Trabzonspor Kulübü, kentte yayımlanan gazetelere, ''Kamuoyonu Duyuru'' başlığı altında tam sayfa ilan verdi.
İlanda, 2010- 2011
sezonunun tamamlanmasının ardından bu dönemle ilgili değerlendirmenin yapılmasının uygun görüldüğü belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
''Trabzonspor Kulübü olarak sezona başlarken dürüst, ilkeli, keyif veren,
fair-play duygusuna sahip bir anlayışı yaşama geçireceğimiz yönünde kamuoyuna verdiğimiz sözün arkasında durduğumuza inanıyoruz. Yaklaşık 3 yıllık bir süreçte istikrarını koruyan ve sürekli yenilenen kadromuzun geçen sezon elde ettiği iki önemli kupanın yanı sıra ligin son haftasında gösterdiği örnek tavır, hedeflerimizi daha yukarılara
taşıma sonucunu da beraberinde getirmiştir. Özellikle bu sezon yaşananları gördükten sonra, geçen yılın son haftasında Trabzonspor'un sergilediği onurlu duruşun ne anlam ifade ettiğini sanırız tarafsız kesimler de daha iyi yorumlamışlardır. Bu yüzden taraftarlarımız
takımlarıyla ne kadar övünseler azdır.
Trabzonspor 2010-2011 sezonunu başından sonuna kadar aynı çizgide götürmüş, ilk yarıda 42, ikinci yarıda 40 puan toplayarak istikrarlı bir grafik çizmiştir. Toplanan 82 puan seviyesi tarihin en yüksek seviyesini egale etmiştir. Bu tablo, milli takıma verilen
oyuncu sayısını da artırarak takımın
marka değerini daha da yükseltmiştir.''
Trabzonspor markasının ve dik duruşunun Türk futbolunun saygınlığı açısından önem taşıdığı vurgulanan ilanda, şu görüşlere yer verildi:
''Uzun süre sessizliğini koruyan kurumumuz yarışın normal seyrinden sapmaya başladığı süreçte kendisine yapılan haksızlıkları, saldırıları ve
ülke futbolunda gördüğü eksiklikleri dile getirmiş, hiçbir zaman polemik yaratarak,
rakiplerle
hakemleri etki altına almak adına söylem ve eylemde bulunmamıştır.
Ülke futbolunda bu değerlere sahip çıkılması gerekmektedir. Ancak maalesef tam anlamıyla böyle yapıldığının söylenmesi mümkün değildir. İlk devreyi açık farkla önde tamamlamamızın ardından üzerimize türlü manipülasyonlarla gelinmiş, siyasilerle medyanın belli kesimlerinin dahi taraf göründüğü bir süreç yaşanmıştır.''
-''YARIŞTIĞIMIZ KULÜP, YAYGIN MEDYAYI KULLANMIŞTIR''-
''Ligin heyecanının kaybolmaya başladığı yönündeki yorumların ağırlık
kazanmasıyla oluşturulan kamuoyu, planlı biçimde aleyhimize kullanılmıştır'' denilen ilanda, şunlar ifade edildi:
''Takımın yükünü çeken futbolcularla ilgili sürekli
transfer dedikoduları üretilmiş, bunlar gündemi meşgul ederek oyuncuların dikkatlerinin dağılmasına yönelik kullanılmıştır. Ancak futbolcularımız her şeye rağmen işlerine konsantre olmuşlar ve sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirmişlerdir.
Yine ilk devrenin ardından gelen başarı aşırı övgüyle büyütülmüş, ikinci yarı yaşanan bazı puan kayıplarında yoğun
eleştiri bombardımanıyla birlikte Trabzon'un hassas yapısının üzerine gidilmeye çalışılmıştır. Lig yarışını etkileyen en önemli unsur, özellikle iki takımın başa baş kaldığı dönemlerde yaşanan hakem atamaları ve yanlışlarıdır. Adeta bazı olayların bilerek üzerine gidiliyormuş izlenimi veren görevlendirmeler yapılmış, üstelik bu hakemlerin verdikleri kararlar, oluşturdukları etkiyle,
şüpheli bakışların doğrulanması sonucunu doğurmuştur. Nedense hep bir takımın lehine sonuçlar ortaya çıkaran ve aynı hakemlerin farklı maçlardaki benzer pozisyonlara yönelik çelişkili tercihleri, olumsuz tabloyu daha da güçlendirmiştir.
Yarıştığımız kulüp, yaygın medyayı kullanarak kritik maçlarda rakip oyuncular üzerinde
baskı ortamı yaratılmasına yol açmıştır. Örneğin
Emenike olayı başlı başına incelenmesi gereken bir olayken, yetkili merciler konunun üzerinde bile durmamışlardır.
Meslek etiğini koruması gereken kurum ve kişiler ise bu gelişmelere karşı sessiz kaldıkları gibi, eleştirilerini
adalet isteyen taraf üzerinde yoğunlaştırmışlardır. Ortaya atılan ciddi iddialar ve ilişkilerle ilgili olarak ne devletin ne de futbolun yetkili organları hiçbir hareket içerisine girmemişlerdir.''
-''BU KORKU NEDENDİR?''-
Bazı medya organlarının da eleştirildiği ilanda, şöyle denildi:
''Bazı medya organları ile mensupları, objektiflik ve tarafsızlık sınırlarını hiçe sayma uğruna yarışta adeta kendilerine görev biçerek taraf olmuş, sürece katkıda bulunmuşlardır. Bu yaklaşım her şeyden önce bir takımın taraftarı olanlar dışındaki okuyuculara ve izleyicilere saygısızlıktır.
Fenerbahçe'nin
şampiyonluğunun ardından yaygın medya övgü yarışına girmiş, tepeden tırnağa tüm kulüp mensuplarına methiyeler düzmüştür. Elbette bu kurum içerisinde övgüyü hakedenler vardır, ancak yine Fenerbahçe'nin soyunma odası basan, hakemlere hakaretler yağdıran, sahaya giren bir de başkanı bulunmaktadır. Haklı söylemlerimiz nedeniyle bize yönelik eleştiriler yapılırken, nedense bu vasıfları taşıyan kişilere bir tek olumsuz cümle yazılıp, söylenememektedir. Bu korku nedendir?
Elim bir kaza geçiren ve hayatı
tehlike yaşayan oyuncumuz Gabriç'ten
küçük puntolarla bahseden yaygın medya, Fenerbahçeli oyuncuların eşlerine dahi sayfalarında boy boy yer ayırmaktadır. Bu nefretin nedeni nedir? Yaygın medyanın, yıllardır
Güneydoğu insanının köşeye sıkıştırılmasının bugün karşımıza çıkardığı sonuçların bir benzerini Trabzonsporlular'a yaşatması ihtimalinin vebalini taşıyıp taşıyamayacağını sorgulamasının zamanı gelmiştir.''
-''HİÇ KİMSE KULÜP ÜZERİNDEN SİYASİ RANT SAĞLAMAYA ÇALIŞMASIN''-
Trabzonspor'un yaklaşan seçimler öncesinde siyasiler tarafından
propaganda aracı olarak kullanılmasını da doğru bulunmadığı belirtilen ilanda, şu görüşler dile getirildi:
''Hiç kimse kulüp üzerinden siyasi
rant sağlamaya çalışmasın. Trabzonspor hiçbir siyasinin emrinde değildir, aksine siyasilerin tamamı Trabzonspor'un emrinde olmalıdır. Bugün
EYOF 2011 nedeniyle otellerde yaşanan doluluk yüzünden
Şampiyonlar Ligi ön
eleme turunda çekeceğimiz kuraya göre aynı tarihlerde maçımızı Trabzon'da oynamamız mümkün görülmemektedir. Siyasiler kısır çekişmelerinde Trabzonspor'u kullanacaklarına, bu şehre yatırım getirsinler, yeni oteller açmanın yollarını arasınlar.''
-''HİÇBİR TARAFTARIMIZIN ENDİŞEYE KAPILMASIN''-
İlanda, Trabzonspor'u bugünlere taşıyan kadronun yaklaşık 3 yıldır birlikte oynayan ve sürekli yükselen grafik çizen bir kadro olduğuna değinilerek, şu ifadelere yer verildi:
''Bu nedenle misyonunu tamamladığını düşünen ya da farklı sebepler öne sürerek ayrılmak isteyen oyuncuların olması da
doğal kabul edilebilir. Önemli olan bu değişim sürecinin sağlıklı planlanarak,
gelişime yönelik kurgulanabilmesidir. Bunu başarabilmek adına sezon boyunca yapılan araştırma çalışmalarının sonucunda belirlenen isimlerin kadroya katılması için süratle harekete geçilmiştir. Elimizde her türlü boşluğu doldurabilecek alternatifler mevcuttur. Bu konuda hiçbir taraftarımızın endişeye kapılmasını gerektirecek bir durum yoktur. Transferde çabuk hareket edilmeli, ancak aceleciliğin kulübümüzü yanlışa sürüklemesine de izin verilmemelidir.
Trabzonspor taraftarının her zamanki gibi sezon boyunca takıma eşi benzeri olmayan bir
destek verdiği vurgulanan ilanda, şunlar kaydedildi:
''Gerek iç sahada gerekse de deplasmanda oyuncularımıza sürekli güven aşılamıştır. Bu vesileyle kendilerine teşekkürü bir kez daha borç biliyoruz. Elbette şampiyonluğun averajla gelmemesi dünyanın her köşesindeki Trabzonsporluları üzmüştür. Ancak taraftarlarımız bu üzüntüyü dahi gururla içlerinde saklamış, birbirleriyle paylaşarak azaltma yolunu seçmişlerdir. Son maçın ardından sabaha karşı havaalanına gelen takım şampiyon gibi karşılanmıştır. Hiçbir oyuncumuza tek kelime olumsuz kelime sarf edilmemiştir. Yakın geçmiş hatırlandığında, aslında Trabzonspor'un son dönemde kazandığı en büyük tecrübe ve gelişim budur. İşte bu temel üzerine daha sağlıklı yarınlar inşa edilebilir. Trabzonspor bu sezon gönüllerin değil futbolun, çalışmanın, inancın, emeğin, dürüstlüğün şampiyonudur. Bu nedenle kutlanmayı asıl hakeden odur.''
(ZAF-MK-MUR)27.05.2011 11:31:36