Ne zaman, kimler yaptı bu mağaraları?


Yıllardır terörle mücadele ediyoruz. Ne zaman bir karakol baskını olsa, teröristlere sıcak takip yapıldığı, sınırın geçildiği ve Kuzey Irak'taki kamplarının bombalandığını okurduk. Bir de "bire on" dengesi yakalanana kadar yüksek sayıda terörist öldürüldüğünü ve "şehitlerin intikamının alındığını" duyardık... Teröristlere barınma imkânı sağlayan Barzani ve Talabani kaç kere hain ilan edildi hatırlamıyorum bile... Bir de ABD karşıtlığı gelişti... "İsrail destekliyor" deniliyordu... Şimdi sormak lazım Hakkâri, Şırnak ve Cudi'deki bu 3 katlı, 4 katlı, 7 katlı mağaraları kim kazdı? Barzani mi, İsrail mi? Neden bunca yıl fark edilmediler? Neden bu mağaraların olduğu bölgelere 15 yıldır hiç girilmedi? Madem içeride bu kadar çok 'Kandil'cik vardı, o sınır ötesi takipler nedendi? Anlamak mümkün değil. Makine desteği ve insan emeği ile inşa edilen bu dev sığınaklar yapılırken istihbarat alınamadı mı? Her karakol baskını sonrası sır olan teröristler, yıllarca buralarda nasıl saklandı? Ya da biliniyorduysa (ki Hakkâri'de 3 kampın varlığını BUGÜN Gazetesi aylar önce manşetten duyurdu) şimdiye kadar buralara tek bir hava operasyonu bile neden yapılmadı? Profesyonel ordu farkı Terörle mücadelede son dönemde alınan başarılar, yıllardır savunulan bir gerçeği daha haklı çıkardı. Profesyonel özel birliklerle hava destekli, anlık istihbarata dayalı nokta operasyonlar, başarılı sonuçlar veriyor. Alan hâkimiyeti adı altında gelişigüzel sahaya yayılmadıkları için bu kez pusuya düşmüyorlar. Bundan çıkarılacak dersle, derme çatma, açık hedef halindeki sınır karakolları da kaldırılır umarım. Son olarak bir gerçeğin daha altını çizmekte fayda var. KCK operasyonları başarıya ulaştıkça, Kandil ve içeridekiler arasındaki irtibat kesildikçe terör örgütünün hareket alanı daralıyor. Demek ki KCK operasyonları zamanında yapılsaydı, birçok kanlı eylem gerçekleşmez ve bölge halkının iradesine ipotek konmazdı. Sivilleşme adımları atılmalı Gelinen noktada bu yapılanlarla yetinmek, terör örgütüne yeniden toparlanma fırsatı vermek olur. İstihbarat örgütleri ve güvenlik birimleri ortak hedefe odak olmayı sürdürmeli. Ama daha önemlisi, Kürt sorunu ile ilgili atılması gereken demokratik adımlar, işte terör örgütünün bu en zayıf anında gerçekleşmeli. Sivil yönetim, öğrenim hakkından bireysel özgürlük alanlarına, ekonomik açılımlardan sosyal atılımlara kadar üzerine düşeni ivedilikle gerçekleştirmeli. Dağa çıkışın yolları kapatılmış ve terör örgütünün istismar silahları tamamen elinden alınmış olur. Silahlı mücadele ve hatta örgütün varlığı büsbütün anlamını yitirir... Uzlaşma kaygılandırıyor! Siyasetteki gerilimlerin sona ermesi için yakın zamana kadar herkes, çıkarılacak yasalarda partiler arası uzlaşma öneriyordu. Temel olarak bunun üç nedeni vardı. Krizden çıkmaya çabalayan ekonomimiz siyasi gerilimlerden menfi etkilenmesin, uzlaşma arayışı yasalardaki kuşatıcılığı artırsın ve farklı görüşleri temsil eden partiler yanlışta uzlaşamayacakları için yasalar tek yanlı ele alınmasın... Aslında demokrasilerin temel kuramlarından birisidir uzlaşma arayışı. Türkiye son dönemde bunun güzel örneklerini vermeye başladı. Ne var ki, bu aydınları rahatlatmak yerine kaygılandırmaya başladı. Neden mi? İlk olarak, Meclis'teki tüm partiler 6 ay önce çıkardıkları Şike Yasası'nı değiştirmekte uzlaştılar ve cezaları neredeyse caydırıcılıktan çıkardılar. İkinci olarak, tüm partiler milletvekillerine kıyak emeklilik ve zamda anlaştılar. Vekiller kendilerine bonkör Asgari ücretliye yüzde 3 zammın verildiği, emekliye yüzde 4 zammın verildiği ülkemizde, milletvekili emeklisinin maaşı 7 bin 700 liraya yükseldi. Halen Meclis'teki emekli vekiller ise ayda 19 bin 700 lira alacak. Bir dönem milletvekilliği de yapan gazeteci Nazlı Ilıcak önceki akşam BUGÜN televizyonundaki programımda ilginç bir çıkış yaptı. Kendisi de faydalanacağı halde, kıyak zamma tepkisini dile getirdi. Siyaset kurumunun vatandaş nezdindeki itibarını zedelediğini, Meclis'te olsaydı "evet" demeyeceğini söyledi. Üzerinde düşünülmesi gereken bir husus... Bu iki uzlaşmaya dikkat! Halkın referandumda ezici çoğunlukla onayladığı demokratik reformlarda bile uzlaşamayan partilerin, son dönemde aldıkları ortak tavır umarım sizleri de kaygılandırmaz. Bu arada iki konuda daha uzlaşmaya dikkat çekmekte fayda var. Tüm partiler Fransa'ya sert tepki konusunda uzlaştı. Bir de Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda şu ana kadar her şey uzlaşma içinde ilerliyormuş...
<< Önceki Haber Ne zaman, kimler yaptı bu mağaraları? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER