Dr. Aysun

Dr. Aysun-Dr. Ahmet Küçükel İlahiyat Fakültesi açıldı -Başbakan Yardımcısı Arınç: -İyi bir din eğitimi almanın, yani dini asli kaynaklarından öğrenmenin, aydın bir din adamı yetiştirmenin ülkeye çok faydalı olacağına inanıyorum


ELAZIĞ (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İyi bir din eğitimi almanın, yani dini asli kaynaklarından öğrenmenin, aydın bir din adamı yetiştirmenin ülkeye çok faydalı olacağına inanıyorum dedi.
     Güven Eğitim ve Sağlık Vakfı ile Güven Hastanesi sahipleri Dr. Aysun-Dr. Ahmet Küçükel adına çocukları Nüket ve Banu Küçükel tarafından Fırat Üniversitesine yaptırılan İlahiyat Fakültesinin açılış törenine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, eski bakanlar Mehmet Aydın, Recai Kutan, Atilla Koç, Hikmet Sami Türk ve Muhammet Kelleci ile pek çok bürokrat katıldı.
     Arınç, açılışta yaptığı konuşmada, konukları Sevgili hemşehrilerim, sevgili gakkoşlar diyerek selamlayarak, 150 kişilik bir heyetle Elazığa geldiklerini ve çok mutlu olduklarını söyledi.
     Büyük bir sevinçle, refah hissiyle Elazığa geldiklerini anlatan Arınç, açılışa katılanların müşterek bir duyguyla bir araya geldiklerini belirterek, Bizi bir araya getiren bu güzelliklerdir. Elazığı, Elazığlıları seviyoruz, Küçükel ailesini seviyor, sayıyor, takdir ediyoruz ve bu hayırlı işte birlikte olmak düşüncesiyle buraya gelmiş bulunuyoruz diye konuştu.
     Çocukluğunun Elazığda geçtiğini dile getiren Arınç, evlerinde hep Elazığ ile ilgili hatıraların konuşulduğunu söyledi. Ağabeylerinin de ortaokul ve liseyi Elazığda okuduğunu anlatan Arınç, ağabeyi Ümit ile oğlu İbrahim Arınçın törende olduğunu kaydetti. Eşi Münevver Arınçın da Elazığı hiç görmediğini, bu vesileyle Elazığa geldiğini belirten Arınç, Yani Elazığın dostları, ancak 4 kişi bugün buraya gelebildik. Biz Elazığı her zaman özlüyoruz. Bu güzel toprağı, bu güzel insanları, bu güzel tarihi her zaman evimizde konuşuyoruz dedi.
    
     -Gözümü rahmetli Aysun hanım açtı
    
     Küçükel ailesine ilişkin hatıralarını anlatan Arınç, Küçükel ismini Dumlupınar İlkokulunda okurken bile bildiğini söyledi. Arınç, Elazığın siyasetinde, yönetiminde, doktorluğunda, eşrafından olan Küçükel ailesinin isimlerini duyduklarını dile getirdi.
     1995 seçimlerinde Parlamentoya geldiğinde herkesten Güven Hastanesini ve bu hastanenin sahiplerini duyduğunu anlatan Arınç, milletvekillerinin birinci adresinin de burası olduğunu ifade etti.
     O zamanlarda Küçükel ailesiyle tanışmayı istediğini belirten Arınç, Meclis Başkanı olduğunda Ahmet ve Aysun Küçükel çiftinin kendisini tebrik etmeye geldiğinde onlarla Elazığı konuştuklarını dile getirdi.
     Aysun Küçükelin bir gün kendisini yalnız ziyaret ettiğini anlatan Arınç, Bana hastanenin mali zorluklarından bahsetti. Çok kaliteli doktorlar çalıştırıyoruz, çok iyi bir tedavi veriyoruz. Hastanemizin kalitesinden ödün veremeyiz ama masrafımız da var. Bu masrafları zaman zaman ödemekte, karşılamakta zorluk çekiyoruz dedi. Ben de dinliyorum. Dedi ki bu zorluklarımızdan biri de Meclisimize gönderdiğimiz faturalar bir türlü ödenmiyor. Bizim elimizde bir senelik ödenmemiş fatura var Sayın Başkanım dedi. Neredeyse dokunsam ağlayacak. Ama benim pazartesi günü 650 milyar lira borç ödemem lazım. ben Meclisten bunu istemeye utanıyorum, gidiyorum yüksek faizle borç alıyorum. 1999-2000-2001lerin faizlerinin ne olduğunu düşünün.
     Nasıl ödemeyelim- Türkiyede en rahat bütçe Meclisin bütçesi. Ne istersek, veriyorlar. Bizim paraya ihtiyacımız yok. Nasıl olur da sizin paranız ödenmez- Efendim bakın dediler, yani bir senedir sizden para alamıyoruz. Genel sekreteri çağırdım. Bizim Güven Hastanesine sağlıktan dolayı borcumuz var mı- Var dediler. Bizim paraya ihtiyacımız yok. Niye ödemiyorsunuz- dedim. Efendim fatura inceleme yeterli değil, daha sırası gelmemiş olabilir. Biraz sonra bir kısmı incelenmiş ama tamamı bitmemiş, biraz sonra başka bir şeyler. Doğrusu asabım bozuldu. Dedim ki, bu faturaların içerisinde fire çıkma ihtimali var da onun için mi tamamını inceleyip ödemek istiyorsunuz- Evet dediler. Bugüne kadar ne kadar fire çıktı- dedim. Yüzde bir veya yüzde 2. Binlerce fatura içerisinden bu kadar bir fire de belki normal karşılanabilir. Yani yüzde bir fire ihtimaline karşı bu kadar bekletiyor musunuz hastaneyi- dedim. Evet dediler. Affedilecek bir şey değil. Dedim ki derhal parayı ödeyeceksiniz. Efendim ama bitmedi. Ne kadarı bitti- 3te ikisi bitti. 3te ikisini ödeyin o zaman dedim. Bu benim bir noktada gözümü açtı.
     Meclis Başkanı olduğunda Meclisi sadece Ankarada bir bina olarak bildiğini söyleyen Arınç, şunları kaydetti:
     Mesela Milli Sarayları, İstanbulu hiç bilmiyordum. İki fabrikamız olduğunu bilmiyordum. Yıldız Porseleni, Herekeyi ben başkan olduktan sonra öğrendim. 5 bin 550 personelimizin olduğunu bilmiyordum. En yüksek giderimizin sağlıktan olduğunu ama sağlıktaki kayıp, kaçakların da ne olduğunu bilmiyordum. Gözümü rahmetli Aysun hanım açtı. O bana anlattıkça ben Meclisteki gidişatı daha yakından gördüm. Ben Meclis Başkanı olduğumda, her milletvekili sağlık karnesine her gün 30 ilaç yazdırabilirdi. Katılım payı yoktu. Ortez, protez, implant... Bunların faturaları aynen ödenirdi. Önüme bir dosya geldi. O dosya da benim gözümü açtı. Aysun Hanım bana ne anlattıysa ben onların hepsini yaşadım. Bir eczane, milletvekillerimizin danışmanları, sekreterleri ki, milletvekillerimiz sağ olsunlar her şeyde onlara güvenirler, sağlık karnelerini de onlara bırakmışlar. Onlar da sağlık karnelerine her gün kalem kalem ilaç yazdırmak suretiyle bir kısmı kozmetiklerini tamamlamış, bir kısmı yaz tatiline gitmiş, bir kısmı başka bir şeyler yapmış. Tam 7 kişi. Soruşturma yapıldı, 7sini de Meclisten attım hamd olsun. Sonra ortaya başka şeyler çıktı. Bir de ne göreyim. 32 dişe implant yapılmış. Maşallah. Diş hekimini çağırdım sordum. Efendim en fazla 4 yukarıda, 4 aşağıda. Sıkıştırırsanız 6 yukarıda, 6 aşağıda olabilir. Bu İmplant zor bir şeydir dediler. Aysun Hanım para deyince, benim gözüm açıldı. Yönetmelikleri değiştirdim. Öncelikle bütün fatura bedelleri o zaman için 45 gün içerisinde ödenecek kaidesini koydum, sonra da 30 güne de indirdim bunu hamd olsun. Bizim zulüm yapma hakkımız yok ki, parasını hak edene vereceğiz. Dolayısıyla hiçbir hastanenin, Hacettepe bizden para bekliyor, Başkent bizden para bekliyor, üniversiteler... 1-2 sene olmuş paralarını tahsil edememişler. Hepsini ödedik hamd olsun. Sonra tedavi yönetmeliklerini değiştirdik. Birinci yıl, 2003te 700 milyar zarardan kar ettik, sonra 3 trilyon zarardan kar ettik. Zarardan kar diyorum çünkü bunlar ödeniyordu, masraftan gösteriliyordu ama aslında kayıp ve kaçaktı. Allah onlardan razı olsun. Milletin parasını kullanıyoruz, kimseye peşkeş çekecek halimiz yok. İşini yapana da aynı gün ücretini ödeme noktasına gelmemiz lazım dedik. Sağlık böyle bir şey. Ama biz de, hepimiz hastalandığımız zaman her şeyimizi iyi doktorlara, iyi hastanelere emanet etmek isteriz. Teşhis ve tedavi çok önemli. Güven Hastanesinin böyle bir saygınlığı var. Bugüne kadar da üzerine toz konmadı. Allah rahmet eylesin Ahmet Bey, ölümünden önce üniversite kurmayı, burayı da tıp fakültesi hastanesi yapmayı murat ederdi. Biz de desteklerdik. Fakat vefatından sonra zannediyorum o projemizi biraz ertelemek durumunda kaldık.
     Bülent Arınç, annesinin de Güven Hastanesinde 10 gün tedavi gördüğünü, buradaki ilgiden çok memnun olduğu için çıkmak istemediğini belirterek, hastanenin herkesle böyle ilgilendiğini ifade etti. Ahmet Küçükelin vefatından önceki görüşmelerinde Hükümetin çalışmalarını beğendiğini aktaran Arınç, yanlışları da kendilerine ilettiğini söyledi. Zor zamanlarında Küçükelin maddi, manevi yanlarına olduğunu anlatan Arınç, Bugün işimiz siyaset değil bizim. Bugün işimiz bu güzel insanlara vefa borcumuzu ödemektir. Allah onlara rahmet etsin dedi.
    
     -İhtiyaç var, arzu ediliyor ve ilahiyat fakültelerinin sayısı çoğalıyor-
    
     Küçükel ailesinin Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin yapımında destek olduğunu dile getiren Arınç, Fırat Üniversitesinin İlahiyat Fakültesinin binası yoktu, barakada hizmet veriyorlardı, muhteşem bir bina kazandırdılar dedi.
     Bülent Arınç, 37 yıl olmuş bu üniversite kurulalı. İlahiyat Fakültesi de neredeyse 20 yılı bulmuş. İlahiyat Fakültesi şu anda YÖKün en çok açılmasına karar verdiği fakültelerden birisidir. En son bir karar da Manisa Celal Bayar Üniversitesi için oldu. İhtiyaç var, arzu ediliyor ve ilahiyat fakültelerinin sayısı çoğalıyor, görebildiğim kadarıyla. İyi bir din eğitimi almanın, yani dini asli kaynaklarından öğrenmenin, aydın bir din adamı yetiştirmenin ülkeye çok faydalı olacağına inanıyorum. Fırat üniversitesi de bütün üniversitelerimiz de bu vazifeyi bihakkın yerine getireceklerdir. Demek ki barakada yapılan bir eğitimden bu muhteşem fakülteye kavuşmuş oluyor, isimleriyle birlikte inşallah çok güzel, çok büyük, çok hayırlı hizmetler yapacaklarına inanıyoruz diye konuştu.
     Elazığın büyüdüğünü, kalkındığını ve geliştiğini dile getiren Arınç, Harputuyla, yetiştirdiği değerlerle herkesin çok sevdiği bir belde olduğunu sözlerine ekledi.
     Arınç, konuşmasının ardından İlahiyat Fakültesinin yeni binasını hizmete açtı ve derslikleri gezerek, yetkililerden bilgi aldı.
    
     Muhabir: Tuba Karahan
     Yayıncı: Cemal Coşkun

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER