600 Hiroşima, 600 Nagazaki…


Hüseyin’in mesajıyla uyanıyorum: “Canlı yayında tsunami Japonya kıyılarını yutuyor”… Televizyonu açıyorum… Ülkenin doğu kıyısından 125 kilometre uzaklıkta, okyanusun dibinde 8,9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldiğini öğreniyorum… Ayaklanan dağ silsilelerini andıran tsunami, sahiden de Japonya’nın ulaştığı her yanını yutmakta, Pasifik adalarının boyundan bosundan çok daha iri olduğu için onları da istila ederek ilerlemekte… Tsunami dalgalarının hareket halindeki jetlerin hızıyla yarıştığını öğrenince, dehşetim daha da artıyor… *** Bugüne kadar bildiğimiz en büyük deprem, 1960 yılında Şili’de 9,5 büyüklüğünde, 5 bin 700 kişinin öldüğü deprem… Zaten daha ötesi de yok, çünkü depremin şiddeti 10’u geçer ise yer kabuğunun da şekli değişiyor… Japonya’da dün sabah öğrendiğimiz deprem dünyanın en büyük beşinci depremi… Büyük depremlerin hepsi Pasifik bölgesinde gerçekleşiyor; bu nedenle Pasifik “ateş çemberi” adıyla da anılıyor… Aktif fay hatları üzerindeki Japonya da bu nedenle depremlere alışkın bir ülke… Dünyada yaşanan 6 ve üstü büyüklükteki depremlerin yüzde 20’si bu ülkede meydana geliyor. Ancak bu kez Japonya, kendi tarihinde, 140 yılın en büyük depremini yaşadı. 1923 yılında meydana gelen 7,9 büyüklüğündeki depremde, Tokyo bölgesinde 140 binden fazla kişi ölmüştü. *** Deprem büyüklüğündeki her bir artış, açığa çıkan enerjinin 32 kat daha fazla olması anlamına geliyor. Japonya’daki dünkü deprem sırasında da yaklaşık 600 atom bombası büyüklüğünde bir enerji açığa çıkmış bulunmakta… Atom bombası denince, 6 Ağustos 1945 sabahı Hiroşima’ya atılan bomba aklıma geliyor… 1945 yılının sonuna kadar Hiroşima’da atom bombası saldırısından dolayı yaklaşık 140 bin kişi hayatını kaybetmişti. Üç gün sonra 9 Ağustos’ta ikinci atom bombası Nagasaki’ye atıldı. 74 bin kişi hayatını kaybetti ve binaların yüzde 36’sı tamamen yok oldu. Nagasaki Belediyesi’nin 2007 yılında yayınlanan resmi listesine göre, o an öldürülen veya daha sonra atom bombasının etkisiyle ölenlerin toplam sayısı 143 bin 124’e ulaştı. Dün sabah sanki 600 bomba Hiroşima’ya, 600 bomba Nagazaki’ye atılmış gibi… Doğanın çıldırmış enerjisi, bir tenis topunu elinde tutan King Kong gibi yürüyüp gidiyor… Endonezya’nın en aktif volkanlarından biri faaliyete geçti bile... Sulavesi adalar zincirindeki Siau’da bulunan 1784 metre yükseklikteki Karangetang yanardağı lav ve gaz püskürtmeye başladı. ABD’nin Alaska eyaletindeki Tsunami Uyarı Merkezi, ABD ve Kanada’nın batı kıyılarının tamamını kapsamak üzere tsunami alarmı verdi. 50’ye yakın ülkenin tsunamiden etkilenebileceği bildiriliyor. *** Deprem sadece doğayı, toplumu, insanları, yaratılan değerleri değil, Japon para birimi Yen ile Japon ekonomisini de vuruyor… Yen anında değer kaybediyor, 5,5 trilyon dolarlık Japon ekonomisinin de en iyimser ihtimalle yüzde 1’nin tsunami mağduru olacağı söyleniyor… Böyle büyük bir insanlık felaketinin uzun vadede inşa çalışmalarından ötürü büyüme için olumlu sonuçlar vereceğini ve Japonya’nın durgunluk sorununu aşmasına yardımcı olacağını söyleyen fazla soğukkanlı iktisatçılara da rastlanıyor… *** Yerküre, doğanın deli enerjisiyle sarsıldı ve ağır bir şekilde hırpalandı… Japonya felaketi o bencil soruyu gün boyunca gündeme taşıdı… Bize de bir şey olur mu? Bu depremin İstanbul’da olması halinde kentin yüzde 60’ının yok olacağına dair yorumlara da rastladım… Japonya gibi doğanın ve depremin dilini neredeyse onun kadar iyi konuşacak ölçüde öğrenen bir ülkede böylesi sonuçlar doğuyor ise, “din, ırk ve mezhep” sınıflaması dışında hiçbir şeye aldırmayan bize neler olmaz ki… Tüm insanlık âlemine geçmiş olsun…
<< Önceki Haber 600 Hiroşima, 600 Nagazaki… Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER