Milli Eğitim Bakanı Dinçer:

Milli Eğitim Bakanı Dinçer: -Üniversiteden mezun olduğu halde istihdam edilmesi konusunda sorun çıkan gençler üzerinden yanlış siyaset yapılıyor -Üniversitede okumak, sadece ve sadece istihdam edilmek için yeterli değildir


BALIKESİR (A.A) - Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Üniversiteden mezun olduğu halde istihdam edilmesi konusunda sorun çıkan gençler üzerinden yanlış siyaset yapılıyor dedi.
     Dinçer, Balıkesir Üniversitesinin akademik yılı açılış töreninde, üniversitelerin bulundukları şehrin sosyoekonomik yapısına ivme kazandırdıklarını söyledi.
     Her ile üniversite kurma hedefinin kısa vadedeki sonuçlarının bile geleceğe yönelik umutları ve inançlarını çoğaltan bir durum olduğunu ifade eden Dinçer, son 10 yılda üniversitelerdeki öğrenci sayısındaki artışın yüzde 129 şeklinde gerçekleştiğini bildirdi.
     Öğretim elemanı sayısında da aynı dönemde yüzde 56lık artış sağlandığını ve yüksek öğretimde okullaşma oranının yüzde 14,6dan yüzde 35,5 yükseldiğini ifade eden Dinçer, şöyle konuştu:
     Özellikle son yıllarda üniversiteden mezun olan öğrencilerin iş, istihdam ve belki de Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen olarak çalıştırılmaları gerektiği konularında spekülasyonlar ve tartışmalar yapıldı. Üniversiteden mezun olduğu halde istihdam edilmesi konusunda sorun çıkan gençler üzerinden yanlış siyaset yapılıyor. Bizim ülkemizde üniversite mezunu olup istihdam edilen gençlerin oranı yüzde 72dir. Erkeklerde yüzde 73, kızlarda yüzde 71dir. Buradan hareketle şunu söylemek mümkün, bizim üniversite mezunu gençlerin istihdam oranları AB ortalamalarının üzerindedir. Üniversitede okumak, sadece ve sadece istihdam edilmek için yeterli değildir. Artık üniversite mezunu olmak bile istihdam edilebilmek, tek başına ayakta kalmak, iş dünyasında rekabet gücü bulmak için yeterli bulunmuyor.
    
     -Lise çağı okullaşma oranı yüzde 69a çıktı-
    
     Ömer Dinçer, tüm dünyanın rekabetini, eğitilmiş ve uzmanlaşmış insanlar üzerinden yaptığına dikkati çekerek, bu ülkelerin belirgin şekilde uzman yetiştirme çabasına girdiğini söyledi.
     Bu açıdan bakıldığında, özellikle 2010lu yıllardan sonra bütün eğitim stratejisini değiştiren ülkelerin, üniversite eğitimini ön plana alan tavır içinde olduğunu vurgulayan Dinçer, bu ülkelerin pek çoğunda lise eğitimi sorunu kalmadığını bildirdi.
     Bakan Dinçer, 2009da tüm dünyada lise çağındaki çocukların okullaşma oranının yüzde 88 olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
     Türkiyede ise 2000 yılında lisede okuyan çocukların oranı yüzde 51 iken 2011de bu oran yüzde 69a çıkmıştır. Türkiyede yüzde 69 olan okullaşma oranı, tüm dünyada Afrika, Güney Asya ülkeleri dahil yüzde 88dir. Bu açıdan bakıldığında Türkiyenin stratejik olarak eğitim açığını görmek mümkün. Ülkelerin geleceklerinde neleri planladıklarına bakmak lazım. Japonya, 2020 yılına kadar çağın nüfusunun yüzde 100ünü üniversite mezunu yapmak istiyor. Aynı hedefi Güney Kore de koyuyor. ABD, yeni stratejik plan hedefleri içine, plan dönemi sonuna kadar toplam nüfusun yüzde 40ını üniversite mezunu yapma hedefi koydu. Bugün Türkiyenin toplam nüfusunun yüzde 5nin üniversite mezunu olduğunu söylesem, aradaki stratejik açığı görmeniz mümkün olacak.
     Dinçer, Türkiyenin mevcut çağ nüfusunun yüzde 35inin üniversitelerde okuduğunu anlatarak, Türkiyede her ile üniversite açmanın eleştiriliyor olmasını anlamak mümkün değil. Üniversiteden her mezun olanın devlet tarafından istihdam edileceği fikrine dayalı bir anlayışı takip etmeyi de anlamak mümkün değildir. Bütün nüfusunun yüzde 5i üniversite mezunu olan yüzde 78i lise mezunu olan toplumda uzman sayısının ne olduğunu tahmin edebilir misiniz- diye konuştu.
    
     -Tüm dünya şartları değişiyorken sizin değişmeden kalmanız mümkün mü--
    
     Son zamanlarda yapılan çalışmaların, Türkiyenin eğitiminin nicel ve nitel olarak geliştirilmesi için atılmış doğru adımlar olduğunu vurgulayan Dinçer, Bu açıdan bakıldığından akademi camiasının desteklemesi gereken hedefler olduğu kanaatindeyim dedi.
     Dinçer, gençlerin barınma ihtiyaçları için yurt ve kapasitelerini artırdıklarını, harçları kaldırdıklarını ifade ederek, öğrencilerin önünde, engel olan kat sayı eşitsizliği kaldırarak her gencin istediği alanı, kısıtlama olmaksızın tercih edebilmesinin önünü açtıklarını söyledi.
     Bunların çok önce atılması gereken adımlar olduğunu dile getiren Dinçer, hükümet olarak bugün gecikmiş adımları, yıllar yılı ihmal edilen yatırımları tamamlama gayretinde olduklarını kaydetti.
     Yaratıcılık ve yenilik gibi kavramların sıklıkla tartışıldığı, bilginin öneminin giderek arttığı bir dönemde bir yandan bilgiyi yöneten, dönüştüren, diğer yandan geleceği oluşturan gençleri yetiştiren kurumlar olarak üniversitelerin bu tartışmaların tam merkezinde yer aldığını belirten Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
     Gelişmiş ülkeler, bu doğrultuda çok gelişmiş reformlar yapıyorlar. Tüm dünya şartları değişiyorken sizin değişmeden kalmanız mümkün mü- Gelişmiş ülkeler bu doğrultuda geniş çaplı reformlar yapıyorlar. Yüksek eğitim kurumlarının daha etkili olmasını sağlayacak düzenlemeler yürütüyorlar. Üniversite ve eğitim kurumları, her yaştan ve kesimden bilgi talep eden insanlara hizmet verebilecek kurumlara dönüşüm eğilimi gösteriyorlar. Artık bir sınıfta öğretim üyesinin karşısında oturmaksızın bilgi ve beceriyi elde etmiş öğrencilerin diploma sahibi olabileceği dönemde yaşıyoruz. Artık rekabet gücü ve yapısı, eğitilmiş insanlar üzerinden yapılıyor. Dünyanın yaşadığı değişim, okulların tüm toplum için hayat boyu öğrenme merkezi haline gelmesini, her yaştan kişiler için öğrenme ortamı sunmasını sağlıyor. Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) da bu anlamda belki de genel yapısı itibarıyla bu değişimleri ve eğilimleri içine alacak şekilde yeniden düzenlenme ihtiyacı duyuyor. Ümit ediyorum ki ilerleyen yıllarda kurumsal mekanizmaların güçlendirilmesi, bu husustaki teşvik ve tedbirlerin artırılması, eğitim sistemine getirilecek demokratik uygulamalarla hayat boyu öğrenme daha fazla önem kazanacak.
    
     -40 yılda en az 4 meslek ve 11 iş yeri değiştirmeye hazır olmak-
    
     AB ülkelerinin hayat boyu öğrenme programları içinde yaptığı eğitimlerin, toplum içindeki tüm eğitimler içinde yüzde 16lık paya sahipken Türkiyede bu oranın yüzde 2 olduğunu ve 2023e kadar bunu yüzde 8e çıkaracak stratejik plan yapıldığını ifade eden Dinçer, bunun aradaki mesafeyi görme açısından önemli olduğunu söyledi.
     Öğrencilere seslenen Dinçer, şunları kaydetti:
     Bilginin her gün yenilendiği, davranış ve tutumların, ihtiyaç ve beklentilerin sürekli değiştiği, yeni mesleklerin ortaya çıktığı günümüzde hepinizin hayat boyu öğrenme yaklaşımını benimsemiş bireyler olarak yetişmesi hepimizin arzusudur. Sadece üniversite eğitimi ile yetinmek, iş dünyasında ayakta kalmak için yetmiyor. ABDde 2010 yılından sonra belirlenen stratejik plan sunulurken, Normal bir ABD vatandaşı üniversiteyi bitirdikten sonra 40 yıllık çalışma hayatı boyunca en az 4 meslek değiştirmeye ve 11 iş yeri değiştirme hazır olmalı diyor. Dünyada üniversiteden mezun olduktan sonra bir mesleğe sahip olup, o meslekte emekli olana kadar çalışabileceğiniz imkanların azaldığını ifade edersek, ne için konuşmanın önemli kısmını hayat boyu öğrenmeye ayırmış olduğumu anlatmış olurum.
     Fransada gazetecilik yapan bir Türkün kendisine, 17 yıldır Fransada muhabirlik yapıyorum. Paris Üniversitesinin iletişim fakültesine başvurdum. 17 yıldır gazeteci olduğumu söyledim. İletişim diplomasını talep ettiğimi bildirdim. Bana form verdiler. O forma göre dosya hazırladım, jüri kurdular. İki kez sorulara cevap verdim. Sonra bana iletişim fakültesi diplomasını verdiler dediğini anlatan Dinçer, bunların artık, tüm dünya için yabancı şeyler olmadığını bildirdi.
     Bir diplomaya sahip olmanın, okulda kazanılan bilgi ve becerilerin ne kadar büyük hızla eskidiğinin görülebileceğini vurgulayan Dinçer, Bilgi ve becerilerinizi sürekli olarak güncellemeniz, değişime, yeniliğe açık olmanız, analitik düşünmeniz, girişimci ruha sahip olmanız en az bir yabancı dil konuşma yeteneğini edinmeniz, size dünyanın her yerinde çalışabilme imkanı sunacaktır. Ülke olarak bu nitelikte gençlere de ihtiyaç duyuyoruz dedi.
     Dinçer, bilim ve teknoloji üreten ülkelerin öne geçtiğini, eğitime önem veren ülkelerin, geriden bile başlamış olsalar çok hızlı gelişimlerini tamamlayıp dünyada söz sahibi olduğunu gördüklerini ifade ederek, Türkiyenin 2023 yılında dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına girmek gibi hedefi bulunuyor. Adım adım bu hedefe doğru ilerliyoruz. Türkiye 10 yıl öncesinin ülkesi değil. Her alanda olduğu gibi eğitim alanında da böyle. Eğitim, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler, kamu ve özel sektörün üniversitelerin gündeminde ağırlıklı yer tutuyor. Yeniliğe, girişimciliğe, araştırma ve geliştirmeye verilen önem her geçen gün artıyor diye konuştu.
     Törene, Balıkesir Valisi Ahmet Turhan, rektör Prof. Dr. Mahir Alkan ile öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
     Bakan Dinçer, ardından Belediye Başkanı İsmail Oku makamında ziyaret ederek bir süre basına kapalı görüştü.
    
     Muhabir: Zafer Akpınar
     Yayıncı: Kamuran Akkuş
<< Önceki Haber Milli Eğitim Bakanı Dinçer: Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER