Psikolog Tezcan: Polisin öfkesi için buzdağının altındaki etkenlere bakılmalı

Psikolog Tezcan: Polisin öfkesi için buzdağının altındaki etkenlere bakılmalı

Psikolog Nesrin Fırat Tezcan, polislerin yaşadıkları yoğun öfke durumlarını ortadan kaldırmak için buzdağının altındaki temel etkenlerin anlaşılabilmesi ve üzerinde çalışılması gerektiğini söyledi. Emniyet teşkilatı açısından öfke sorununun çalışanların günlük yaşamlarında yaşadıkları öfkeden çok, bu öfkenin davranışlar üzerinde ne kadar etkili olduğu ile ilgili olduğunu dile getiren Tezcan, polislerin bazılarının öfke kontrolü konusunda yardım istemek yerine duygularını bastırmaya, inkar etmeye ya da yok saymaya çalıştığına dikkat çekti. Aylık yayınlanan Çağın Polisi Dergisi'nin son sayısında "Polislerde Öfke Sorunu" başlıklı bir yazı kaleme alan Psikolog Tezcan, genel olarak öfkenin istenmeyen sonuçlara, karşılanmayan beklentilere veya yaşanan engellenmelere verilen duygusal bir tepki olduğunu ifade etti. Öfkenin sadece insanlara özgü bir duygu olmadığı, her canlı organizmanın algıladığı bir tehdit karşısında öfke yaşayabileceğini dile getiren Tezcan, duygusal, fizyolojik ve bilişsel boyutlarda yaşanan öfkenin, yoğun ve istenmeyen etkileri göz önüne alındığında ciddi sorunlar ortaya çıktığını kaydetti. Birçok araştırmanın sağlıklı biçimde ifade edilemeyen ve bastırılan öfkenin kronik kalp-damar hastalıklarına, yüksek tansiyona, mide hastalıklarına, kronik baş ağrısı gibi benzeri hastalıklara yakalanma riskini artırarak kişinin fiziksel sağlığını ciddi ölçüde tehdit ettiğini gösterdiğini hatırlatan Tezcan, "Teşkilatımız çalışanlarının sağlıkla ilgili sorunlarında bu rahatsızlıkların ön sıralarda yer alması sorunun ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Emniyet teşkilatı açısından öfke sorunu, çalışanların günlük yaşamlarında yaşadıkları öfkeden çok, bu öfkenin davranışlar üzerinde ne kadar etkili olduğu ile ilgilidir. Ne var ki polislerimizin bazıları öfkelerini şiddet göstererek yansıtmakta ve öfke kontrolü konusunda yardım istemek yerine duygularını bastırmaya, inkar etmeye ya da yok saymaya çalışmaktadır." dedi. POLİSİN ÖFKESİ KONTROL ALTINA ALINMALI Polislerdeki öfkenin iki temel nedenle ortaya çıktığını anlatan Tezcan, birincisinin polisin kendisinden, ikincisinin ise karşısındaki insanın onda oluşturduğu duygulardan kaynaklandığını vurguladı. Öfkenin ister kendisinden ister karşısındakinden kaynaklansın, polisin öfkesinin kontrol altına alınması gerektiğinin altını çizen Tezcan, şöyle devam etti: "Polisin kendisinden kaynaklanan nedenlerde kişisel kuruntuları sorumlu olabileceği gibi, daha önceden başından geçen ve kendisinde iz bırakan bazı olayların anıları da sorumlu olabilir. Örneğin; geçmişte bir gösterici tarafından yaralanan bir polis memuru daha sonra görev yaptığı toplumsal olaylarda daha sert bir tutum sergileyerek aşırı kontrollü olmaya çalışabilir. Bununla birlikte polislerimizin yaşamış oldukları bu öfke sorunu, şiddete yönelik davranışlarla kendi eş ve çocuklarına da yansıyabilir." Bazı polislerin yaşadıkları aşırı öfke durumlarına bakıldığında, yaşanılan bir engellenme durumu sonrasında yetersiz problem çözme becerilerinin de etkisiyle uygun olmayan tepkilere başvurulduğunun görüldüğünü ifade eden Tezcan, bazen yaşanılan bu tepkilerin grup içinde anomiklik kazanarak bireyselliğin yitimine de neden olabildiğine dikkat çekti. BİR POLİSİN TEPKİSİ GRUPTAKİLERE BULAŞABİLİYOR Toplumsal bir olaya müdahale eden bir polis memurunun göstermiş olduğu agresif tepkinin, grup içindeki diğer kişilere de bulaşabildiğini ve grubun ortak bilinçle benzer hareketler sergileyebildiğini anlatan Tezcan, şunları söyledi: "Burada çoğu zaman gözden kaçırılan şey kitle psikolojisinin olumsuz yönlerinin sadece karşı tarafta değil, çalışanlarımızda da oluşabileceği gerçeğidir. Öfkeye ve altında yatan nedenlere baktığımızda öfkeyi bir buzdağına benzetmek mümkündür. Buzdağının suyun üzerinde kalan kısmı bizim dışarıdan gözlediğimiz görünür öfke tepkilerini oluştururken suyun altında kalan kısmı çok daha geniş olan ve öfkenin ortaya çıkmasına neden olan pek çok duygu ve düşünceleri barındırır. Bu duygu ve düşünceler zamanla birikip, sertleşerek buzdağının tepesindeki öfke tepkilerini sürekli etkiler duruma gelirler. Birçok polisimiz gerek içsel gerekse dışsal nedenlerden kaynaklanan öfke durumlarını, buzdağının tepesinde yaşar ve bir türlü çözümlenemeyen duygu ve düşüncelere sıkı sıkı tutunurlar. Bu nedenle polislerin yaşadıkları yoğun öfke durumlarını ortadan kaldırmak için buzdağının altındaki bu temel etkenlerin anlaşılabilmesi ve üzerinde çalışılması gerekir." Buzdağının altındaki bu temel etkenlerin "Düşünsel Boyut; Fiziksel Boyut; Duygusal Boyut; İletişimsel Boyut ve Tepkisel Boyut" olmak üzere 5 boyut olduğunu anlatan Tezcan, öfkelenildiğinde birbiriyle ilişkili ve eşzamanlı olarak aktive olduklarını ifade etti. Tezcan, öfke kontrol yöntemlerinin ise zihinsel, duygusal, fiziksel, iletişimsel ve davranışsal boyutları içerdiğini belirterek, burada önemli olanın kişinin ihtiyaçlarının belirlenerek bu ihtiyaçlar doğrultusunda uygun öfke kontrol yönteminin bulunması olduğunu kaydetti.
<< Önceki Haber Psikolog Tezcan: Polisin öfkesi için buzdağının altındaki... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER