Erdoğan net konuştu: Ucu nereye...

Başbakan Tayyip Erdoğan, Diyarbakır mitinginin ardından Ankara'ya dönerken, uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan net konuştu: <b>Ucu nereye...</b>

Ucu nereye varırsa varsın Ergenekon'un peşini bırakmayız 29 Mart yerel seçimlerinde sonucu en fazla merak edilen şehirlerin başında gelen Diyarbakır'dan memnun ayrılan Erdoğan, Kürt sorununa yönelik açılımların süreceğinin işaretini verdi. Bölge halkının en çok mutlu olduğu icraatların başında 'Ergenekon operasyonu'nu sayan Erdoğan, bunu yaptıkları kamuoyu anketlerinde açıkça gördüklerini vurguladı. Vatandaşların olayın sümenaltı edilmediğinin farkında olduğunu kaydeden Erdoğan, çetelerle mücadelede kararlılık mesajı verdi: "Bu bir arınma operasyonu. Temiz elleri, bu ülke hep konuştu. Ama yapamadık. Temiz ellerin bizde de olması lazım. Bunun üzerinde de ısrarla durmak zorunda kaldım. Bu konunun peşini bırakacak değiliz. Bu olay nereye varırsa devam edeceğiz." Soruşturma sürecinde bir yavaşlamanın söz konusu olmadığını ifade eden Erdoğan, emniyet güçlerinin üzerine düşeni yaptığını, bulduğu delilleri savcılara ilettiğini bildirdi. Başbakan ardından ilginç bir şerh düşerek, 'yargının kilit konumu'na dikkat çekti: "Takdir edersiniz ki biz yasamanın içinde varız, yürütmede içinde varız. Ama yargıda biz yokuz. Yargıya müdahale gücümüz de yok. Yargıdan beklenen bizden beklenirse bize haksızlık olur." PKK'nın tehditleri ve DTP'nin protesto eylemi yapacağı yönündeki iddialar yüzünden endişelere yol açan Başbakan'ın Diyarbakır mitingi, olaysız geçti. Başbakan Erdoğan, yağışlı havaya rağmen meydandaki ilgi ve coşkudan memnun kaldı. Diyarbakır dönüşünde uçakta gazetecilere gezisini değerlendiren Erdoğan, 29 Mart için olumlu sinyaller aldığını kaydetti. "Bugünkü hava sakindi, gayet iyiydi. Şehrin temizliği de." sözleriyle bir önceki gezide çöpleri toplamayan DTP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e göndermede bulunan Erdoğan, duyduğu memnuniyeti şu sözlerle ortaya koydu: "Buraların en hassas yeri Bağlar'ın Kuruçeşme'sidir. Havaalanından tam çıkışta kavşak noktası var. Foto muhabirlerine dikkat ederseniz oraya yığılmıştı. Dikkatinizi çekti mi sizin? Orası çok hassas bir yerdir. Hatta merkezleri falan da orasıdır. Bazı olumsuz şeyleri de orada yaparlar. Nitekim benim üniversite açılışına geldiğimde orada yine öyle provokatif şeylere gitmeler olmuştu. Bu kez öyle bir durum yoktu dönüşte Bağlar'a girdiğimizde. Gelirken Bağlar'da 5-6 noktada durdum orada birikmişlerdi çocuklar. O çocuklara ben oyuncak dağıttım. Aynı şekilde dönüşte onu Bağlar'da yaptım. Çok güzel oldu. Ama meydanda kitlenin coşkusu heyecanı hele hele bayanlar maşallah bayağı iyiydi." Güneydoğu'da heyecana yol açan açılımlara değinen Erdoğan, Kürtçe TV'de programların çeşitlendirileceğini vurguladı. Almanya'da yaşayan Kürt sanatçı Şivan Perver'in Türkiye'ye dönmesine sıcak bakan Erdoğan, 'Kürtçe klip çekeceğim' dediği için medyatik lince tabi tutulan ve bu yüzden ülkeyi terk ederek gittiği Fransa'da hayatını kaybeden Ahmet Kaya'nın kabrinin Türkiye getirilmesine de yeşil ışık yaktı. "Ertuğrul (Günay) Bey'e 'Ahmet Kaya'nın eşiyle görüş. Eğer kabrini buraya taşımak isterlerse, Ahmet Kaya'nın kabrini buraya aldıralım.' dedim." Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin bölgedeki tek rakibinin DTP olduğunu ifade ederken, partisine yönelik desteğin her geçen gün arttığını bildirdi. Ancak şimdiden bir şey söylemenin doğru olmadığını, mart başında yapılacak anketlerin bölgedeki durum konusunda bazı ip uçları vereceğini aktardı. Başbakan, sohbette gündemdeki diğer konuları da değerlendirdi. Baykal'ın düello çağrısı hatırlatılınca "Her halde moderatör olarak seçtikleri kişi de bellidir." dedi. "Moderatör de tehlikede yani" esprisine ise Başbakan'ın cevabı şu oldu: "Davos'ta moderatörle öyle bir şey geçti. Gittim geldim yani. Omuzuma elini attığı anda, orada denge değişti. Çünkü, böyle bir edepsizlik, terbiyesizlik olmaz." Erdoğan'ın, açıklamaları özetle şöyle: Davos'un meydanlara etkisi Bir defa dikkat ederseniz ben Davos'u hiç kullanmıyorum. Konuşmuyorum. Çünkü bunun bir istismar vesilesi olmasını istemiyorum. Ancak millet zaten şeyi burada kapmış yani kavramış. Millette benim gördüğüm şu: Millet bir şeyin hasreti içerisindeydi. Kendi ülkesini temsil edenlerin kendi ülkesinin liderlerinin başka ülke liderleri karşısında el pençe divan durmasını bu millet istemiyor. Kendi onuruna, kendi izzetine onu yediremiyor. CHP, tutuklu başkanları bile tekrar aday gösterdi Şu ana kadar partimden ihraç edilmiş olan belediye başkanı ve belediye meclisi üyelerinin sayısı neredeyse 20'yi bulacak. Biz bir şeyi ele aldığımızda hiç beklemeden soruşturma açılmadan bunları partimizden ihraç ederiz. CHP böyle bir şeyi yapamaz. Haklarında soruşturma açılmış belediye başkanı gözaltına alınmış hatta bazıları tutuklanmış. Edirne'yi mesela başkan adayı yapmışlar. Buca Belediye başkanım çok başarılı olmasına rağmen aldığımız bir ilke nedeniyle kendisiyle özel görüştük. Kusura bakma seninle yapamayacağız, dedim. O da anlayışla karşıladı. Cemil Bey bölgesinde başarılı olmasına rağmen onu aday yapmadık. Ha bakın sadece bir duyum sebebiyle. Temenni ederim ki Cemil Bey inşallah oradan suçsuz çıkar. Ama bu kadar hassas davranıyoruz. Şimdi CHP'nin böyle bir yaklaşım tarzı yok. Sevigen konusuna gelince bu konuyu zaten konuşmama gerek yok. Bu şeyler üzerinden rant elde etmek istiyorlar." TRT Şeş'i daha da güçlendirmemiz lazım TRT Şeş'i güçlendirmemiz lazım. Şu anda arkadaşlar onun üzerinde çalışıyor. Tabii TRT Şeş'in güçlendirilmesini Farsça ve Arapça dilleri takip edecek. Program içeriğini çeşitlendirebilirsek ben inanıyorum ki Kuzey Irak'ta, Irak'ın daha da merkezine doğru çok daha büyük ilgiler uyandıracaktır. Diğer televizyonların böyle ciddi bir altyapısı yok. Burada bir altyapı da var. Arşiv de var. Özellikle Türkiye, dilde buluşma noktası olursa, dil noktasında TRT bunu aşabilirse. Bu da, bu işte mesafe aldıkça olacak. Biraz da TRT'deki arkadaşlarda ürkeklik de var. Bütün medya gruplarına aynı denetim yapılıyor Biz hükümet olarak geçip, Maliye Bakanlığı olarak soruşturma açacağız; veyahut oranın dosyalarını incelemeye alın' demeyiz. Maliye Bakanlığı hesap uzmanlarıyla, vergi denetmenleriyle kontrolörleriyle bu tür kararları alırlar. Belli bir süreyle bu kontroller yapılır. Doğan Medya Grubu da buna takılmıştır. Nitekim daha önce de çok ciddi bir rakamla bu işe takıldı. Kendileri uzlaşma talebinde bulunarak uzlaşmaya gittiler ve uzlaşma sonucunda çıkan cezayı ödediler. Bu bütün medya grupları için Maliye Bakanlığı'nın periyodik bir işlemi. Mesela aynı şekilde SPK'nın var. Bağımsız kurum bu. Onu da mı ben yönlendiriyorum? Deniz Feneri'nin AK Parti'yle ne alakası var? Bildiğim kadarıyla Sayın Baykal avukat. Bir avukat uluslararası yargıda yani Alman mahkemelerinde görülen bir davayı nasıl olur da gündeme taşır? Ve sürekli iktidar partisiyle ilintili hale getirir? Adalet Bakanlığı Alman adlî makamlarıyla görüşmeleri yapmış. Dosya talebinde bulunmuş ve bu dosya Türkiye'ye gelir. Geldikten sonra hakikaten suç unsuru varsa Adalet Bakanlığı da gereğini o zaman yapar. Ama dosyaları alıp böyle elinde sağda solda sallamak.. Kaldı ki bunu bir seçimde bu şekilde yapmanın anlamı ne? Bunun bizim partilerle ne alakası var? Bu siyasî etikten yoksun bir siyaset. Baykal'a televizyonda prim yaptırmam Bunu (düello) bir defa sağlıklı bir propaganda yolu olarak görmuyorum. Zira daha öncekileri gördük. Ben CHP'nin hangi yerel yöneticisiyle tartışacağım? Baykal'ın yerel yöneticilik noktasında söyleyeceği ne var? Benim yerel yöneticilik geçmişim var. Sayın Baykal'ın böyle bir geçmişi yok. Ben bu konuda iyi konuşurum. Tabii o meydan okuyarak, oradan prim yapmak, reklam yapmak istiyor. Ne o primi, ne o reklamı kendisine yaptırtmam. Kaldı ki oy buralarda veriliyor. Meydanlarda. Ne anlatacaksan gel burada anlat. Ekrem Dumanlı-ZAMAN
<< Önceki Haber Erdoğan net konuştu: Ucu nereye... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER