28 Şubatçıların cenazesini hatırlayan çıkar mı?


Erbakan'ın vefatı, bu 'post vahşi darbe'yi hafızalarımızda bir kez daha tazeledi. 28 Şubat'ın üzerinden tam 14 yıl geçti. Bu 'post vahşi darbe' tarihin karanlık dehlizlerinde ve cehennemin dibindeki yerini aldı. Yalanın, iftiranın, düzenbazlığın ve senaristliğin zirve yaptığı bu dönemi, bugün herkes büyük bir yüz karası olarak hatırlıyor. Tarihe de yüz karası olarak geçecek. 28 Şubat, bütün kimliklerin, bütün niyetlerin bir bir ortaya döküldüğü, herkesin ipliğinin pazara çıktığı bir süreç olarak hatırlanacak. Çünkü, demokrat kılıklı düğmecilerin, leylim leyci demokrasi havarisi şarkıcıların içlerinde gerçekte neler taşıdıklarının çok güzel ortaya çıktığı bir dönemdi 28 Şubat... Elinde silah olanların, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay gibi ülkenin yüksek yargısını ayaklarına çağırıp brifing vermeleri bile hakkın ve adaletin nasıl ortadan kaldırıldığının en büyük ispatıydı. Daha önce 27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta, 12 Eylül'de yaptıkları gibi 28 Şubat'ta da yitik kuşaklar oluşturdular. Yüz binlerce zeki, başarılı, bu ülkeye hizmet etmeye namzet gençlerin hayatlarını bozuk para gibi harcadılar. Dindarları ötelediler, dışladılar, yokluğa ve yoksulluğa zorladılar. Dindarları ısrarla yer altına itmeye çalıştılar ama bu ülkenin feraset ve irfanla beslenmiş insanları bu tuzağa düşmedi. Turgut Özal'ın cenazesinde olduğu gibi dün Erbakan'ın cenazesini görünce hangi 28 Şubatçının cenazesi böyle olacak diye düşünmeden edemiyor insan. Güven Erkaya'nın cenazesini hatırlıyor musunuz? Elindeki silahla, devlet gücüyle çalım satanların, elindeki silahı kaybedince nasıl da bir hiç haline geldiğini hepimiz gördük. 28 Şubat'ın o omzu geniş kudretli paşalarını bugün kimse hatırlamıyor bile. Hatırlayanlar da en iyi ifadeyle büyük bir sevgisizlikle hatırlıyorlar. Hiçbir yürekte sevgi ihtiva eden sözcüklerle anılmıyorlar ve hiçbir zaman da anılmayacaklar. Tıpkı Mısır'ı, Tunus'u, Libya'yı yönetenler gibi... Onlar kendi ülkelerinde en sevilmeyen insanlar olarak anılıyordu. 28 Şubat'ın kahramanları gibi onları da, hem halkları hayırla yâd etmeyecek hem de tarih iyi cümlelerle hatırlamayacak. Çevik Bir, Teoman Koman, Güven Erkaya, Erol Özkasnak, Kemal Yavuz, İsmail Hakkı Karadayı ve benzerleri üniformalarını çıkardıkları gün kimsenin yüzüne bakmadığı birer figür haline geldiler. Ama onların haksız uygulamalarına maruz kalanlar milletin gönlünde yerini aldı. Onlar halkın gönlünü kazanmak için, hak ve hakikati anlatmak için çaba gösterirken, elinde silah olanlar gücün verdiği şımarıklıkla, küstahlıkla hareket etti. Bu küstahlık da günü geldi hakkın yıkılmaz duvarına öyle bir tosladı ki, un ufak oldu. İletişimin bu denli yaygınlaşması, haberdar olmanın bu denli kolaylaşması halkın tercihlerini çok daha önemli hale getirdi. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki gelişmeler de gösterdi ki, 21. yüzyıl bir kamu vicdanı asrı olacak. Devlet gücüyle, silah gücüyle, iktidar gücüyle ayakta durmak artık mümkün değil. Halkın tercihi, gücü yendi.
<< Önceki Haber 28 Şubatçıların cenazesini hatırlayan çıkar mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER