Çay Sektörü Sorunları Ve Çözümü Toplantısı

Çay Sektörü Sorunları Ve Çözümü Toplantısı

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, ''Türkiye'de tarım sektörü bugün arzu edilen düzeyde değilse, bugün bir verimlilik sorunundan bahsediyorsak bunun temel nedeni tarım arazilerinin miras yoluyla babadan evlada geçerken bunun sürekli bir şekilde bölünmesidir'' dedi. Bakan Eker, Rize Ticaret Borsası'nda düzenlenen Çay Sektörü Sorunları ve Çözümü Toplantısında yaptığı konuşmada, çalıştayın hayırlı olmasını diledi. Yaklaşık 80 yıldır Rize'de kitlesel üretimi yapılan çayın bugün Türkiye'de 200 bini aşkın insanın üretimde bulunduğu bir ürün olduğunu anlatan Eker, ''Türkiye'nin, dünyanın sayılı çay üreticisi ülkeleri arasına girmesine yol açmış, ama tüketim bakımından dünyanın en çok çay tüketilen 4. sırasındaki ülke olmuşuz'' diye konuştu. Türkiye'nin 150 civarında tarımsal ürün ürettiğini ifade eden Eker, ''Ama 80 yıllık geçmişi olan bir ürünün dünyada kişi başı tüketim açısından 4. sıraya kadar yükselebilmesi ve dünyanın önemli üreticilerinden biri haline gelmemiz aslında anlamlı'' dedi. Çayın sadece bir tarımsal ürün olmadığını vurgulayan Eker, ''Kültürümüzün önemli bir unsuru. Edebiyatımızda, gündelik hayatımızda var. Etkinliklerimiz içerisinde olmazsa olmaz bir unsur haline gelmiştir çay. Tek başına içecekten öte anlamları var. Bizim için sadece ekonomik bir ürün, tarımsal bir ürün değil ondan öte hayatımızı süsleyen ve anlam katan bir ürün'' diye konuştu. -Yaş çayın yüzde 60'tan fazlası Rize'de üretiliyor- Üretilen 1 milyon 300 bin ton civarındaki yaş çayın yüzde 60'tan fazlasını tek başına Rize ilinin ürettiğini dile getiren Eker, şöyle devam etti: ''O nedenle bu toplantı, geliştiği ve büyük kısmının üretildiği Rize'de yapılıyor. Yaklaşık 4'te biri de Trabzon'da ve diğeri de Artvin, Giresun, Ordu, diğer Karadeniz vilayetlerinde üretiliyor. Bu şekilde 200 binin üzerinde üreticiyi doğrudan ilgilendiren ama tüketici itibariyle çok daha büyük kitleleri, bütün vatandaşlarımızı ilgilendiren böyle bir ürün elbette ki hayat içerisinde sorunlarla da karşılaşıyor. Bu hem kendi açımızdan hem de dünyayla ilişkilerimiz açısından ortaya çıkan sorunlar. Dolayısıyla bunların doğru tanımlanması, doğru teşhis edilmesi, bunlara uygun çözümler bulunması hedefimiz, amacımız. -Çayla ilgili hükümetin icraatları- Hükümetin çayla ilgili faaliyetlerini ve yaptıklarını sıralayan Eker, şunları söyledi: ''İlk kez 2003'ten itibaren üreticimize yaş çay karşılığı prim ödeme sistemi getirdik. 2003-2010 yılları arasında, hükümet olarak çay üreticisine destekleme tutarı olarak ödediğimiz para toplam 1 milyar 250 milyon lira. Bu, çay üreticisine destek olarak ödediğimiz nakit para. Desteklemeler 2003 yılında kilogram başına 5 kuruş olarak belirlenmiş, 2011 yılında da kilogram başına 12 kuruşa çıkarılmıştır. ÇAYKUR 2002 yılında müstahsilden alabileceği yaş çay kota miktarını dekara 965 kilogram iken 2011 yılı itibariyle dekar başına 1100 kilograma çıkarmıştır. Çay budama tazminatı ve masrafı olarak 396 milyon lira ödeme yapılmıştır.'' Özellikle yetiştiricilikle ilgili sorunlar olduğunu anlatan Eker, ''Burada hem ruhsatsız çay bahçeleri, hem hasatla ilgili sorunlar, hem yaprak kalitesinin bozukluğuyla, hem gübreleme ile ilgili özellikle plansız gübrelemeyle ilgili hem de gençleştirme budamasıyla ilgili sorunlar var. Bunları biz bir başlık altında yaş çay yetiştiriciliğiyle ilgili sorunlar olarak ele alıyoruz. Bunlar konuşulacak. Bu sorunlar tartışılacak, buna ait öneriler, çözümler geliştirilecek'' dedi. -''Kaçak çayla mücadele edilmeli''- Bakan Eker, üretim aşamasında da sorunlar olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: ''Özellikle çay fabrikalarındaki alet ekipman ve bunların standartlarıyla ilgili meseleler var. Bu da bu üretim sürecinin bir parçası. Mutlaka bunların değerlendirilmesi, bunlara dönük tedbirlerin geliştirilmesi lazım. Üretim safhasında kullanılan enerji kaynaklarının yer yer maliyetten kaynaklanan, örneğin düşük vasıflı kömür kullanılması nedeniyle ortaya çıkan olumsuz yan etkiler var. Çevre kirliliği var. Bunun yarattığı bir takım sorunlar var. Bunların konuşulması lazım. Ürün çeşitliliğinin çok arzu edilen düzeyde olmaması, yine üretimle ilgili üzerinde dikkatle durmamız gereken konulardır.'' Paketleme ve pazarlamayla ilgili sorunlar olduğunu belirten Eker, ''Kaçak çay diye tabir ettiğimiz bir çay var. Bunlarla mücadele edilmesi, bunlarla ilgili denetimlerin artırılması yine gündeme gelmesi gereken konulardan birisi. Üretilen çayların mevcut gıda kodeksine uygunluğuyla ilgili meseleler var. Bunun da burada dile getirilmesi ve buna ait yine çözümler üretilmesi gerekiyor'' diye konuştu. -Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesi- Eker, sadece çayla ilgili olarak değil ama Türk tarım sektörünün temel meselelerinden birinin, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesi meselesi olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ''Çay bahçeleri de, fındık bahçeleri de, diğer tarımsal alanların tamamı da bundan çok olumsuz etkileniyor. Türkiye'de tarım sektörü bugün arzu edilen düzeyde değilse, bugün bir verimlilik sorunundan bahsediyorsak bunun temel nedeni tarım arazilerinin miras yoluyla babadan evlada geçerken bunun sürekli bir şekilde bölünmesidir. Bu 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun'dan sonra Türkiye'de gelişen ve giderek olumsuz etkisi daha çok hissedilen Türk tarım sektörünün şu andaki en büyük problemidir bize göre. Biz de bu gerçekten yola çıkarak, başlangıç itibariyle, 59 ve 60. AK Parti hükümetleri döneminde 20 dekar bölünmeyle sınırlandırdığımız bu düzenlemeyi 61. hükümetin programına şu şekilde aldık, miras yoluyla tarım arazilerinin bölünmesinin kesin olarak önüne geçecek düzenlemenin hükümet programında yer almasını sağladık. Hükümetin eylem planında da var ve çok kısa bir süre içerisinde bu konudaki taslak bakanlar kurulumuza sunulacak.'' Eker, ''Çok küçük küçük, işletilemez, yürütülemez, verimli bir üretimi gerçekleştiremeyeceğimiz bir küçüklüğe, neredeyse halı büyüklüğüne inmiş bir yapıda verimli bir tarımsal üretimi sürdürmemiz mümkün değil. Hele hele rekabetçi bir tarımsal ürün gerçekleştirme imkanımız yok'' dedi. -Çay üretimi- Kalite açısından dünya çaylarıyla Türk çayını karşılaştıran Eker, şöyle konuştu: ''Güney Asya çayları, özellikle Hindistan bölgesindeki çaylar aşırı sıcak ve yüksek rutubetten dolayı iklimin getirdiği bir meseleden dolayı oralar gerek haşere, gerekse diğer bir takım böceklerin çok olması, orada ilaç kullanmayı zorunlu kılıyor. Dolayısıyla Asya çaylarında üretimde ilaç kullanılıyor. Bizim coğrafyamızda, Doğu Karadeniz'de üretilen çaylarda ilaç kullanmamızı gerektiren bir biyolojik ortam yok. O nedenle biz zaten çay üretimini Rize'de ve bu bölgede yaparken yüksek kalitede ve ilaç kullanma mecburiyetine girmeden yapıyoruz.'' Mehdi Eker, mevcut Çay Kanunu'nun bir sorun oluşturması halinde, yeni bir Çay Kanunu düzenlenmesi gerekiyorsa, çalıştayın sonucunda böyle bir durum oluşması halinde bunu da değerlendirmeye hazır olduklarını kaydetti. Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti. (ORH-MK-NİF)03.10.2011 15:57:26
<< Önceki Haber Çay Sektörü Sorunları Ve Çözümü Toplantısı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER