Osmanlı'nın ayağının tozu olamazsınız...


Öncelikle... "Kubbelerde uğuldar Baki/Çeşmelerden akar Sinan/An gelir -La ilahe illallah- Kanuni Süleyman ölür..." Sonra... "Bize ne başkasının ölümünden diyemeyiz/Çünkü başka insanların ölümü/En gizli mesleğidir hepimizin/Başka ölümler çeker bizi/Ve bazen başkaları/ölümü çeker bizim için..." Şimdi... Ertuğrul Osman öldü. Rahmetlinin cenaze merasimine katılımın yüksek olması bir kısım çevreleri ve Osmanlı düşmanlarını rahatsız etti. Milletin Osmanlı'ya saygısının "Saltanat goygoyculuğu" anlamına geldiğini söyleyenler oldu. Oysa bunu söyleyenler "Saltanat goygoyculuğu"nun ne olduğunu bilmezler. Bu deyimin patenti Nuray Mert'e aittir. Ondan öğrenmiştir. Bu milletin Osmanlı'yı sevmesi, tarihine sahip çıkması milletin saltanat istediği anlamına gelmez. O iş bitti. O devir bitti. O saltanat bitti. Gitti gelmez Nazo gelin! Bu millet Osmanlı'yı sever ilay-ı kelimetullah için çabaladığı için. Bilir misin nedir ilay-ı kelimetullah? Allah'ın ismini yüceltmek, İslam dinini yaymak... Kim ilay-ı kelimetullah için harp ederse, o Allah yolunda savaşmış olur. (Hadis) Osmanlı'ya elbette saygı göstereceğiz. Bu saygı putperest atalarımıza olan saygı anlamında değildir. Osmanlı sadece çok uluslu bir toplum kurduğu ve bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'nden bile daha çok bütün dinlere ve kültürlere saygı gösterdiği için saygıya değer. Osmanlı'dan başka bütün imparatorluklar yıkıldıktan sonra bile işgal ettikleri yerlerde saltanatlarını sürdürüyorlar. Bakınız, Sovyet İmparatorluğu, bakınız Britanya İmparatorluğu... Dostum... Olay saltanat goygoyculuğu değil. Vatandaş sevgisini gösteriyor. O kalabalık milletimizin Osmanlı'ya olan vefa duygusunun yansıması o kadar. Yoksa kimse aman Cumhuriyet gitsin saltanat geri gelsin, Osmanoğulları'ndan biri başa geçsin padişah olsun demiyor. Diyorsa zaten cehaletini ortaya koymuş oluyor! Murat Bardakçı doğru yazdı: "Artık Osmanlı Hanedanı değil, Osmanoğlu ailesi var." Kimse Osmanlı Hanedanı mensuplarını evliya sanmıyor. "Büyük Osmanlı Ailesi" demek hiçbirimizin ailesini küçültmez. Elbette Allah katında Abdülhamit'in torunu olmakla terzi Recai'nin torunu olmak arasında fark yoktur. Bir cenaze merasimine katılımın yüksek olmasından Türk milletinin "Soylu yalakalığı" ya da "Hanedan tapınıcılığı" anlamına gelmediğini nasıl anlatsak da anlasanız! Can Dündar, Karacoğlan gibi... Can Dündar'ın durumu tam da Karacaoğlan'ın "Acem Kızı" türküsünde söylediği gibi. Kurtlar Vadisi'nde sık sık çalınırdı bu türkü... "Ak göğsün arası zemzem pınarı/içsem öldürürler, içmesem ölürüm." Bir de şu var: "Güzel sevme derler nasıl sevmeyim/Sevsem öldürürler sevmesem öldüm." Şimdi... Can Dündar'ı İranlı sevgilisini bir teknede öperken "Can boğazdan gelir" başlığı ile Habertürk Gazetesi bastı ya, bu ve buna benzer haberler Habertürk Gazetesi çıkmadan önce söylenen "Operasyon gazetesi olacak" yorumlarını doğru çıkarıyor. Sebebi ne olabilir: 1- Türkiye ilk defa Ergenekon örgütünü Dündar'ın programında duydu. Erol Mütercimler, Can Dündar'ın 7 Ocak 1997 yılında Show TV'de yayınlanan programda "Ergenekon örgütü adlı yasadışı yapılanmayı General Memduh Ünlütürk'ten duyduğunu" söyledi. 2- Can Dündar, HSYK üyesi Ali Fuat Ertosun'un Sabancı Suikastı sanığı Mustafa Duyar bağlantısını deşifre etti. 3- Tabii ki Mustafa... Can Dündar'ın Mustafa filmi ile Tanrı Atatürk'ü insanların hizasına getirmesi... Bu günahlar Can Dündar'ın Habertürk adlı operasyon gazetesi için hedefe konmaya yeter de artar bile. Ama sıkma canını Can Dündar, ne demiş Can Yücel: "Bir insanı herhangi biri kırabilir ama bir tek sevdiği acıtabilir." Rahmi Turan geyiği... Türk basınında 'asparagasın kralı' şüphesiz Rahmi Turan'dır. Rahmi Turan geçenlerde asparagas konulu bir yazı yazdı. Oysa bu konuda yazacak en son kişi Rahmi Turan olmalıdır. Neyse yazdı bir şeyler. O yazıyı okuyunca, rahmetli Ferdi Yücedağ'ın anlattığı bir hatıra geldi aklıma. Rahmi Turan, Tan Gazetesi'ni yönetirken tiraj almak için İmam Şibli'nin "Cinlerin Esrarı" adlı kitabını dizi şeklinde yayınlamaya başlarlar. Gazete gerçekten tiraj alır. Hem de ciddi bir tiraj. Ama 15 günün sonunda kitap bitmiştir. Rahmi Turan ve arkadaşları tirajdan olmamak için oturup "Cinlerin Esrarı"nın devamını yazarlar. Turan "Sakallı bebek" asparagasının da babasıdır. Öyle veya böyle Tan Gazetesi ile basın tarihimize geçmiştir. Allah'ım o ne başlıklardı öyle. İlk sayısının manşetini dün gibi hatırlıyorum: "Özal donsuz günler istedi..." Neyse devamı yazmaya değmez...
<< Önceki Haber Osmanlı'nın ayağının tozu olamazsınız... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER