'TEFLON LİDER'

İngilizlerin ünlü dergisi The Economist son sayısında CHP lideri Deniz Baykal'a ağır eleştiriler yöneltti…


“Teflon Lider” Dergi, Baykal'a “teflon lider” diyor! The Economist, 1992'de CHP'nin başına geçen Deniz Baykal'ın o günden beri hiç seçim kazanamadığına, buna mukabil her defasında genel başkanlık koltuğunu koruduğuna dikkat çekiyor: “Son seçimlerden önce Baykal 'Başarılı olamazsam Rodos'a kadar yüzerim' demişti. Kimse Baykal'ın Rodos'a kadar yüzmesini beklemiyordu. Ama en ateşli destekçileri bile Baykal'ın sonunda koltuğunu bırakacağını düşünüyordu. Emekliye ayrılması yönündeki çağrılara karşın partisinin son kurultayında onuncu kez lider seçildi…” *** İngiliz dergisi, CHP liderini adeta yerden yere vururken Baykal'ı “acıklı bir şekilde gereksiz olan muhalefet lideri” diye tanımlıyor… CHP liderine son derece isabetli, haklı eleştiriler yönelten The Economist'in işbu saptamasına ise katılmam mümkün değil! Tersine Deniz Bey tam da bu bildik hali nedeniyle siyasi hayatımız için “kesinlikle gerekli” ve “aydınlatıcı” bir liderdir… Türkiye siyasetinde “Erol Taş” rolünü hakkını vererek oynaması münasebetiyle “gerekli”dir! Baykal'ın bu “keskin laikçi” refleksi, her defasında kamuoyuna CHP'nin aslında ne olduğunu gayet iyi gösteriyor… “Aydınlatıcı” dediğim budur… İsmet İnönü çizgisini tarih kitaplarının dışında bir şekilde öğrenmenin en pratik yolu Baykal'ın CHP'sini takip etmektir! *** CHP'nin “halktan kopuk” olduğu gerçeğini Deniz Baykal bilmiyor mu sanıyorsunuz? Bal gibi biliyor… Bunun en görünür kanıtı, Deniz Bey'in 2000-2002 döneminde “Anadolu Solu” söylemiyle CHP için yeni bir sayfa açmak istemesiydi. En başta parti tabanının, elbette CHP örgütünün böyle bir açılımı kaldırabilmesinin mümkün olmadığını gördükten sonra… İlk çark edişi, 3 Kasım Sandığı'nın hemen öncesinde gerçekleştirip… AKP'nin ilk seçim zaferinin üzerinden bir yıl bile geçmeden tümüyle o klasik “Laikçi CHP”ye dönüş yapıvermişti… “Mütemadiyen laiklik ekseninde siyaset yapan” CHP'nin malum seyri; Baykal'ın partisini “AKP'ye neredeyse otomatik olarak oy taşıyan bir muhalefet partisi” haline getirdi... *** 27 Nisansanal muhtırası”ndaki ve “367 Hurafesi”ndeki “destekçi” tavrı; CHP'nin “milli irade”ye karşı duruşunun Türk siyasi tarihindeki yeri bağlamında “en açıklayıcı şekilde yeniden güncellenmesi” anlamına geliyordu… “367 Şartı” CHP Parti Meclisi'nde ilk kez Şahin Mengü tarafından dile getirildiğinde Baykal 367'yi tutarlı bulmamıştı! “367 Sabih Tahtaya” filminde başrol oynayan “Sivil Paşa” Kanadoğlu “İyi Saatte Olsunlar” cenahı adına 367 şarkısını siyaset sahnelerinde okumaya başladıktan sonra, CHP de koronun en önüne geçivermişti… 27 Nisan'da bir “e-muhtıra” yayınlanacağı, Baykal'a 26 Nisan 2007 gecesi “sanal muhtıra”nın yazarı “zat-ı şahane” tarafından haber verilmişti! 27 Nisan “e-müdahalesi”nin 22 Temmuz Sandığı'na “Bir Millet Uyanıyor” etkisi yaptığına hep birlikte şahit olduk. Sözün Özü: The Economist'in “Teflon lider” diye andığı Baykal'ın “Erol Taş” olarak varlığı siyasetimiz açısından son derece gerekli bir hadisedir!

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER