Bir Zamanlar Çocuklar Oyuncaklarını Kendileri Yapıyordu

Bir Zamanlar Çocuklar Oyuncaklarını Kendileri Yapıyordu

Zehra Aydın - Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOPÜ) tarafından, yetişkinlerin çocukluklarında oynadıkları oyun ve oyuncakları tespit etmeye yönelik yapılan araştırmada, eskiden çocukların oyuncaklarını kendileri el emeğiyle yaparken, günümüzdeki çocukların neredeyse hiçbir oyuncağını kendilerinin yapmadığı belirlendi. GOPÜ Meslek Yüksek Okulu Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Görevlisi Saide Alma, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuk gelişimi ve eğitimi bölümü öğrencileriyle oyun konusuna dikkati çekmek, geçmişte var olan oyun ve oyuncaklarla günümüz oyun ve oyuncaklarının kıyaslanmasını sağlamak amacıyla ''Geleneksel Çocuk Oyuncakları Çalışması'' yaptıklarını ifade etti. Yapılan çalışmada eski oyuncakların tıpatıp aynısının yapılmaya çalışıldığını ifade eden Alma, ''Yaptığımız çalışma çerçevesinde 45–50 yaş üzeri yetişkinlerle kendi çocukluklarındaki oyunları ve oyuncakları konusunda da bir anket çalışması yaptık. Böylece eski oyun ve oyuncakları değerlendirme imkanı bulmuş olduk'' dedi. Araştırmada belirledikleri kıl top, sapan, aşık, bez bebek, beşik, topaç, kızak ve araba gibi oyuncakların tıpatıp aynısını yaptıklarını anlatan Alma, şu bilgileri verdi: ''Çocuklar oyuncaklara günümüzde olduğu gibi kolay ulaşamıyorlarmış ve bu oyuncakları ellerindeki malzemeleri kullanarak genelde kendileri yaparlarmış, oyuncakları zarar gördüğünde de kendileri tamir ederlermiş. Sanayinin bu kadar gelişmediği yıllarda kırsal kesimde yaşayan çocuklar, toplarını hayvanların kıllarından yaparlarmış. Hayvanlar tarandığında elde edilen ince tüyler biriktirilip, sıcak su ile sıkıştırılarak yuvarlak hale getirilirmiş. Zurna ya da düdük olarak adlandırabileceğim oyuncak ise kavak ağacının kabuğunun sarılması ile elde ediliyor. Kabuk yaşken çalabiliyor. Erkek çocuklar arabalarını boş tenekelerden, tahtalardan, pancardan, kabaktan yaparlarmış. Kız çocuklar ise bebeklerini bir çıtanın üstünü kumaşlarla kaplayıp değişik elbiseler dikerlermiş.'' Bu çalışmayı yapmalarının amacının çocuk gelişimi bölümünde okuyan öğrencilerin eski oyuncakları tekrar gözden geçirmelerini sağlayarak eski oyun ve oyuncaklar ile günümüz oyun ve oyuncakları arasındaki farkları bulmalarını sağlamak olduğunu anlatan Alma, ''Bu amaçla bir sergi açtık ve bütün çocuk gelişimi bölümü öğrencilerinin katıldığı sergide oyuncaklarımızı tanıttık. Çalışma öğrencilerimize oyun ve oyuncak kavramları konusunda bilinç ve farkındalık kazandırma konusunda yardımcı oldu'' dedi. Yapılan anket çalışmasında oyunun aslında yaşının olmadığını da gösterdiğini ifade eden Alma, ''Bazı oyunlar 20–25, belki daha ileri ki yaşlarda bile oynanıyorken, şimdilerde oyun sadece ilköğretim birinci kademe için geçerli bir etkinlik olarak düşünülüyor. Anket sonucunda ise çalışmamızda günümüzde neredeyse oynanmayan, özellikle şehir yaşamı içinde ve çocuklarımız tarafından bilinmeyen 'aşık', 'çelik-çomak', 'yüzük kimde', 'ala dana bula dana' gibi bazı oyun ve oyuncaklar üzerinde durduk'' diye konuştu. -''ÇOCUKLAR ARTIK OYUNCAKLARINI KENDİLERİ YAPMIYOR''- Günümüz oyun ve oyuncaklarının teknolojiye ve bilgisayara bağlı hale geldiğinin görüldüğünü anlatan Alma, şöyle devam etti: ''Çocuklar başkaları tarafından, onlar için üretilen oyun ve oyuncaklarla, başkalarının kurallarına göre oynamaktalar. Oyunun yapılandırılmasında çocukların söz hakkı neredeyse ellerinden alınmış durumda. Çocuklar artık güven içinde oynayacak geniş oyun alanları bulamadıkları için evde daha kısıtlı bir alanda oynamaktalar. Fakat evler koşmak, atlamak, zıplamak için çokta uygun mekanlar değil. Evde en kolay ve kimseden şikayet duymadan oynanabilecek oyun ise tabii ki bilgisayar oyunlarıdır. Tabii bu hareketsiz yaşam yüzyılın hastalığı olan obeziteyi ve diğer bazı problemleri yaygınlaştırıyor. Yani bir zincir var ve bu zincir birbirini etkiliyor. Çocukların oyuncaklarını kendilerinin yapmaları el becerilerinin gelişmesine yardımcı olurken, bir işe kendiliğinden başlama ve bitirmeyi öğrenmekteydiler. Ayrıca birçok şeyi oyun oynarken ya da oyuncaklarını yaparken keşfediyorlar ve öğreniyorlardı. Fakat şimdilerde çocuklar neredeyse hiçbir oyuncaklarını kendileri yapmıyor.'' Alma, oyun çocuğun zihinsel, sosyal, duygusal, bedensel, dil gelişimi olmak üzere tüm gelişim alanlarının katkı sağladığını ve oyuna gereken önemin verilmesi gerektiğini ifade etti. Oyun kavramının aslında düşünüldüğünün aksine çok önemli bir kavram olduğunu vurgulayan Alma, ''Oyun çocuğun işi, çocuk için bir ihtiyaç, gelecek yaşantısına hazırlık çalışması, çocuğun özgürlük alanı, öğrenme aracı, çocuklar için dinlenme ve eğlenme aracı, çocuğun istekle yaptığı bir iş olarak ifade edilebilir. Oyun ve oyuncak kavramları bu kadar basit kavramlar değildir. Toplum olarak oyuna gereken önemi vermeli, çocukların oyun haklarını iade etmeli ve oynamaları için uygun ortamlar hazırlamalıyız. Bu noktada ailelere, okullara, öğretmenlere, yerel yönetimlere büyük görevler düşmektedir'' diye konuştu. (ZHR-AHM-DOĞ-İSA)30.09.2011 10:45:26
<< Önceki Haber Bir Zamanlar Çocuklar Oyuncaklarını Kendileri Yapıyordu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER