Akciğerde görülen her nodül kanser değil, ancak ihmal de edilmemeli

Akciğerde görülen her nodül kanser değil, ancak ihmal de edilmemeli

Son yıllarda akciğerlerinde nodül tespit edilen hasta sayısında artış yaşanıyor. Üç santimetreden küçük olan akciğer dokusu içindeki nodüller, sağlıklı bireylerde görülebildiği gibi kanser ihtimali bulunanlarda da ortaya çıkabiliyor. Genç yaş grubunda da görülebilen akciğer nodülündeki artışın nedenlerinden biri de Bilgisayarlı Tomografi (BT) cihazları. Görüntü kalitesi artan BT cihazları akciğerdeki nodülü milimetrik çapta iken tespit edebiliyor. Ancak erken teşhis açısından önemli görülen BT cihazları doktorların işini hem kolaylaştırıyor hem zorlaştırıyor. Çünkü genç ve yaşlı sağlıklı bireylerde de görülebilen nodüller milimetrik boyutta ise hasta iki yıl süren takip altına alınıyor. Takip sonrası belli bir boyuta ulaşan nodül tetkik edildikten sonra iyi veya kötü huylu olduğuna karar veriliyor. Şu an birçok hasta akciğerinde tespit edilen ancak iyi veya kötü huylu olduğu bilinemeyen nodüller yüzünden belirli zamanlarda kontrol ediliyor. Akciğer nodüllerini çapı üç santimetreden küçük akciğer dokusu içinde yer alan lezyonlar olarak tanımlayan Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Görgüner, akciğerde görülen her nodülün kanser olmadığını ancak ihmal de edilmemesi gerektiğini söyledi. Akciğerdeki kötü huylu nodülün erken evrede tespit edilmesi durumunda hastanın yaşam süresinin uzadığına dikkat çeken Görgüner, "Özellikle bilgisayarlı tomografinin yaygın kullanılması ile birlikte son yıllarda giderek daha sık görülen ve çoğu kere tesadüfen ortaya çıkan bu nodüller kanser şüphesi taşımaları nedeni ile vatandaşlarımızın haklı olarak korkmasına yol açmaktadır. Oysa yapılacak iyi bir inceleme ile gereksiz yere yapılacak pek çok tetkikin hatta ameliyatların önüne geçebilmek mümkündür. Böyle bir nodül saptandığında yapılacak ilk iş iyi bir klinik muayene ve radyolojik değerlendirme olmalıdır. Hekim olarak nodülleri değerlendirirken kişinin şikâyetleri, yaşı, sigara içip içmediği, başka bir organında kanser tanısı alıp almadığına kadar detaylı bilgi sahibi olunmalıdır. Sigara içmenin kanser için ciddi bir risk faktörü olduğu unutulmamalıdır." uyarısında bulundu. İyi huylu olduğuna karar verilen nodülün takip edildiğini ya da bazı şartlarda ameliyatla çıkarılabildiğini kaydeden Görgüner, kötü huylu olduğu düşünülen bir nodülün ise hastanın durumunun müsait olduğu durumlarda zaman kaybedilmeden ameliyatla çıkarılması gerektiğini dile getirdi. Görgüner şu önerilerde bulundu: "Varsa geçmiş döneme ait eski akciğer filmleri burada çok işe yaramaktadır. İki yıldan daha eski bir filmde nodül aynı şekilde hiç değişmeden duruyorsa hiçbir ileri inceleme ve takibe gerek dahi olmayabileceği iyi bilinmelidir. Bu nedenle vatandaşlarımızın geçmişte yaptırdıkları bütün tetkikleri ve çektirdikleri filmleri bir dosya haline getirerek saklamalarında büyük yarar vardır. Son zamanlarda yaygın bir şekilde kullanılan ve metabolik bir görüntüleme tekniği olan Pozitron Emisyon Tomografisinin (PET), iyi ve kötü huylu nodüllerin ayrımımda yararlı olmakla birlikte, yanlış pozitif veya yanlış negatif sonuçlar verebilmektedir."
<< Önceki Haber Akciğerde görülen her nodül kanser değil, ancak ihmal... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER