Bir süre önce aynı şekilde polis baskınana maruz kalan Dnevni Avaz gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Faruk Vele yaşanan bu acı olayları kendilerinin de yaşadığını ve bu anlamda Zaman Gazetesi'ni en iyi anlayacak kurumun kendilerinin olacağını ifade etti.

Değerli meslektaşlar;

Türkiye’nin en çok satan gazetesi olan Zaman Gazetesi'nin haksız yerde, arsızca, zorla ve hiç şüphe yok ki Recep Tayyip Erdoğan iktidarının yönetiminde elinizden nasıl alındığını son günlerde üzüntü, hayal kırıklığı ve haksızlığa karşı hissettiğimiz kızgınlıkla takip ediyoruz.   

Son yapılanların Zaman’ı susturma operasyonu olduğu, Türkiye’de eleştirel gazeteciliğin susturulmasına yönelik etkili bir yolun açıldığını, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın insan haklarını çiğnediği, büyük gazeteler üzerinde hakimiyet sağlamak için Erdoğan’ın adli organları kullandığı yönünde Amnesty International, Sınır Tanımayan Gazeteciler, New York merkezli Committee to Protect Journalists, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, Medya Özgürlüğü OSCE temsilcisi Dunja Mijatovic ve State Department gibi yerlerden gelen uyarılar kulağımıza gelirken, ülkenizde medya özgürlüğüne karşı açılmış olan savaş halen sürmektedir.

Bosna-Hersek'te yaşayan gazeteciler ve genel olarak halkımız, Zaman Gazetesi'ne ait binanın önünde sakince protesto yapan ve "Gazetemizden elinizi çekin" dövizlerini elinde tutan suçsuz ve başı kapalı kadınlar basta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yönelik uygulanan polis şiddetini gösteren karelerden dolayı son derece rahatsız olmuştur.   

Değerli meslektaşlar, biz sizin yanınızdayız, çünkü 40 gün kadar önce Bosna-Hersek'in son 21 yıldır en çok satan ve en etkin gazetesi konumunda olan ve benim de genel yayın yönetmeni olduğum Dnevni Avaz gazetesini, Zaman gazetesi olayında olduğu gibi hukuki işler mazeretiyle, maskeli ve elleri silahlı özel kuvvet mensupları basmıştır.

Dnevni Avaz gazetesine yönelik siyasi çevreler tarafından yapılan saldırının asıl amacı Bosna-Hersek toplumunun her kesimi tarafından özgürlüğün sesi olarak nitelendirilen gazetemizi susturmak veya kapatmaktı. Yaşanan olayların akabinde çalışanlarımız, bizi korkutmayacak ve susturamayacaksınız, mesajını vererek bu yolda mücadele vereceklerini açıkça dile getirmişlerdir. 

Türkiye kamuoyu bilmeli ki Bosna-Hersek hükümetinin bir kısmı ve Türkiye Cumhuriyeti hükümeti arasında yapılan bir plan kapsamında gazetemizin kurcusu olan Fahrudin Radoncic, Bosna'ya yapılacak olan muhtemel yatırımları görüşmek için Türkiye’ye gittikten sonra, bagajına yerleştirilecek olan para ve altın gerekçesiyle İstanbul’da tutuklanacaktı ve bu günlerde gazetenizin başına gelenlere benzer bir senaryo Dnevni avaz gazetesinin başına gelecekti. Bu iki senaryonun benzerliği sizce de tuhaf değil mi? 

   

Bütün bunlardan dolayı Dnevni avaz ve Bosna halkı olarak Zaman gazetesi çalışanlarına ve yayın yönetmenlerine yönelik uygulanan zulmü herkesten iyi anlıyoruz.

AK Parti'den gelen siyasetçiler Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'e karşı ayrı bir sempati duyduklarını söylerler. İşte bu sebepten dolayı ona ait sıradaki sözü onlara hatırlatmak isterim, sadece korku duyan iktidarlar kalemden ve herkesin önünde söylenen sözlerden çekinirler ve yine sadece bu iktidarlar yazı yazanlara ve söz söyleyenlere karşı savaş açarlar.

Aliya İzzetbegoviç kendisine karşı açılan düzmece bir davada uzun bir hapis cezasına çarptırıldığı halde bu davadan zaferle çıkmış bir insandır. 

Bu dönemde söylediği bir başka söz bugün bile kulaklarımızda çınlıyor ve bu sözü hem İstanbul hem de Ankara duymasını temenni ediyoruz

Bütün sevgimi İslam’a verdim, iktidara hiçbir şey bırakmadım!

Sevgili meslektaşlar ve dostlarımız, Bosna'dan en samimi ve en içten dileklerle sizleri  selamlıyoruz.

Yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyoruz.

Sizi korkutmalarına ve susturmalarına izin vermeyin!

Size ve Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan bütün iyi niyetli insanlara sevgilerimizi gönderiyoruz.

"Dnevni avaz"

Genel Yayın Yönetmeni

Faruk Vele