SADECE BAYKAL DEĞİL MEDYADAKİ DOSTLARI DA...

Bir haber farklı kesimlerden insanları aynı anda harekete geçiriyor ve hemen hemen benzer şiddette olumlu veya olumsuz tepkiler alıyorsa bu gündemdir.


Mesela, Danıştay saldırısı, 367 kararı, Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi olayı veya kuş gribi; veyahut da Tuzla’daki işçi ölümleri. Her biri, gerçek gündem maddeleridir. Bir de kampanyalar var... Mesela, ‘Türkiye Malezya oluyor’, ‘mahalle baskısı’, ‘içki yasağı’ tartışmaları gibi. Bunlar gerçek gündem konuları değil işbirliğiyle üretilen kampanyaların malzemeleridir. Bu işbirliğini çok iyi tanıyoruz... Kampanyalar önce Doğan Grubu’na ait yayın organlarında yer alır. Gruba ait gazete ve televizyonlar konuya aynı anda girer, yazarlar ilham almış gibi aynı şeyleri yazmaya başlarlar. Bu öylesine muhteşem bir ilhamdır ki, farklı kalemlerin çoğu kez ortak cümleler kullandıkları görülür. Ardından da, çoğu gözden düşmüş birkaç gönüllü demeç görevlisi bulunur ve nihayet televizyon programlarıyla kampanya kemale erdirilir. Gerilim, kaos, çatışma, hukuksuzluk saçan; bol yalanlı, çarpıtmalı kampanyalar böyle üretilir. Eğer savcı oradan birkaç malzeme alıp kapatma davası dosyasına koymuşsa da ‘tadından yenmez’... AK Parti hakkındaki kapatma iddianamesine konu olan iddialar, bu kampanyaların zehirli meyveleridir. Şimdi, Dışişleri Bakanı Ali Babacan aleyhinde başlatılan kampanyanın amacı da budur. Tıpkı CHP’nin dinlendiği iddiası gibi... İddianın servis ediliş biçimi ve tercih edilen gazeteler gösteriyor ki bu olay da dört başı mamur bir kampanya olarak planlanmıştır. Yine CHP, yine aynı grubun gazeteleri... Ancak işi çoğu kez yaver giden Baykal bu kez sadece yanılmakla kalmadı aynı zamanda yıllardır kendisine yakın çalışan medya organları, onların yöneticileri ve köşe yazarlarıyla arasında oluşan amaç birlikteliğinin de kurbanı oldu. Mal varlığı tartışmasında da yine aynı gazetelerin hazırladığı tezgaha atlamış, Başbakan’ı sıkıştırayım derken kendi malvarlığını açıklayamamıştı. Baykal’ın eşinin malvarlığı hala belli değildir ve bu da birgün mutlaka yeniden açılacak o dosyanın karanlık noktası olarak kayıtlara geçmiştir. CHP lideri şimdi, burun kıvırdığı, ‘dinci’ diyerek aşağıladığı Vakit gazetesinin açtığı yola düşünmeden dalan medyadaki arkadaşlarının oyununa geldi. Her defasında yanına kár kalan, yalanlı çarpıtmalı kampanya bu kez dönüp kendisini vurdu. Oysa muhalefet emniyetli, toplum desteğini almak açısından cazip bir yerdir. Bir parti, bir lider kendisini muhalefette böyle acınacak duruma düşürmemeliydi. Son birkaç seçimde toplum nezdinde zaten tartışmalı olan ana muhalefet partisinin derinliği, muhalefet kalitesi, güvenilirlik şimdi artık kabil-i muhatap olmaktan da çıkmıştır. Bundan sonra taraftarları bile partilerine inanmakta güçlük çekecektir. Nitekim, iki-üç gündür dinlenme olayında Baykal’la yol arkadaşlığı yapan, olayı manşetlere taşıyan yol arkadaşları dünden itibaren CHP liderinin ve Sav’ın istifasını istemeye başladılar. Üstelik, gülünç duruma düşen aslında bir şekilde oyuna getirdikleri Baykal’la alay etmekten de geri durmadılar. Demek ki sadece Baykal kaybetmedi, ‘CHP-yandaş medya ittifakı’ da ağır bir yenilgi aldı. Elbette Baykal’ın özür dilemesi ve durumunu gözden geçirmesi; Sav’ın da peygambere hakaretten kalan istifa borcuna dinleme yalanını da ekleyerek dakika geçirmeden siyaseti bırakması gerekir. Yoksa, bu olay parti içinde zaten sıkıntılı günler geçiren Baykal-Sav ikilisinin peşini bırakmayacaktır. Ancak... Sadece ikisi değil, onları bu yola sürükleyen, amiyane tabirle ‘gaz’ veren, gazeteci gibi davransalar gerçeği görecekleri halde, ‘yürüyün arkanızdayız’ desteğiyle onları ateşe atan medya yöneticilerinin de istifa zamanı geldi. Danıştay saldırısından başlayan, mal varlığında, atv- Sabah ihalesinde, başörtüsü ve içki kampanyalarında şahlanan ve kapatma davasında artık ar-haya boyutunu aşan kampanya kardeşliğinin medyadaki suç ortakları da önce özür dilemeli ardından istifa etmelidirler. Bu gazeteler ve televizyonlar özellikle son iki yılda CHP basın bürosu gibi çalışmaktadırlar. En az CHP yönetimi kadar ortaya çıkan rezaletin sorumlusudurlar. Kamuoyundan özür dilenmesini ve sorumluluk emaresi adımları bekliyoruz... Takip de ediyoruz.
<< Önceki Haber SADECE BAYKAL DEĞİL MEDYADAKİ DOSTLARI DA... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER