İnanmayacaksınız, ama buranın da Selimiye’si var...


JOHANNESBURG (Güney Afrika) En hızlı uçakla Türkiye’den Güney Afrika’ya dokuz saatte varılıyor. Dokuz koca saat... Öyle her istediğinde katedeceğin bir mesafe de değil, ucuz da... Buna rağmen son yıllarda yolunu Afrika’nın bu en uç noktasına düşürmüş, bazısı yerleşmiş, çoğu parasını ve emeğini buraya yönlendirmiş insanlarımızın sayısı hiç de azımsanacak gibi değil... Sessiz, kendi halinde bir ülke burası; ırklar arasında en katı ayrımcılık yapılırken birdenbire aradaki duvarların yıkılmasına karar verildiği için herkese kendisini rahatça toplumun diğer unsurlarıyla bir arada yaşayabileceğini hissettiren bir ülke haline dönüşmüş... Kimi halıcılık yapıyor buraya yerleşen Türklerin, kimi sanayi ürünleri pazarlıyor, kimi de mermer satıyor. Hepsi durumlarından memnun. Kendisi de 15 yıldır burada yaşayan bir Türk, “Bazen memleket hasreti yüzünden dönenler oluyor; gidiyor, bu defa burası burnunda tüttüğü için yeniden geliyorlar” dedi bana. Zorlu ve Koç gibi büyük yatırımcılar da Güney Afrika’ya yatırım kuyruğunda... Ali Katırcıoğlu’nun öyküsü ise çok farklı. Akseki’nin bir köyünden önce İzmir’e, sonra İstanbul’a göçmüş, çoluğunu-çocuğunu geçindirecek parayı fazlasıyla kazanmış biri o; şimdi burada kendi imkânlarıyla kocaman bir cami inşa ediyor... Nizamiye adı verilen caminin temelinin atılması üzerinden sadece iki yıl geçmiş; Edirne’deki Selimiye Camii’nin planı kullanılarak inşa edilen dev eser neredeyse bitmek üzere... Mermerleri, çinileri, vitrayları gibi önemli malzemeleri Türkiye’den getirilmiş caminin... Onunki bir gönüllüler hareketi sevdası: “Önce ABD’ye şöyle görkemli bir cami düşüncem vardı; Hocaefendi, ‘Sen en iyisi Güney Afrika’ya git, camiyi orada yap’ dediği için buradayım...” Her şeyi özetleyen bu cümle 74 yaşındaki Ali Katırcıoğlu’nun... Burada herkes kendisinden ‘Uncle Ali’ diye söz ediyor. Olağanüstü ilgi görmüş iki yılın bütününü geçirdiği Güney Afrika’da. Nelson Mandela’yı ziyaret etmiş; ondan “Bizde hasta çok, bir de klinik yap” öğüdü gelince projeye küçük çaplı bir hastane de eklemiş... Böylesine büyük bir özgüven doğrusu göğsümü kabarttı. Sinan’ın olgunluk eseri Edirne’deki Selimiye Camii tarzında, her şeyi ile Türkiye’yi hatırlatan bir büyük eseri Johannesburg’un Midrand semtine konduran Ali Katırcıoğlu ve kendisine omuz verenler ne büyük bir hizmet gerçekleştiriyorlar. Gördüğüm ve dinlediklerime ben inanamadım, korkarım bu yazdıklarıma da sizler inanmayacaksınız. Proje içinde orta ve lise eğitimi verecek bir okul, Müslüman öğrencilerin dinlerini öğreneceği bir medrese var zaten. Öğrencilerin kalacakları yurtlar ve her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak altyapı da... “Osmanlı’da külliyenin yanında kabristan da olurdu” dediğinde, yerel yönetim, “Peki” demiş... “Buranın politikacıları doğru, dürüst ve hayırlı olan her hizmete destek çıkıyor” dedi Ali Bey... Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gezisinin ikinci günü yapılan ‘Türkiye-Güney Afrika Ekonomik Forumu’ vesilesiyle verilen yemeğe katılan dünyanın bir ucundaki bu ülkeyi mekân tutmuş işadamları hayatlarından mutlu görünüyordu.
<< Önceki Haber İnanmayacaksınız, ama buranın da Selimiye’si var... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER