Piyasalar seçime kilitlendi

Merkez Bankası’nın faiz artırım kararı sonrası piyasalar mart ve ağustos ayındaki iki seçimi bekliyor...

Piyasalar seçime kilitlendi

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın aldığı sert faiz artırımı kararı piyasalarda hâlâ etkisini sürdürüyor. Kredi maliyetlerini yükseltse de FED’in tahvil alım azaltımı kararının negatif etkisini hafifleten, TL’nin kısa vadede dolara karşı değerini artıran hamlenin ardından piyasanın gündemine yeniden marttaki yerel seçimler ile ağustosta yapılacak cumhurbaşkanı seçimi yerleşti. 

Milliyet'in haberine göre; Odeabank Ekonomik Araştırma ve Stratejik Planlama Genel Müdür Yardımcısı Serkan Özcan, Merkez Bankası’nın aldığı önlemlerin de katkısıyla doların yılsonunda 2.05’e ineceğini ve 2014 ortalamasının da 2.10 olmasını beklediklerini belirtti. Özcan, diğer taraftan siyasi riskler ve faiz artırımı sonrası yüzde 3.1 olarak öngörülen 2014 büyüme rakamlarında düşüş riskinin olabileceğini söyledi. Özcan şöyle devam etti: “2014 iç ve dış talebin büyümeye katkısının pozitif olacağı bir yıl olacak. AB’ye girme sürecinin canlanması da yabancı yatırımcının güvenini sağlamlaştıracak.”İntegral Menkul Değerler Araştırma Müdürü Egemen Candır ise yabancı yatırımcının özellikle seçimlerden sonra Türk ekonomisinin daha fazla istikrara kavuştuğunu göreceğini ve avantajlarından yararlanmak için harekete geçeceğini vurguladı. Candır, “Seçimlerden sonra TL istikrara kavuşacak ve yeniden dengelenen ekonomi yabancı yatırımcıyı çekecek. Hazirandan sonraki büyüme ve politik öngörü ile Türkiye yeniden cazip olacak” dedi.

Siyasi sorunların finansal piyasaları sert bir biçimde etkilediğini dile getiren Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz, ABD’nin tahvil alım programını azaltması ve Çin’in ekonomik büyümede endişe verici verilerinin kaygı yarattığını söyledi. Marta kadar tansiyonun düşmesini beklemediklerini belirten Yılmaz, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de siyasette tansiyonu artıracağını kaydetti.Global ekonomik krizin etkisiyle uzun zamandır toparlanmaya çalışan gelişmiş ülke ekonomileri 2014 itibariyle nefes almaya başlıyor. Bu durum gelişmekte olan ekonomiler için sıkıntı yaratacak. Nedeni basit: Bugüne kadar eksi büyümeleri nedeniyle gelişmekte olan ülkelere kayan yatırımlar yeniden yönlerini riski düşük gelişmiş ülkelere çevirecek.

Coface Group Baş Ekonomisti Yves Zlotowski, Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ekonomilerin en büyük probleminin cari açık olduğunu söyledi.“Problem tedarik tarafında. Yatırımlar gelişmekte olan ülkelerde düşüyor. Yüzde 10’ların üzerinde büyüyen pazarların büyüme rakamları yüzde 2.5’lere kadar düştü. Tedarik yaratılamadığı için de ithalat artıyor. Dolayısıyla cari açık artıyor. Sorun nakit akışı değil risk öngörüleri” diyen Zlotowski, içinde Hindistan, Brezilya, Endonezya, Güney Afrika ve Türkiye’nin de olduğu kırılgan beşli olarak nitelendirilen ülkelerin hepsinde seçim olduğunu ve bu durumun siyasi istikrar kaygılarını artırdığını vurguladı.Gelişmekte olan ülkeler için bu yıl büyümenin aşağı yönlü hareket edeceğini ifade eden Zlotowski, “Yine de gelişmekte olan ekonomilerde tüketim hâlâ dinamik, orta sınıf harcamaları sürüyor. Türkiye, Brezilya ve Hindistan gibi faiz artırımına gitmeyi tercih etti. Bu gayet iyi. 

Gelişmekte olan ülkelerin merkez bankaları çok tecrübeli. Bu da ciddi bir avantaj” dedi.2013’ün son çeyreğiyle birlikte finansal piyasalarda bambaşka bir süreç yaşanıyor. Piyasalarda bu süreç ‘yeni normal olarak’ nitelendiriliyor. Bu süreçte yatırım yaparken uzun vadeli düşünmenin önemli olduğunu kaydeden Yapı Kredi Portföy Yönetimi Genel Müdürü Emir Alpay, yabancı yatırımcıların şu anda bekle-gör stratejisiyle hareket ettiklerini, yılın ikinci yarısında Türkiye’ye olan ilginin artabileceğini söyledi. 



<< Önceki Haber Piyasalar seçime kilitlendi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER