Gültekin Avcı hükümete öyle bir soru sordu ki...

Bugün Gazetesi Yazarı Gültekin Avcı bugünkü köşe yazasında hükümete cevaplandırılması için 15 soru sordu.

Gültekin Avcı hükümete öyle bir soru sordu ki...

"20 yıllık bir ceza hukukçusu olarak, uluslararası komploların delillere dayalı bir adli soruşturma üstünden yürüdüğünü görmedim" Bugün Gazetesi Yazarı Gültekin Avcı'dan hükümete çok çarpıcı sorular geldi.

* "Konu suç işlediği iddia olunan bazı hükümet unsurlarıdır diye, on yılların adli soruşturmasının adını "komplo" olarak satamazsınız, yutturamazsınız. Suç delili varsa, soruşturmayı engellemek ve iddialara "komplo" demek hukuka, millete ve demokrasiye hakarettir. 
* "Çete ve paralel devlet" olarak delilsizce suçladığınız bu anayasal kuruluşlar olan yargı ve polis teşkilatıyla bilerek ve isteyerek (kasten) 11 yıldır çalışmadınız mı? 
* Bağış olduğu iddia edilen milyonlarca doların şahsi evde ve ayakkabı kutularında saklandığını hiç gördünüz mü? Bağış alınma ve muhafaza edilme usulünün böyle olmadığını bilmiyor musunuz?
Rıza Sarraf'ın bazı fotoğraflarda devlet protokolüne ait birinci sırada oturduğu görülüyor. O sırada Yargıtay, Danıştay Başkanları, müsteşarlar, o ilin emniyet müdürleri ve jandarma komutanları bile oturamıyor. Bu kişi hangi statü ve unvanla oralara oturabiliyor?
*Toplumu Yasama-Yürütme-Yargı yerine Yürütme-Yürütme-Yürütme garabetiyle karşı karşıya bıraktığınızın farkında mısınız?

İşte Gültekin Avcı'nın bugünkü yazısı...

Hükümete sorular

20 yıllık bir ceza hukukçusu olarak, uluslararası komploların delillere dayalı bir adli soruşturma üstünden yürüdüğünü görmedim. Çünkü suç delilleri varsa, dünyanın her yerinde yapılacak şey aynıdır.

Konu suç işlediği iddia olunan bazı hükümet unsurlarıdır diye, on yılların adli soruşturmasının adını "komplo" olarak satamazsınız, yutturamazsınız.

Komplolar, Ceza Kanunu ve CMK'ya göre planlanmaz ve yürütülmez. Çünkü delil yoksa suç da yoktur. Suç delili varsa, soruşturmayı engellemek ve iddialara "komplo" demek hukuka, millete ve demokrasiye hakarettir.

Şu sorulara cevap verin.

1- Komplo iddialarınız doğruysa, sahte ve düzmece deliller varsa, bunlar yargılamada ortaya çıkar. Yanlış bir şey varsa esas mahkemesinden, itiraz mahkemelerinden, Yargıtay'dan, AİHM'den döner. Soruşturmayı can havliyle gece yönetmelikleriyle neden engellemeye çalışıyorsunuz? Hani abdestinizden şüpheniz yoktu?

2- "Yolsuzlukları örtmeyiz" diyorsunuz ama savcının soruşturmada görevlendirdiği polis şeflerini bir gecede alıyorsunuz. Savcının yürütme organından gizli yapması gereken soruşturmayı bir gece değişikliğiyle kendinize bağımlı hale getiriyorsunuz. Milletin zekâsını da ayakkabı kutusuna mı sığdıracaksınız?

3- Savcı kabul etmeseniz de ayakkabı kutusunda ve bakanın kolunda bile delilleri gösteriyor. Siz ise "çete, paralel devlet" gibi delilsiz iddialarla anayasal kurumlar olan Yargı ve Emniyet teşkilatını karalıyorsunuz. Elin oğlu onlarca delil gösterirken, siz delillere değil, hukuki bir değeri olmayan siyasi sloganlarla kendinizi akladığınızı mı zannediyorsunuz?

Bağış ayakkabı kutusunda saklanır mı?

4- Bağış olduğu iddia edilen milyonlarca doların şahsi evde ve ayakkabı kutularında saklandığını hiç gördünüz mü? Bağış alınma ve muhafaza edilme usulünün böyle olmadığını bilmiyor musunuz?

5- Yolsuzluk soruşturmasının merkezindeki şüpheli Rıza Sarraf'ın bazı fotoğraflarda devlet protokolüne ait birinci sırada oturduğu görülüyor. O sırada Yargıtay, Danıştay Başkanları, müsteşarlar, o ilin emniyet müdürleri ve jandarma komutanları bile oturamıyor. Bu kişi hangi statü ve unvanla oralara oturabiliyor?

6- Sizin iktidarınıza cebren, tehdit ve şiddet kullanma planlarıyla kastedenleri bu savcılar ve bu polis şefleri soruştururken sesiniz çıkmıyordu. Bilgi sızması o zamanlarda da vardı. Lakin konu kendi iktidarınız olunca sükût ettiniz. Bu defa yolsuzluklara bakanların adı karışınca, her zaman alkışladığınız o yargının kanunlara uygun yürüttüğü soruşturma neden komplo oldu?

7- Sizi, iktidarınıza kasteden Ergenekon ve Balyoz cuntalarından "çete ve paralel devlet" dediğiniz bu yargı ve polis teşkilatı mı kurtardı? Hatta daha da ileri giderek, o çete dediğiniz yargıyı/polisi sonuna kadar desteklediğiniz onlarca açıklama yapmadınız mı? Gezi'de çete dediğiniz o polisleri kahraman ilan etmediniz mi?

8- "Çete ve paralel devlet" olarak delilsizce suçladığınız bu anayasal kuruluşlar olan yargı ve polis teşkilatıyla bilerek ve isteyerek (kasten) 11 yıldır çalışmadınız mı? Hal böyleyse önce kendinizi tasfiye etmeniz ve suçlu ilan etmeniz gerekmez mi?

9- İspanya'da iktidar partisi merkezine operasyon yapanlar, İtalya'da bakanları ve başbakanları yolsuzluktan tutuklayanlar (Di Pietro), Almanya'da cumhurbaşkanının ev ve işyerinde arama yapanlar, ABD'de âdiyattan bir Monica skandalında bile Başkan Clinton'ı 6 saat sorgulayanlar hep bu çete ve paralel devletler miydi?

Yolsuzluklar mı örtülüyor?

10- Günlerdir süren polis ve bürokrat kıyımlarını neden daha önce yapmadınız da tam soruşturma başlamışken yapıyorsunuz? Özellikle yolsuzlukları araştırmakla görevli Mali Şube ve Organize Suçlar Şube ekipleri her yerde değiştirildi. 25 ildeki teşkilat ve belediyelerinizde yolsuzluk var da onları mı örtüyorsunuz? Neden şimdi?

11- Adli Kolluk Yönetmeliği'ni hem de soruşturma başlayınca alelacele değiştirerek CMK'yı ihlal ettiğinizi, Anayasa'nın güçler ayrılığı ilkesini, hukuk ve demokratik devlet ilkesini ayaklar altına aldığınızı bilmiyor musunuz?

12- Ülkenizin güneydoğusunda sıhhatle işleyen bir paralel devlet (KCK) var. Yasama-Yürütme-Yargı organları çalışıyor. Ama siz onlara karşı hukuku bilerek işletmiyorsunuz.

Ya hiçbir suça karışmamış ve aleyhlerinde hiçbir delil olmayan insanları ve sivil toplum gruplarını "çete" olarak hangi hukuk ve ahlakla itham edebiliyorsunuz? Hazırladığınız yanlı suç belgeleri olan istihbari fişlerden başka, hukukun muteber kabul ettiği bir delil var mı gösterin. (İstihbarat raporlarının hukuki bir değeri yoktur. Delil değildir.)

13- Toplumu Yasama-Yürütme-Yargı yerine Yürütme-Yürütme-Yürütme garabetiyle karşı karşıya bıraktığınızın farkında mısınız?

14- Aileleri, akrabaları, mütedeyyin ve seküler toplumu, hukuksuz ve partizanca tutumlarınızla birbirine süratle husumete sevk ettiğinizi, halkı bu zamana kadar emsali görülmemiş bir şekilde polarize edip kaosa sürüklediğinizi biliyor musunuz?

15- Artık CHP'nin tek parti dönemini eleştirme hakkınızın kalmadığı, Anayasa'nın devletin demokratik hukuk devleti olduğunu belirten 2. maddesini askıya aldığınızın farkında mısınız?
<< Önceki Haber Gültekin Avcı hükümete öyle bir soru sordu ki... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER