"Bakanlardan bürokrasinin verdiğini okuyan da var kendi bildiğini okuyan da"


Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı kabul edildi. Bütçe görüşmeleri, kimi zaman gece yarılarına kadar, kimi zaman sabaha kadar sürdü. Bütçe tasarısının, bu hafta TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi bekleniyor.

Muhalefet partilerinin komisyon temsilcileri, bakanların performansını değerlendirdi. Bakanların, sordukları sorulara cevap vermemesinden şikayetçi olan CHP, HDP ve MHP'li milletvekillerinin, bakanlar hakkındaki ortak görüşü ise "Hazırlıklı gelen de var, bürokrasinin verdiğini okuyan da var, kendi bildiğini okuyan da." şeklinde.

TBMM'ye 15 Ocak 2016 tarihinde sevk edilen 2016 Yılı Bütçesi'ne ilişkin çalışma maratonu, bakanlıkların ve kurumların bütçelerinin kabulüyle sona erdi. Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın, 20 Ocak'ta sunumuyla başlayan bütçenin komisyon görüşmelerine 25 Ocak'ta geçildi. 17 Şubat'ta ise bütçe komisyonda kabul edildi.

Görüşmeler sırasında kimi zaman gülüşmeler, kimi zaman da sert tartışmalar yaşandı. Cihan muhabirine bakanların performansını değerlendiren muhalefet partilerinin temsilcileri, bakanların sorulara cevap vermediği konusunda hemfikir oldular. Plan ve Bütçe Komisyonu'nun CHP, HDP ve MHP'li üyelerinin bakanlar hakkındaki görüşleri şöyle:

"HESAP VERMELERİ GEREKTİĞİNİ ANLAMAMIŞ BAKANLAR BİLE VAR"

CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, bazı bakanların sorulara cevap verdiğini ama bazı bakanların da çok yetersiz kaldığını belirterek, "Burada ne yapılmak istendiğini bilmiyorlar, plan ve bütçe komisyonunda. Hesap vermeleri gerektiğini anlamamış bakanlar bile var. Derslerine çalışmadan gelmişler. Milletvekillerinin çoğu da burda bir denetim yaptıklarının, yeni bir bütçe yaptıklarının, bu konuda yetkili, sorumlu olduklarının ve bu sorumluluğunun ve yetkinin büyük olduğunun farkında değil. Maalesef Türkiye'deki anlayış bu, gelinen nokta. Bütçe yapmanın, halka karşı sorumlu olmanın çok yetersiz kaldığını gösteriyor. Dolayısıyla demokrasinin çok yetersiz kaldığını gösteriyor.

Burada yapılacak konuşma ispatlanacak, ciddi olması gereken, arkasında durulacak konuşmalar olur. Kahvedeki konuşmayı burada yapamazsınız. Muhakkak siyaset yapılır ama siyaseti daha fazla bilgiye, daha fazla ispat edilebilirliğe yönlendirmemiz lazım. Hesap verebilir, şeffaf olabilir olmak lazım. Burası kahve değil. Onu bilemiyorlar; görevlerini ve sorumluluklarını bilemiyor bazı bakanlar. Hükümet geçici bütçeyi mevzuata uygun olarak yapmadı." şeklinde konuştu.

"KENDİ BİLDİKLERİNİ OKUMAK YÖNÜNDE YÜRÜTMENİN BİR TAVRI VAR"

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan da mevcut parlamenter sistemde, yasama ile yürütme arasında maalesef bir denge olmadığına işaret etti. Paylan, şöle dedi: "Yürütmenin genel bir alışkanlığı var; hep gelip buraya yalnız bürokrasinin hazırladığı bütçeyi sunup, bizim eleştirilerimizi yarım kulak dinleyip, sonra cevap bile vermeyip, kendi bildiklerini okumak yönünde yürütmenin bir tavrı var. Yasama denetimi dediğimiz şey etkin bir şekilde yürümediği ortada. Sorularımıza çoğu bakanlık cevap vermiyor hatta kaale bile almıyor. Bakanların genel tavrı buydu. Yasamanın etkin denetimi için mücadele edeceğim. İktidar partisi milletvekillerine de aynı şeyi öneriyorum çünkü onlara karşı da aynı saygısızlık var. Onların da yürütme karşısında 'rica eder' durumda olmaları çok büyük bir sorun. Çünkü kendi yerellerinde bazı yatırımların olması anlamında yürütmeden rica eder durumdalar. Halbuki yasama belirliyor bütçeyi. Yürütme, yasamanın aslında talimatları, eleştirileri yönünde yürümeli. Oysaki yürütme kendisini çok daha güçlü hissediyor. Yasama ise yalnızca burada bir noter hükmünde bırakmış durumda. Bu dengeyi değiştirmeliyiz. Belki yeni anayasa çerçevesinde tartışacağımız temel konulardan birisi bu olmalı. Çünkü güçler arası bir denge yok. Güçler arası denetimi mutlaka etkin kılmalıyız. Yasamanın, yürütmeyi etkin bir şekilde denetleme şartlarını ortaya koymalıyız.

Kimi bakanlar daha samimiyetle sorularımıza cevap verdiler. Bakanların çoğu yalnızca icraatın içinden konuşmalar yaptılar; kendi propagandalarını yapmak için. Ortalama 100 soru soruyoruz her bakana; her bakan 10-15 soruya cevap verip; onlar da netameli olmayan sorular oluyor genelde. Netameli soruya da yazılı cevap veririm diye geçiştiriyor. Gelen yazılı cevaplar, gerçekten tatmin edici olmaktan uzak cevaplar."

"YENİ BAKANLAR, İYİ NİYETLİ AVANSLARI DEĞERLENDİRMEZLERSE ONA GÖRE BİZ DE MÜLAHAZALARIMIZI FARKLILAŞTIRIRIZ"

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal ise bütçe görüşmelerine hazırlıklı gelen de bürokrasinin verdiğini okuyan bakanlar da olduğunu, kendi bildiğini okuyan, değişik tarzları olanlar olduğunu ifade etti. Günal, şunları ifade etti: "Hatta gereksiz tartışmaya, polemiğe giren; hiç gereği yokken burada görüşmeleri uzatanlar da var. Sayıştay raporlarının gelmemesini, gelenlerin de içinin boş olmasını her toplantıda dile getirdik. Bakanların çoğu da genelde hala 2002 edebiyatı yaptıklarını gördük. Bazı bakanlar da yeni bakan olmuş, önceki hükümet yokmuş, yeni iktidar olmuş gibi 'şunu başlattık, bunu yapacağız, onu yapacağız, şunların yapılması lazım.' Biz de yapısal reformların yapılması şart diyoruz.

Yeni bakan olanlara biraz daha müsamalı davranıyoruz. Siyaset üstü kalması gereken Aile ve Mille Savunma Bakanlığı gibi bakanlıklara bazı şeyleri farklı söylüyoruz. Bir sosyal değerler, manevi değerler eğitimi şart olduğunu hepsine ilettik. Çünkü en önemli sorunumuz bu; bir değerler erezyonumuz var, bir yozlaşma var. Bunları aşmadan, eğitimle bu işi çözmeden diğerlerini başarma şansımız yok. Ama önümüzdeki yıl gözden geçirdiğimizde, iyi niyetli avansları değerlendirmezlerse de ona göre de biz de mülahazalarımızı farklılaştıracağız. İnşallah bu bütçe ülkemize hayırlı olur. Bu yapısal reformlar da kayıkçı kavgalar, kısır çekişmeler bırakılarak yapılır. MHP olarak bizim beklentimiz onlardan budur. Öyle olduğu takdirde her konuda destek oluruz."

CİHAN
<< Önceki Haber "Bakanlardan bürokrasinin verdiğini okuyan da var kendi... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER