Kılıçdaroğlu: AKP'li bir bakan bana teşekkür etti

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'ye sunulan 35 maddelik yeni yargı paketini eleştirdi.

Kılıçdaroğlu: AKP'li bir bakan bana teşekkür etti

Hükümeti, Kenan Evren'in 12 Eylül'de getirdiği anti demokratik uygulamaları yeniden devreye sokmaya çalışmakla suçlayan Kılıçdaroğlu, "Eksra bir güvenlik paketi açmaya gerek yok. Sorun onu yakalayamıyorsun sen. Önemli olan bir yerin yakılması, yıkılması, yağmalanması. Suç mudur? Suçtur. Suçluyu yakalayıp adaletin önüne çıkaracaksınız. Hem yakalamıyorsunuz, sonrada, 'Ben cezaları ağırlaştıracağım.' diyorsunuz. Önce bir yakalayın ve yargıya çıkarın. Bakalım orada yeteri kadar ceza alıyor mu almıyor mu? Buna göre gereğini yapın. Devletin eli kolu bağlı. Şimdi gözdağı vermek istiyor. 'Ben bu yasal düzenlemeyi yapıyorum.' diyor ama bu yasal düzenlemeyle şiddet önlenmez. Sen devlet olarak gereğini zamanında yapacaksın." açıklamasında bulundu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, CNN TÜRK'de Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge'de gündemi değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, hükümetin Meclis'e sunduğu yeni yargı paketinin Kenan Evren'in 12 Eylül'de getirdiği düzenlemelerle aynı olduğunu savundu. "Hükümet bazı önlemler getiriyor. Şuan zaten bunlar yasak. Siz bir dükkanı bombalayıp, yağmaladığınız zaman bu yasal mı olacaktı? Hayır. Bu da yasadışı. Ben elimi güçlendireceğim diyor. Makul şüpheyi sadece şüphe varsa gözaltına alacağım diyor. Bunun ölçüsü yok. Biz, AB standartlarıyla karşı çıkmayız. AB standardını yakalamak zorundayız. Almanya'daki yasaları cımbızlarsak bu olmaz. Devletin yasaları vardır. Bunun kuralları vardır. Toplumsal düzenin barış içinde gidecek temel kuralları koyarsınız. Devletin istihbaratı vardır. Bunu öncede bildirir ve gerekli önlemler alınır. İstihbaratını bunu yapamıyorsa burada sıkıntı vardır. Sizin istihbaratınız güçlüyse, bunun önlemini zamanında almışsanız bu olayların çoğunu baştan önlersiniz." dedi.

"ÖCALAN'A 'BİZİ KURTAR' DEDİLER"

Hükümetin son olaylara ilişkin Abdullah Öcalan'dan yardım istediğini kaydeden Kılıçdaroğlu şöyle dedi: "Ülke kan gölüne dönüyor, hükümet ne yapacağını bilmiyor. Ama koşa koşa İmralı'ya gittiler. Apo'ya gittler, 'Olaylar boyumuzu aştı, ne olursun bizi kurtar' dediler. Gerekli bağlantılar kuruldu ve Öcalan talimatı verdi olaylar kesildi. Bu olay doğru. Biz halkı sükûnete davet ettik. Ancak bir bakan, 'Şiddet misliyle karşılık bulur' dedi. Demokrasilerde bu olmaz. Bunu diyecek batılı bir siyasetçi bulabilecek misiniz? Yok öyle bir şey. Hukuk içinde insanları yakalayıp yargılayacaksınız."

"BU YASAL DÜZENLEMEYLE ŞİDDET ÖNLENMEZ"


Devletin eksiği önce kendisine araması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, değişiklik yapılan maddelerin daha önce yine kendileri tarafından reform niteliğinde değişime uğradığını savundu. Ceza kanunu ve terör yasalarının yapboza döndüğünü anlatan CHP Lideri, "Hükümet etmeyi bilirseniz her sorunu aşabilirsiniz. Bunu yapamazsanız istediğiniz yasayı çıkartın. İngiltere'de yazılı Anayasa yok ama gerekli önlemleri alıyorlar. Burada olaylar oluyor önlem alan yok. Öyle olunca insanların özgürlüğünü hapsederek tedbir almaya çalışıyorlar. Molotof kokteyli, maske, bomba ne olursa olsun. Eğer şiddete dönüşüyorsa bu suçtur. Eksra bir güvenlik paketi açmaya gerek yok. Sorun onu yakalayamıyorsun sen. Önemli olan bir yerin yakılması, yıkılması, yağmalanması. Suç mudur? Suçtur. Suçluyu yakalayıp adaletin önüne çıkaracaksınız. Hem yakalamıyorsunuz, sonrada, 'Ben cezaları ağırlaştıracağım.'Önce bir yakalayın ve yargıya çıkarın. Bakalım orada yeteri kadar ceza alıyor mu almıyor mu? Buna göre gereğini yapın. Devletin eli kolu bağlı. Şimdi gözdağı vermek istiyor. 'Ben bu yasal düzenlemeyi yapıyorum.' diyor ama bu yasal düzenlemeyle şiddet önlenmez. Sen devlet olarak gereğini zamanında yapacaksın." ifadelerini kullandı.

"EKMEK ÇALANI BULAN ATATÜRK HEYKELİNİ YAKANI BULAMIYOR"

Okul yakmanın, molotof atmanın, maskeli eylem yapmanın dünyanın her yerinde suç olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, hükümetin olayları sadece seyrettiğine ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "Sen önce okulu yakanı yakala. Bunu yapamıyorlar. Acizliğini yeni yasalar çıkartacağım diyerek geçiştirmeye çalışıyorlar. İstanbul Esenler'de Atatürk heykeli yakıldı. Suçlu kim? Dükkandan ekmek çalan çocuğu buluyorlar. Meydanda Atatürk heykelini yakanı bulamıyorlar. Güneydoğu'da araç kontrolü yapıyorlar. Devlet yok mu?" dedi.

"PAKETİ HÜKÜMET DEĞİL ERDOĞAN AÇIKLADI"

Bu düzenlemeyle ilgili açıklamayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: " Erdoğan, 'Salı günü Meclis'e verilecektir.' dedi. Burada bakanların imzası yok. Bir grup milletvekilinin imzası var. Davutoğlu'nun burada dur demesi lazım. Bu hükümetin tasarısı değil. Bir grup Ak Parti milletvekilinin tasarısıdır. Siz devleti yönetiyorsunuz. Aşireti yönetmiyorsunuz. Şiddeti asla savunmadık ve savunamayız. Şiddetin şiddeti getireceğini biliyoruz. Devlet akılla yönetilir. Baskı ve şiddetle yönetemezsiniz. Bu düzenleme 12 Eylül'de çıkan yasaların aynısı var. Yüzüne maske takarak eylem yapanı gidin yakalayın. Siz o insanlara sokağa çıkmadan önce gözaltına dahi alabilirsiniz. Yetkiniz de var. Erdoğan bir miting öncesi gittiği yerdeki üniversite öğrencilerini gözaltına alıyorlar. Aynı şey. Sen şikayet makamında mısın? Sen devleti yönetme makamındasın."

"CHP AKSARAY'I KULLANMAYACAK, ODTÜ'YE VERECEĞİZ"

29 Ekim için Cumhurbaşkanı'ndan resepsiyon daveti aldığını ancak davete gitmeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, yeni yapılan Cumhurbaşkanlığı sarayını iktidar olduklarında kullanmayacaklarını, ODTÜ'ye devredeceklerini kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı ile olan ilişkilerimizi resmi tonda tutacağız. Çankaya'da da olsa gitmeyecektik. Oraya da harcanan para yazık günah. Bunlar iktidar olmadan önce, 'Ankara'da koca koca bakanlık binaları var' diyorlardı. Şimdi kendileri yapıyorlar. Ak Parti iktidarına kadar Başbakanlık mütevazi bir binaydı. İngiltere'de de bu böyleydi. Kimin parasıyla yapıyorsunuz? Biz o binayı kullanmayacağız. ODTÜ'ye vereceğiz. Orada eğitim yapılsın. Türkiye'nin büyümesi, binaların büyümesi değil, bu ülkede çağdaşlığı getiriyorsanız olay budur. Parayı kendiniz için değil, ülke için harcayacaksınız. Osmanlı'da batışında borç parayla saray yaptırdı. Burası da borç parayla yapılıyor. Cumhurbaşkanı yasalara uygun davrandığı sürece saygılı olacağız. Şuan Cumhurbaşkanı değil. O koltuk boş. Şuan Ak Parti'nin Genel Başkanı. Biz yemin törenine de katılmadık. Çünkü yemin metnini inanmadan okudu. Biz haklı çıktık. Davutoğlu, 'Cumhurbaşkanlığı makamı tarafsızdır. Bundan sonra muhatabınız benim' dedi. Cumhurbaşkanı hala beni eleştiriyor. Şimdi beni ne diye çağıracak? Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduktan sonra eleştirmemeye özen gösterdik. Davutoğlu sürekli eziliyor. Sürekli baskı altında. Kanun teklifinin Salı günü geleceğini yine Cumhurbaşkanı açıklıyor. Ezilen yine Davutoğlu oldu. Cumhurbaşkanlığı makamı herkesin kendi üslubunu dile getireceği bir makam değildir. Devletin gelenekleri vardır. Kurallara uyarsınız. Cumhurbaşkanı'nın nasıl davranacağı Anayasa ile belirlenmiştir." diye konuştu.

"BİR BAKAN SOKAKLARA ÇIKMADIĞIMIZ İÇİN TEŞEKKÜR ETTİ"


Son günlerde yaşanan sokak olaylarında hiçbir CHP'linin sokağa çıkmadığını kaydeden CHP Lideri, "İstanbul'da yaptığımız yürüyüşü iptal ettik. Bir bakan da bunun için bana teşekkür etti. Saldırı bizim tezkere önerimiz üzerine oldu. Sen sus konuşma denildi. Daha sonra toplu bir eleştiri geldi. Demek ki biz bunların nasırlarına bastık. Bizim söylediğimiz yeni öneriye Ak Parti sindiremedi. Biz önerge vermedik. Kobani de bir insanlık dramı yaşanıyor. Şehirde yaşlı kadınlar ve çocuklar var. Ayrıca sınırda yüzlerce insan var. Ben burnumun dibinde bir katliam yaşanacaksa önlem alınmalı. Bunun için özel bir tezkere getirin bir size destek vereceğiz dedik. Bizim teklifimiz kadınların ve çocukların korunması. Gerekirse YPG ile birlikte IŞİD'e karşı mücadele olur. Biz Türkiye'nin geleceğini düşünmek zorundayız. IŞİD'in Kobani'yi ele geçirmemesi lazım. CHP olarak hem Irak'ın hem de Suriye'nin toprak bütünlüğü korumak zorundayım." şeklinde konuştu.

"ESAD'A KARDEŞİM DEMEDİK, HER ZAMAN ELEŞTİRDİK"

Suriye'de yaşanan iç savaş için hükümetin doğru adımlar atmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Esed'e ben hiçbir zaman kardeşim demedim. Eşimle birlikte olmadık. Tatil yapmadık. Kendi halkına baskı kuran hiçbir yönetimin yanında olmadık. Hep eleştirdik. Baskıcı düzen nerede olursa olsun. Ona karşı olmak gerektiğini inanıyorum. İnsan hakkı ihlali çağdaş dünyanın sorunu olmuştur. Esad'ı her zaman eleştirdik. Suriye'nin bölgedeki önemini iktidar kavrayamadı. Esad gitsin derken Rusya, İran, Amerika ne diyorsunuz ona bakacaksınız." diye konuştu.

"SURİYE MUHALİFLERİNE GÖNDERİLEN SİLAHLAR IŞİD'İN ELİNDE"

Türkiye'nin Suriye'deki militanlara silah gönderdiğini ve bu silahların şuan IŞİD'in elinde olduğunu vurgulayan CHP Lideri, "Bunları söylediğimizde kıyamet koptu. Bunlar ortaya çıktı. Davutoğlu, 'Belge ortaya koysun' diyor. Savcılık belgesi var. 'Örgütlere silah malzemesi götürüyor.' diyor. Malı taşıyan TIR şoförü söylüyor. Sadece IŞİD diye bir ifade yok ama bu silahlar IŞİD militanlarının elinde. Türkiye silahları Esad karşıtı güçlere gönderiyor. Şoförler bunu tek tek anlatıyor. Bunlarla ilgili yayın yasağı getirildi. İnsani yardım için yayın yasağı mı getirilir? Türkmenler açıklama yaptı, bizde böyle bir silah yok diye. Tamamen halkı kandırıyorlar. Eğer bu ülkenin vatandaşlarının ödedikleri vergilerle Ortadoğu'yu kan gölüne çevirecek örgütlere silah verirseniz esas vatana ihanet budur." açıklamasında bulundu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin önerisi üzerine ABD ile anlaşması yapılan ılımlı muhaliflerin eğit-donat işlemi yapılması konusunda karşı çıktıklarını söyledi. "Biz bunu uygun görmüyoruz. Bunlar IŞİD'e katılırsa ne olacak? Bunun garantisi var mı?" diyen Kılıçdaroğlu, IŞİD'in vurulması için İncirlik'in kullanımında hukuk müsaitse izin verilebileceğini kaydetti.

CHP Lideri, sosyal medya üzerinden gelen vatandaşların sorularına da cevap verdi. Hükümet olarak meşru temsilcilerle müzakere yapılması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, süreci Abdullah Öcalan ile değil, HDP ile çözeceklerini belirtti. CHP lideri, Öcalan'ın ev hapsine karşı olduklarını kaydetti. CHP'nin İmralı'ya bir heyet göndermesinin de hiçbir zaman söz konusu olamayacağını ifade etti.

Kobani'ye silah yardım yapılması konusunda atılacak adımlara sıcak bakmadıklarını belirten CHP Lideri, "Bugün o bölgeye silah göndermesi ve aracılık yapması konusunda Türkiye'nin iyi düşünmesi lazım. Geçmişte El Kaide'ye gönderdik şimdi IŞİD kullanıyor. Yarın kim kullanacak? Buna sıcak bakmıyoruz." dedi.

CHP olarak YPG'yi terör örgütü olarak görmediklerini belirten CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Türkiye'ye silahlı saldırı olmadığı sürece terör örgütü olarak tanımlamayız. Teröre başvurmadığı sürece YPG'yi terör örgütü olarak görmeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

HSYK seçimleri konusunda, seçilen adaylara karşı önyargılı olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, HSYK'dan adalet beklediğini ve 17 - 25 Aralık operasyonlarının üzerinin kapatılmaması gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Her yargıcın siyasi görüşü vardır. İtiraz etmeyiz. Ama her hakimi, savcıyı siyasi olarak damgalarsanız bu güvensizlik oluşturur. Seçilen arkadaşlar, yargıcı ve savcıyı tarafsız yapacak olan sizsiziniz. Alacağınız kararlarla siyasetin arka bahçesi olmayacaksınız. Adalete olan inancı sağlayın. Vatadandaş olarak bu ülkede adalet var demeliyim. Seçilenlerle ilgili önyargılı değilim. Önce görmek lazım. Ama 17 ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasının kapatılmasını istemem." dedi.
<< Önceki Haber Kılıçdaroğlu: AKP'li bir bakan bana teşekkür etti Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER