememişti. Milli takımımızın Viyana'da Hırvatlar'ı mağlup etmesiyle artık Merzifonlu Kara Mustafa Paşa huzur içinde uyuyabilir. 17. yüzyılın ikinci yarısına damgasını vuran en önemli hadiselerden biri olan İkinci Viyana Kuşatması, sadece Türkler'in ve Avusturyalılar'ın değil, bütün dünya tarihinin kaderini etkiledi. Bu savaş bir bakıma Doğu ve Batı arasındaki dengenin Batı'nın lehine döndüğünün işaretiydi. Viyana kuşatmanın başarısızlığından sonra Avrupa, dünyanın siyasal merkezliğini tartışmasız bir şekilde ele geçirip, İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna dek bu siyasal üstünlüğünü korudu. VİYANA'YA DOĞRU Aslında neticesi dışında son derece başarılı bir askeri harekât olan İkinci Viyana kuşatmasında uğradığımız mağlubiyette Avrupalılar'ın sevinci o kadar büyüktü ki, Almanlar'dan Polonyalılar'a, Hırvatlar'dan Ermeniler'e herkes Viyana önlerinde Türkler'in mağlup edilmesinde en fazla kendilerinin katkısının bulunduğunu iddia emişlerdi. 1670'li yıllarda Avusturya hakimiyetindeki Protestan Macarlar ayaklanıp, Osmanlı'dan yardım istediler. Köprülü Fazıl Ahmed Paşa zamanında Osmanlı İmparatorluğu onlarla ilgilenmedi. Ancak onun yerine sadrazam olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Macar lideri Tökeli İmre'ye yardıma başlayıp, onu Orta Macar Kralı olarak tanıdı. Avusturya barış taraftarıydı, ancak Merzifonlu sınırdaki askerlerden Avusturya saldırıları oluyor diye şikâyet mektupları getirtip, Dördüncü Mehmed'i Avusturya üzerine sefere ikna etti. 1682 sonbaharında sefer kararı çıkma kararı alındı ve ordu Edirne'ye ulaştı. 1682 Aralık'ında yapılan görüşmelerde sonuç vermeyince tuğlar dikilerek sefer resmen ilân edildi. Kış Edirne'de geçirildikten sonra, 1 Nisan 1683 Avusturya seferi için harekete geçildi. Ordu 25 Haziran 1683'te İstolni- Belgrat'tayken padişahın sefer hedefi olarak izin verdiği Yanıkkale yerine Viyana'ya yürünmesi fikrini Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa ilk kez burada açıkça dile getirdi. Sadrazamın bu fikrine sadece Kırım Hanı Murad Giray ve Budin Beylerbeyi İbrahim Paşa karşı çıktı. Osmanlı ordusu, Viyana'ya kadarki yürüyüşünü 105 günde tamamladı. İkinci Viyana Seferi çok hızlı gerçekleştirilmiş başarılı bir askeri harekâttı. Kanuni Sultan Süleyman'ın 27 Eylül'de Viyana'ya, Üçüncü Mehmed'in ise 21 Eylül'de Eğri Kalesi'ne ulaştığı göz önünde tutulursa 1 Nisan'da sefere çıkan ordunun 14 Temmuz gibi erken bir tarihte Viyana'ya ulaşmasıyla Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın başlangıçta çok iyi bir harekât yönettiği ortaya çıkar. İMPARATOR BİLE KAÇTI Türk ordusunun da İstolni Belgrat'tan hareketle 1 Temmuz'da Yanıkkale'ye varması Viyana'da korkuyu artırdı. İmparator Leopold bile şehri terk edip, kaçtı. Kanuni'ye göre Viyana önlerine iki ay önce gelme avantajına sahip olan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'yı bekleyen surlar ana iskelet bakımından 16. yüzyıldaki yapısını koruyordu. Ancak Viyana'nın surları yeni gelişen tekniklere göre üç safhada modernize edilmişti. Türk ordusunun öncü birlikleri 13 Temmuz'da ulaştıktan sonra, 14 Temmuz 1683 Çarşamba günü Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın komutasındaki Osmanlı ordusu dört saatlik bir yürüyüş sonrasında Viyana önlerine geldi. Viyanalılar teslim teklifini kabul etmeyince kuşatma başladı. İki ay süren kuşatmanın sonunda savunmadaki Avusturya askerlerinin sayısı oldukça azalmıştı. Kuşatma uzadıkça Viyana'da yiyecek azalmış ve dizanteri başlamıştı. Viyana'ya karşı Osmanlılar'ın beş yerde kazdığı lağımlar kale duvarlarına yaklaşmıştı. Bunların patlatılmasıyla kale düşebilirdi. Şehirdeki ümitsiz bir bekleyiş, 11 Eylül'de Viyana önlerine gelen yardım ordusu görülünce bir anda büyük bir sevince dönüştü. Kiliselerin çanları çalınmaya, sevinç gösterileri yapılmaya başladı. VİYANA ÖNLERİNDE TARİH DEĞİŞTİ Jan Sobiesky komutasındaki Hristiyan birlikler, Viyana'nın kuzeybatısındaki tepeleri hiç çarpışmadan ele geçirdiler. Osmanlı kuvvetleri kuşatmayı bırakıp, savaşa hazırlandı. 12 Eylül 1683 günü Kahlenberg (Alaman Dağı) mevkiinde savaş başladı. Osmanlı Ordusunun sol kanadında bulunan Sarı Hüseyin Paşa karşısındaki Leh kuvvetlerini bozguna uğratıp, taarruza geçti. Bu bölgeye yardıma gelen Avusturya süvarileri Hüseyin Paşa'nın birliklerine yandan saldırdılar. ORDUNUN SAĞ KANADI ÇÖKTÜ Kırım Hanı'nın buraya yardım etmemesi üzerine, Kara Mustafa Paşa merkezden ve sağ kanattan çektiği kuvvetleri sol tarafa kaydırdı. Ancak bu manevra sağ tarafın zayıflamasına sebep oldu. Bu sırada Kırım Hanı kuvvetlerini alıp gitti. İlk olarak Osmanlı Ordusunun sağ kanadı çöktü. Hüseyin Paşa'nın bütün direnişine rağmen, sol kanatta da muharebe üstünlüğü düşmanın eline geçti. Siperlerdeki askerler de çıkarıldı, ancak bozgun önlenemedi. Düşman askerlerinin Osmanlı ordusunun merkezine girmeye başlaması üzerine, Kara Mustafa Paşa iki aydan beri Viyana'yı kuşatan Türk birliklerine Budin'e çekilme emri verdi. Artık bir dönem kapanmıştı. MEZARINDA BiLE RAHAT EDEMEDİ Köprülü Mehmed Paşa'nın 1656 ile 1661 yılları arasındaki sadrazamlığında başarılı olmasıyla Köprülü dönemi başlamıştı. Köprülü'nün oğlu Fazıl Ahmed Paşa'nın başarılı sadrazamlığının ardından 1676'da ölümü üzerine yerine aynı aileden Köprülü Mehmed Paşa'nın damadı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa sadrazamlığa tayin edildi. Kara Mustafa Paşa, Merzifon doğumlu bir asker çocuğuydu. Babasının Dördüncü Murad'ın 1635'teki Revan seferinde şehid olmasından sonra onu Köprülü Mehmed Paşa himayesine almış, oğullarıyla birlikte büyütmüş, daha sonra da kızıyla evlendirmişti. Merzifonlu Fazıl Ahmed Paşa döneminde sadrazam vekilliğine kadar yükseldi. Merzifonlu'nun sadrazamlığı döneminde Ruslarla savaşılarak Ukrayna'da hakimiyet kurulmaya çalışıldı. Kısmen başarılı olundu. Merzifonlu'yu tarihte unutulmaz kılan faaliyeti ise 1683'teki İkinci Viyana seferidir. Viyana bozgunundan sonra Kara Mustafa Paşa 25 Aralık 1683'te idam edilip, Belgrad'daki camiinin avlusuna defnedildi. Belgrad 1688'de Avusturyalılar'ın eline geçince, mezarı iki Cizvit keşişi tarafından açılarak kafatası ve kemikleri Viyana'ya götürüldü. Paşa mezarında bile rahat edememişti. HIRVATLAR’IN YÜZÜNDEN AVUSTURYA’YLA SAVAŞMIŞTIK Osmanlı kuvvetleri ilk defa 1463- 1479 yılları arasında Venedik'le yapılan savaş sırasında Avusturya topraklarına girmişti. Asıl mücadele ise Osmanlıların Hırvatlar'a ağır bir darbe vurduğu 1493'te başladı. Hırvatlar'a yardım etmek isteyen Avusturya kuvvetleri, Osmanlı topraklarına girdi ve ilk çatışmalar meydana geldi. 1526'daki Mohaç Muharebesi'nden sonra ise Osmanlılar ile Habsburglar arasında Macaristan'ın kimin hakimiyetine gireceği meselesi yüzünden asıl mücadele başladı. Osmanlı İmparatorluğu'nun en haşmetli hükümdarı Kanunî 1529 yılı Eylül'ünün son günlerinde Viyana'yı kuşattı. Ancak ağır topların getirilmemesi ve kışın da yaklaşması yüzünden yaklaşık bir ay sonra, kuşatma kaldırıldı. Türklerin aklı hep Viyana'da kaldıysa da, Osmanlı ordusunun Avusturya seferleri Habsburgların kurduğu savunma sistemi yüzünden yoldaki kalelerle uğraşmayla geçtiğinden 1683'e kadar Viyana üzerine gidilemedi. Erhan AFYONCU/BUGÜN
<< Önceki Haber Rahat uyu Paşam, Viyana'ya girdik! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER