İş dünyası ayağa kalktı

YÖK'ün katsayı düzenlemesini ikinci kez iptal eden Danıştay'a en büyük tepki iş dünyasından geldi.

İş dünyası ayağa kalktı

Yargının, YÖK ve sanayiciye yük olmaktan vazgeçmesini isteyen işadamları, nitelikli ara eleman ihtiyacının karşılanabilmesi için üniversiteye girişte katsayı engelinin tamamen kaldırılması çağrısında bulundu. TÜSİAD'ın Anadolu ayağını temsil eden Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Celal Beysel, katsayının Anayasa'daki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Danıştay'ın, iş dünyasının ihtiyaçlarını gözetmeyen bir karar verdiğini belirten Beysel, "TÜRKONFED olarak meslek liselerinin kalitesinin yükseltilmesi için katsayı engelinin kaldırılması gerekiyor." dedi. TUSKON Başkanı Rızanur Meral, iptal kararının iş dünyasını rahatsız ettiğini vurgularken, Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Başkanı Öner Boysan, eğitimin 'yargı vesayeti' altında olduğunu dile getirdi. Türkiye Genç İşadamları Federasyonu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Hazim Sesli de, Danıştay'ın meslek liseleri üzerinde oyun oynamaktan vazgeçmesi çağrısında bulundu. KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç ise sanayicileri 'Danıştay'ın kararının iptalini sağlamak' için ortak bir platformda buluşmaya çağırdı. TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, "Katsayı sistemi eşitlik ilkesine aykırıdır ve meslekî eğitimin cazibesini azaltmakta, böylece meslek sahibi kalifiye eleman ihtiyacı olan ülkemizin ve gençlerimizin önünü tıkamaktadır. Kimsenin gençlerimize bu işkenceyi yapmaya hakkı yok." diye konuştu. YÖK ile Danıştay arasında yaşanan sürecin yakında sınava girecek öğrencilerin stresini daha da artırdığına dikkat çeken Beysel, şöyle devam etti: "Bu durum gençlerimizin hukuka, siyasete, özetle ülke yönetimine olan inançlarıyla ülkeye güven duygularının zedelenmesi sonucunu getirmektedir ve çok sakıncalı bir durumdur." Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, Danıştay'ın verdiği kararı adaletsiz bulduğunu belirterek, "YÖK, genç nüfusu istihdam etmeye yönelik bir adım atıyor. Ancak buna çelme takılıyor. İş dünyası olarak arzumuz bu adaletsizliğin giderilmesi. Sanayicilerin de hesap edildiği bir kararın çıkması." ifadelerini kullandı. Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Başkanı Öner Boysan da Danıştay'ın YÖK'e yük olduğunu dile getirdi. Eğitimin 'yargının vesayeti' altında olduğunu söyleyerek, yargının eğitimden el çekmesi gerektiğini vurguladı. Kararın gençlerin de sanayicilerin de moralini altüst ettiğini kaydeden Boysan, iş dünyasının ihtiyaçlarını gözeten bir karar verilmesini istedi. Kararın iptali için birleşmeliyiz Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, sanayicileri 'Danıştay'ın kararının iptalini sağlamak' için ortak bir platformda buluşmaya çağırdı. Sanayicilerin varlığını göstermesi gereken bir süreç yaşandığına işaret eden Özgenç, "Oturduğumuz yerden bu işi çözmek mümkün değil. Baronun, çocuklarımızın kaderiyle oynamasına izin vermemeliyiz." şeklinde konuştu. Aktif İşadamları ve Sanayicileri Derneği Başkanı Ali Akın, gençlerin istikbalini karartacak karara imza atan İstanbul Barosu'nun ideolojik savaş psikolojisinden kurtulması gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi: "Meslek liselilerin önünü açan düzenlemelere engel olunmasını hiçbir izan kabul etmez. Türkiye'de sanayinin gelişmesini istiyorsak bu baltalayıcı zihniyetin değişmesi gerekiyor." Sanayicilerin ve eğitimcilerin sessiz kalması halinde aydınlık yarınların baltalanacağı uyarısında bulunan Akın, iş dünyasındaki kan kaybını giderecek yönde karar verilmesi gerektiğinin altını çizdi. Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Hazim Sesli ise Danıştay'ın kararının tasvip edilecek hiçbir yönü bulunmadığını kaydetti. Yargının eğitime objektif bakmasını isteyen Sesli, şöyle devam etti: "İş dünyası ara eleman bulmada sıkıntı çekerken YÖK'ün attığı adım bize nefes aldırmıştı. Ancak Danıştay'ın bu kararı moralimizi bozdu. Katsayı engelinin aşılması Türkiye'yi de kalkındıracak bir durumken Danıştay'ın kararını adil bulmak mümkün değil. Meslek liseleri üzerinde oyun oynamaktan vazgeçilmelidir." Zafer Çağlayan (Dış Ticaret'ten sorumlu Devlet Bakanı): Karar, ekonomiye zarar veriyor 27 yıllık iş hayatımda karşılaştığım tek sorun nitelikli eleman eksikliği oldu. Bu nedenle yaptığım harcamaları bir kenarda yığsaydım bir fabrika kurulurdu. Ki işsizliğin temel sebebi de kalifiye eleman eksikliğidir. Almanya, Fransa gibi ülkeler bu sorunu sektörel ihtisaslaşma ile çözüyor. Avrupa, lise mezunlarının yüzde 75'inin meslek liseli olması sebebiyle gelişmiştir. Bizde ise tam tersi. Gençlik yıllarımda meslek liseleri, şu anki değerinin çok çok üstündeydi. YÖK'ün çalışmaları bu sebeple önem taşıyordu. Ki bu sebeple geçtiğimiz yıllarda yüzde 25 olan meslek liselilerin oranı şimdi yüzde 40'lara çıktı. Dönüşüm başladı. Fakat Danıştay'ın kararı ekonomik gelişimimize zarar veriyor. Mehmet Büyükekşi (Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı): Yaptırdığım okula kimse gelmiyor 8 yıl önce kurduğumuz Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı öncülüğünde 3 milyon liraya İngilizce ve İtalyanca dil eğitimi de veren bir meslek okulu inşa ettik. Ama üniversite okuma kaygısı sebebiyle öğrenciler bu okula gelmedi. Bu sebeple geçen yıl İstanbul Üniversitesi bünyesinde ayakkabı yüksekokulu kurulmasını sağladık. Hedefi üniversite okumak olan gençler şu an meslek liselerini tercih edemiyor. Türkiye'de sanayi ve ticaretin elzem ihtiyacı olan konu başka konularla karıştırılıyor ve sektörlere zarar veriliyor. Mesela şu an üniversitede okumuş olan mühendislere 3-4 yıl süren sıfırdan eğitim veriyoruz. Bunların hepsi ekonomimize zarar veriyor. Murat Yalçıntaş (İstanbul Ticaret Odası Başkanı): Meslekî eğitim kurban ediliyor Türkiye'nin en temel meselesi meslek eğitimidir. Meslek eğitimine önem verilmediği için 2009'da yüzde 6,5 küçüldük. Reel sektörün krizde duyduğu rahatsızlığın sebebi de vasıflı eleman eksikliğidir. Türkiye'de kamu-özel her kesimin yakındığı ve ekonomik anlamda hayati önem taşıyan nitelikli eleman konusu 'politik kaygılara' kurban ediliyor. Türkiye bu noktaya seneler evvel politik kaygılar sebebiyle alınan yanlış kararlar neticesinde geldi. Biz bu yanlış kararın ceremesini ödüyoruz. Krizden etkilenmiş olmamızın en önemli sebebi yüksek kaliteli mal üretemeyişimizdir. Buna altyapı sağlayacak eleman havuzunun bulunmamasıdır. YÖK'ün iyi bir çözüm getirmesine karşın Danıştay'ın aldığı karar, tekrar politik kaygıların ekonomik kaygıların önüne geçmesine sebep oldu. Hiçbir zaman politika, ekonominin önüne geçmemelidir. Çünkü gelecek, meslek eğitimi ve kaliteli üretimde yatıyor. Ömer Bolat (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği eski genel başkanı): Hukukla hiçbir alakası yok Danıştay'ın kararının hukukla hiçbir alakası yok. Tamamen ideolojik. Önceki yıllarda bu uygulama YÖK'e verilmişti, şimdi YÖK Başkanı değiştiği için aynı yetki bu kurumdan alınmış durumda. Bunun altında hukuk aranamaz. Türkiye'de öğrencilerin yüzde 43'lük bir kısmı meslek liselerinde eğitim alıyor. Milyonlarca gencimiz için acı bir karar. Sınav öncesi çocuklarımızın hayallerini yıktı. Mahmut Çelikus (Esnaf ve Sanat-kârlar Derneği Genel Başkanı): Milleti karşılarına aldılar Danıştay, milleti karşısına alan bir karara imza atarak milletin vicdanında bir yara daha açmıştır. Milyonlarca evladı mağdur eden bu kararla bir kez daha Türkiye'nin önü kesilmiştir. Bu, kabul edilemez bir karardır. Bir milletin uzlaştığı karar hiçe sayılarak, 28 Şubat karanlığından kalma çağdışı uygulamalar getirilmek isteniyor. Türkiye'nin kalkınmak için meslek erbabı genç beyinlere ihtiyacı var. Bırakalım, çocuklarımız mesleklerini özgürce seçsin. Kurumlar arasındaki güven zedelenmektedir. Bir hukuk mücadelesi değil adeta inatlaşma yaşandığı izlenimi verilmektedir. Birileri yoktan sorun var etme peşinde. Birileri bu ülkenin gençleri yetişmesin, sanayisi gelişmesin, ekonomisi düzelmesin isteğiyle hareket etmekte. İdeolojilerin karanlığındaki ellerinizi çocukların üzerinden çekin. Ramazan Davulcuoğlu (Ege ve Batı Akdeniz Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı): İstanbul Barosu, siyasî parti gibi Bu hukukçuluk değil, hukukçuluktan öte bir şey. Siyasi mülahazalarla bakış açısı geliştiriyorlar. İstanbul Barosu, Danıştay; muhalefet yokluğunda muhalefet yapıyor. Siyasi parti gibi davranıyorlar. Hukuki bir gerekçe aramıyorlar, siyasi düşünceyle hareket ediyorlar. Bu kararla gençlerimiz mağdur, moralsiz olacak. Sanayiciler de istihdamda sıkıntı yaşayacak. Sanayide kaliteli eleman sıkıntısı devam edecek. ZAMAN
<< Önceki Haber İş dünyası ayağa kalktı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER